Bahçeşehir Koleji, şimdi çok genç bir kulüp olmasına karşın, Europe Cup’ta ülkemizi kusursuz temsil etti, fırtına üzere estiği dönemi Avrupa Şampiyonu olarak bitirdi. Bu büyük zaferin mimarı Bahçeşehir Koleji Spor Kulübü Lideri Hüseyin Yücel, adım adım nasıl doruğa çıktıklarını, şampiyonluk anındaki hisleri ve bundan sonraki planlarını MİLLİYET için lisana getirdi. İşte Lider Hüseyin Yücel’in dayanılmaz serüveni anlatan kelamları…
– Kısa bir süreçte Avrupa Şampiyonluğu’na kadar giden bir öyküyü organize eden bireysiniz. En başa döndüğümüzde bu kıssa nasıl başladı, temel motivasyonu neydi?
“Bu kulübün kurulmasına aslında Vakıfbank Bayan Voleybol grubu ilham verdi. 2017 yılında İtalya’da Vakıfbank’ın bir maçına gitmiş ve onların muvaffakiyetinden, Türk sporunu memleketler arası mecrada gururla temsil edişinden etkilenmiştim. Bir basketbol kulübü kurma ve Avrupa’da muvaffakiyetler, kupalar hedefleme fikri de orada çıktı. Geldiğimiz noktada bu amaçların birincisine ulaştığımız için çok memnunum. Bunun yanında kurum olarak sporu, çocuklarımızın birey olarak gelişimi için değerli bir enstrüman olarak görüyoruz. Onlara ilham vermeyi, örnek olmayı kendimize görev adlediyoruz.”
– Açıkçası bu dönem başında kurduğunuz takım ile tepe adaylarından bir tanesi haline gelmiştiniz. Nasıl bir dönem geçirdiniz, sizin kupaya olan inancınızı azaltan ya da etkileyen süreçler oldu mu?
“Geçtiğimiz yaz hem genel menajerimiz Alpaslan Aydın hem de başında hocamız Erhan Ernak’ın olduğu teknik takımımız büyük bir özveriyle bu ekibi kurdu. Bu takım kurulurken dikkat ettiğimiz şeylerin başında oyuncularımızın parkede olduğu kadar karakterlerinde de uygun olmasıydı. Bunda da ne kadar başarılı olduğumuzu dönem içerisinde gördük. Açıkçası dönem başında bu kupayı alacağımıza inanıyorduk ve süreç boyunca aksini düşünmemize sebep olacak bir şey olmadı. Grup olarak her vakit bir ortada kaldık, inancımızı koruduk ve sonunda da amacımıza ulaştık. Lakin illa bir kırılma anı söylemem gerekirse çeyrek finalde konutumuzda oynadığımız Sporting maçını söylerim. Yanlış hatırlamıyorsam maç içinde bir orta 15 sayı kadar geriye düşmüştük, o an kendi kendime ‘acaba’ dedim lakin sonrasında grup olarak çok âlâ bir tepki verip geri dönmeyi bildik. O maçta gösterdiğimiz karaktere şahit olduktan sonra aslında içimde en ufak bir kuşku kırıntısı kalmadı.”
Övünç kaynağı
– Çok uygun bir takım kurdunuz ancak bu kadroyu da bünyenizde bulunan birinci defa head coachluk tecrübesi yaşayacak olan bir isme teslim ettiniz. Bu tercihinizde de haklılığınız ortaya çıktı, aslında tüm Türk antrenörlere de yeni bir yol açtınız? Bu kararı alırken zorlanmadınız mı?
“Bizim en önemsediğimiz noktalardan biri de genç antrenörlerimize talih vermek. Erhan Hocamız bu kulübün kuruluşundan beri bizimle olan, bilhassa altyapı düzeyinde Türk basketboluna değerli hizmetlerde bulunmuş kıymetli bir spor insanı. Birkaç dönem yardımcı koç olarak grubumuza katkı verdikten sonra geçen dönem başantrenör olmuştu. Biz de yaz devrinde kendisine güvendik ve bu seyahate birlikte çıkmaya karar verdik.Ayrıca bir parantez açmak isterim ki Erhan Hocamız, Avrupa’da kupa kazanan üçüncü Türk basketbol antrenörü oldu. Daha evvel bunu sırf Aydın Örs ve Ergin Ataman başarabilmişti. Hocamızın bu seçkin listeye bizim kulübümüz çatısı altında girmiş olması bizim için farklı bir övünç kaynağı.”
Baskın his gururdu
– Yarı final ve final süreçlerinde heyecanınız çok belirli oluyordu açıkçası. İstanbul’da şampiyon olduğunuzda, kupayı kucakladığınızda, aklınızdan birinci geçenler ne oldu?
“Sahip olduğum baskın his gururdu. Zira tekraren söylediğim üzere biz bunu sadece Bahçeşehir Koleji’nin değil, Türk sporunun başarısı olarak görüyoruz. Türkiye’ye erkek basketbolda gelen yedi Avrupa kupasından birinde imzamızın olması tanım edilemez bir memnunluk.”
