Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun 18 Aralık 2002’de meskeninin önünde uğradığı silahlı akın sonucu katledilmesine ait soruşturmada tetikçi olduğu savıyla tutuklanan eski Özel Kuvvetçi Tarkan Mumcuoğlu’nun sözüne T24 ulaştı. Gökhan Nuri Bozkır’ın söylediklerinin “iftira ve hayal ürünü” olduğunu öne süren Mumcuoğlu, “Masum insanları katletmek gururlu askerlerin işi değil, karaktersiz ve kullanılmaya uygun insanların işidir. Cinayetin işlendiği tarihte Kazakistan’da görevliydim. Bunu ispat edecek şahitlerim vardır” dedi. Fakat savcılık Mumcuoğlu’nun Kazakistan’da olduğunu söylediği 5 Aralık-29 Aralık 2002 tarihleri ortasında ailesiyle irtibat kurmadığını tespit etti. Kazakistan’da olduğu devirde ailesiyle Messenger üzerinden haberleştiğini fakat her gün görüşmediğini söyleyen Mumcuoğlu ise bu durumu, “Kazakistan ile Türkiye ortasında bağlantının kıymetli olmasından ötürü eşimle SMS üzerinden internetten görüşme vaktimizi ayarlardık. Bu tarihler ortası irtibat kurmama sebebim muhtemelen interneti sıkıntısız hizmet vermesinden kaynaklanmıştır” diyerek açıklamaya çalıştı.
Göktaş firar etti
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun suikast sonucu öldürülmesine ait soruşturmada savcılık, 8 Haziran’da ikinci defa operasyon kararı vermişti. Savcılığın talimatıyla harekete geçen polis, ortalarında eski Özel Kuvvetçiler Fikret Emek ile Tarkan Mumcuoğlu’nun da bulunduğu 8 kişiyi gözaltına almış, Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda (ÖKK) MAK komutanlığı yapan ve daha evvel de Ergenekon davasında yargılanan emekli Albay Mustafa Levent Göktaş ise adresinde bulunamamıştı. Göktaş’ın aramasına devam edilirken, Mumcuoğlu ve Emek sorgularının akabinde sevk edildikleri mahkemece tutuklanmıştı.
“Yalan ve hayal ürünü”
Hablemitoğlu cinayetinin tetikçisi olduğu savıyla tutuklanan Tarkan Mumcuoğlu’nun tabirine T24 ulaştı. Ukrayna’da yakalanarak Türkiye’ye getirilen eski Özel Kuvvetçi Nuri Gökhan Bozkır’ın kendisinin tetikçi olduğuna yönelik tezlerini reddeden Mumcuoğlu sözünde şunları söyledi:
“Bu şahsın sav ettiği herşey palavra ve hayal eseridir. Ben hiçbir surette bu türlü bir işin içerisinde bulunmadım. Temiz insanları katletmek erdemli askerlerin işi değil, karaktersiz ve kullanılmaya uygun insanların işidir. Cinayetin işlendiği tarihte Kazakistan’da görevliydim. 6 ay kadar burada kaldım. Bu konu ÖKK’nın yayınladığı misyon buyruğu, ülkeye giriş çıkışta pasaportumuza vurulan damgalar, havalimanlarında emniyet denetimlerinde tutulan kayıtlar, benim Kazakistan’da vazifeli olduğumu gösteren evraklar ortaya koymaktadır. Bunu ispat edecek şahitlerim vardır. Tıpkı vakitte bir arada misyon yaptığımız 4 tim çalışanı, askeri ateşe ve konutumuzda yemekleri yapan bayan şahıs ile oradaki tercüman ve sürücüm buna canlı şahittir. Gittiğim ülke giriş çıkışları daima denetim eden bir ülkedir, rastgele gidilemez”
Kritik tarihlerde ailesiyle bağlantı kurmamış
Mumcuoğlu, Kasım 2002’de Kazakistan’a gittiğini söyledi. Kazakistan’dayken ailesiyle nasıl görüştüğü sorulan Mumcuoğlu, yurtdışı ile görüşmelerin kıymetli olması nedeniyle sms ile haberleşip daha sonra internetten Messenger üzerinden görüştüklerini söyledi. Savcılık ise, Kazakistan’a gidişinden sonra ailesiyle daima bağlantı halinde olduğu belirlenen Mumcuoğlu’nun, 5 Aralık ile 29 Aralık 2002 tarihleri ortasında ailesiyle bağlantıya geçmediğini belirledi.
“Muhtemelen internet meselesiz hizmet vermiştir”
Bu durumun sorulması üzerine Mumcuoğlu, şu savunmayı yaptı:
“Ailemle her gün görüşmüyordum. Fakat vazifem yahut bulunduğum ülkedeki internetin durumuna nazaran görüşmediğim tarih aralıkları olmuştur. Tarih aralıkları bir ayı geçecek biçimde olmamıştır. Kazakistan ile Türkiye ortasında irtibatın değerli olmasından ötürü eşimle sms üzerinden internetten görüşme vaktimizi ayarlardık. Kazakistan’da bulunan internet çizgilerinde sorun olduğu vakit GSM çizgileri zerinden bildiri yolu ile irtibat kuruyorduk. İnternet problemsiz çalıştığı vakit iletileşme gereği duymadan internet üzerinden irtibat sağlıyorduk. Bu tarihler ortası ailemle irtibat kurmama sebebim muhtemelen internet meselesiz hizmet vermiştir. Bundan ötürü GSM sınırları ile irtibat kurmamışımdır”
Bozkır, Mumcuoğlu için “tetikçi” demişti
MİT’in gerçekleştirdiği özel bir operasyon ile Türkiye’ye getirilen ve tutuklanan eski ÖKK’cı Gökhan Nuri Bozkır’ın tabirine de T24 ulaşmıştı. Bozkır sözünde değerli itiraflarda bulunarak, o devir Özel Kuvvetlerde MAK Kumandanı olan Albay Levent Göktaş’ın 2002 Kasım ayı ortalarında kendisini çağırarak, örtülü bir vazife kapsamında Hablemitoğlu’nu maksat olarak bildirdiğini, kendisinden Portakal Çiçeği sokakta keşif yapmasını istediğini ve gerekli uyumu da binbaşı Fikret Emek ile yapmasını söylediğini anlatmıştı. Bu kapsamda Hablemitoğlu’nun konutunun bulunduğu bölgede hurdacı kılığında keşif çalışması yaptığını itiraf eden Bozkır, “Üzerime eski kıyafetler giydim. Bir hurdacıya giderek hurda taşıyıcı bir araç aldım. Arızalı bir şofbeni aracın içine koydum. Daha sonra Portakal Çiçeği Sokağına gittim. Gündüz vaktiydi. Yavaşça çıkıp çevreyi rahat denetim edebilmek için Mesnevi Sokaktan Portakal Çiçeği Sokağa yanlışsız yokuş üst çıktım. Tespitleri not alıp rapor haline getirdim. Raporu da Göktaş’a verdim. Göktaş rapora baktıktan sonra bunu Fikret Emek’e vermemi söyledi, ben de Emek’in makamına geçerek raporu verdim” demişti. Bozkır, “suikastı kendisinin gerçekleştirmediğini lakin tetikçi olduğunu sav ettiği Tarkan Mumcuoğlu’nu olay yerine götürdüğünü ve cinayet sonrasında da otomobille alıp meskenine bıraktığını” sav etmişti.
