İstanbul’da yaşayan 67 yaşındaki mali müşavir Hayati Akbay, yaklaşık 3 yıl evvel doktora gittiğinde halk ortasında şah damarı olarak bilinen “karotis arter” damarında tıkanıklık olduğunu öğrendi. Çocukları da hekim olan Hayati Akbay, onların tavsiyesiyle Sultangazi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gelerek tetkikler yaptırdı. İncelemeler sonucu hastanın sol karotis arterindeki tıkanıklığın yüksek riskli bir konumda olduğunu tabir eden Sultangazi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Kardiyoloji Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, stent süreci yapılması gerektiğini belirtti. Operasyonun gerçekleşmemesi halinde hastanın 1 yıl içinde felç olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu söyleyen Prof. Dr. Can ve takımı başarılı bir operasyonla hastaya stent taktı. Akbay, operasyonun akabinde taburcu edilirken, şah damarı tıkanıklığının ekseriyetle belirti vermeyen bir hastalık olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Can, hastalığa ait ihtarlarda bulundu.
“Biraz daha devam etseydim, tahminen bir yerde kalabilirdim”
Operasyon sonrası yaşadığı rahatsızlıklarından kurtulduğunu tabir eden 67 yaşındaki mali müşavir Hayati Akbay, “3 yıl evvel çok ıstırabım olmamasına karşın bir tetkikte şah damarımın yüzde 70 kapalı olduğu söylendi. Kan sulandırıcı birtakım ilaçlarla geçebileceği, ilerlemeyeceği söylendi lakin bundan 2 ay evvel önemli oranda badire yapmaya başladı. Yürüyüşümde, istikrar sağlayışta, uyumamda sonra tekrar bir tetkik yaptırmaya gittiğim vakit bu işin yüzde 90’a ulaştığı, ivedi etmem gerektiği söylendi. O denli olunca çok çabuk bir arayışa girdik. Grup çok âlâ bir grup, münasebetiyle çok başarılı bir operasyon geçti. Yürürken daima bir dengesizlik kelam konusuydu, çok çabuk yoruluyordum. Mesela ofisimden 600-700 metre konutumun ortası orada bir kez dinlenmek zorunda kalıyordum. Ben kalbimden şüphelendim, tetkike girdim bir şey yok dediler, bu tespit oldu. Uyurken çok zorluk çekiyordum. Başımı yastığa koyduğum vakit bir de gece sessizliği olunca oda ötüyordu. Odanın içinde güya bir uğultu vardı, oturarak durduğum vakit o kadar hissetmiyordum lakin başımı yastığa koyduğum vakit çok makûs sorun yaşadım. Tabibim stent taktı, operasyondan çıktıktan sonra çok rahattım. Önemli manada uygunum. Boyun bölgesinde olan her sese dikkat etmeleri lazım, boş vermemek lazım. Zira ben yüzde 90 kapalı bir damarla biraz daha devam etseydim tahminen bir yerde kalabilirdim. Çocuklarım tıpla ilgilenmemiş olsaydı tahminen ben de bu kadar ciddiye almış olmayabilirdim bu olayı, bu bahiste insanları bilinçlendirmek için muhakkak programların olması lazım” halinde konuştu.
“Semptomsuz seyredip, hastaya bir inme dediğimiz felçle gelir”
Hastanın durumuna ait bilgi veren Sultangazi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, “Kardiyoloji, kliniğinde yapılması gereken tüm süreçleri kliniğimizde rahatlıkla yapmaktayız. Karotis arter hastalığı dediğimiz hasta kümesinde bir hastaydı. Hastamızın bir sendeleme, istikrar sorunu dediğimiz bir sorunu vardı. Hastanın tansını koyup kendisine tedavi risklerini anlattık, başarılı bir biçimde süreç yaptık. Karotis arter hastalıkları genelde semptomsuz seyredip, hastaya bir inme dediğimiz felçle gelir. Felç gelmeden hastaya müdahale etmek kıymetlidir. Birçoklarını biz acillerde felç durumunda görüyoruz, yatalak konuma geliyor. Riskli bir damar yapısı vardı, çok kıvrımlıydı, felç riski hakikaten yüksek” tabirlerini kullandı.
“Müdahale edilmezse tahminen sonraki gün felç olacaktı”
Hastaya süreç yapılmaması durumunda felç yaşama ihtimalinin çok yüksek olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, “Bu hastamızın çok önemli bir damar tıkanıklığı vardı, bir yıl içinde yüksek oranda felç geçirerek karşımıza gelecekti. Şu hastaları tarayalım, karotis arter hastalığını bulalım herkese stent takalım üzere bir algı oluşmasın. Karotis arter hastalığı ekseriyetle yaygın damar hastalığı olan, yüksek risk faktörü olanlarda, denetimsiz diyabet olanlarda olan hastalık kümeleri. Genelde ya ameliyat olmaya giderken ya da kulakta çınlama, sendeleme ya da süreksiz felç olan hastalarda tespit edip o denli yakalayabiliyoruz. Ultrasonda tıkanıklık için yüzde 90 demişler ancak bizim anjiyografik görüntülememizde yüzde 98-99. Beynin yarısını besleyen damar diyoruz buna, iki tane büyük damar var. İkisi de ağacın kolları üzere besliyor lakin damar tıkandığı anda beyinde bir beslenme sorunu oluyor. Müdahale edilmezse tahminen sonraki gün felç olacaktı, tahminen bir yıl içinde. Bunların büyük bir kısmı acil servislere yahut hastanelere felç olarak başvuruyor. Bizim kliniğimiz sahiden Avrupa Yakası’nın en düzgün kliniklerinden biri durumuna geldi. Hastamızın anjiyografisinde sol karotis arterinde yüzde 98 darlık tespit ettik. Bu hastaların 1 yıl içinde felç geçirmesi yüzde 30-40 hatta 50’lere kadar varabiliyor” dedi.