– Şampiyon oldunuz, tüm Türkiye’ye büyük bir sevinç, gurur yaşattınız, bir sonraki adımınız ne olacak?
“Biz bu kupayı muhakkak bir son değil, bir başlangıç olarak görüyoruz. Artık kendimize daha büyük amaçlar koyabileceğimizi, daha hoş hayaller kurabileceğimizi hissediyoruz. Önümüzdeki dönem yüksek ihtimalle FIBA Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde oynayacağız. Elbette FIBA Europe Cup’a kıyasla düzey olarak daha yeterli bir şampiyona ve biz bunu bir meydan okuma olarak görüyoruz. Bu kupada gayemiz er ya da geç dörtlü finale kalmak ve şampiyon olmak.”
Scouting başarısı
– Dönem başında sakatlıklar yaşandı, Bentil üzere değerli bir isim ekipten ayrıldı lakin çabucak gerekli atılımları yapabildiniz? Bu süreci nasıl geçirdiniz?
“Tabii şampiyon olunca ‘her şey problemsiz gitti’ üzere bir algı oluşuyor lakin hiç de o denli değildi. Bilhassa sizin de belirttiğiniz üzere dönem başında çok önemli sakatlık sorunları yaşadık ve Ben Bentil’i Euroleague gruplarından Olimpia Milano’ya gönderdik. Fakat kulüp olarak scouting’e ehemmiyet veriyoruz ve bu üzere durumlara her vakit hazırlıklıyız. Dönem içerisinde giden oyuncularımızın yerini NBA deneyimi bulunan Sam Dekker ve Tarik Black; geldiği günden itibaren grubumuzun itici güçlerinden biri olan Richard Solomon üzere isimlerle doldurduk. Bu oyuncuların adaptasyon sürecini de harikaya yakın geçirdiğimizi ve başarımızın kilit noktalarından birinin de bu olduğunu düşünüyorum.”
Alt yapıya titriyoruz
– Bu kadar yaygın bir yerleşke ağınız varken, alt yapılar konusunda da çok kıymetli işler yapabileceğinizi düşünüyoruz, son yıllarda alt yapı gruplarınızın gelişimine de şahit oluyoruz? Alt yapı faaliyetlerinizi nasıl anlatırsınız?
“Altyapı faaliyetlerimizin üzerine en az profesyonel kadromuz kadar titriyoruz zira kulübü kurarkenki misyonlarımızdan biri, az evvel de söz ettiğim üzere çocuklarımıza sporu sevdirmek ve ilham vermek. Birçok kentte alt yaş kümelerinde kadrolarımız var ve onlardan da çok hoş haberler alıyoruz.Örneğin son olarak geçtiğimiz hafta düzenlenen U-16 Türkiye Şampiyonası’na hem İstanbul hem de İzmir kadrolarımızla katıldık ve bu iki ekibimiz şampiyonada birbirleriyle oynadı. Bunu Türkiye’de yapabilecek öteki bir kulüp var mı, açıkçası emin değilim. Altyapı ağımıza güveniyor ve uzun vadede Türk basketboluna kıymetli hizmetlerde bulunacak spor insanları yetiştireceğimize inanıyoruz.”
Emelimiz kar elde etmek değil
– Bahçeşehir Koleji üzere kıymetli bir eğitim heyeti olarak, spora yapılan yatırımı, hem marka hem de gençliğin gelişimi için nasıl anlatırsınız?
“Doğrusunu söylemek gerekirse basketbola yaptığımız yatırımın kurumumuz açısından mali bir getirisi yok. Hatta biz bu yola çıkarken beşerler bizi yadırgamış ve paramızı daha yeterli kullanabileceğimiz konusunda yorumlarda bulunmuştu. Lakin bu kulübü kurarken bizim gayemiz esasen hiçbir vakit kar elde etmek olmadı. Kulüp olarak biz bu yatırımı çocuklarımıza, gençlerimize sporu sevdirmek, onları sağlıklı bir hayat stiline yönlendirmek için yaptık. Şu ana kadar şahit olduğumuz muvaffakiyetler da ne kadar gerçek bir karar aldığımızı gösteriyor.”
Kupa dolaşıyor
– O kadar ağır bir takvim var ki, aslında kupayı tam olarak kutlayamadınız bile? Ülkenin çok değerli bir eğitim kurumusunuz ve çok yaygın bir ağınız var. Anadolu’da sizinle o kupa coşkusunu ekranlardan da olsa yaşayan insanlara bu kupa gidecek mi?
“Aslında gitmeye başladı bile. Şu an kupamız İstanbul’daki kampüslerimizi ziyaret ediyor ve bedelli öğrencilerimizle buluşuyor. Alışılmış ki Bahçeşehir Koleji olarak Türkiye’nin dört bir yanında okullarımız bulunuyor ve bu coşkumuzu mümkün olduğunca fazla öğrencimiz, öğretmenimiz ve paydaşımızla yaşamak istiyoruz. Ayrıyeten ING Basketbol Üstün Ligi’nde play-offları bitirdikten sonra büyük bir partiyle bu zaferimizi kutlamayı planlıyoruz.”
Lewandowski’nin Bayern ismine en hoş golleri
