HDP Eş Genel Lideri Mithat Sancar, “Emekli amirallerin yayınladığı bir bildiri var. İktidar, yeniden her vakit yaptığı üzere siyasi kurnazlık ve fırsatçılıkla bu bildiriden darbe tehdidi üretme ve bunu siyaseten kullanma telaşına girdi. Yani yeniden mağduriyet edebiyatına sarıldı. 19 yıldır iktidardalar, 19 yıldır mağdurlar.” dedi.
Sancar, partisinin TBMM Küme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, her gün kriz üreten, sıkıntıları büyüten, eşitsizlik ve adaletsizlik yaratan, toplumu kutuplaştıran, toplumsal adaleti ortadan kaldıran, lime lime dökülen bir idare sisteminin altında yaşadıklarını savunarak, “Sistemin kendisi güçlerin tek adamda toplandığı, tekçi bir sistemdir lakin ürettiği sorun ve krizler çokludur. Bu sistemde kontrol, halk, yurttaş yoktur. Bu sistemde tek adam, tek adamın etrafına çöreklenmiş kümeler vardır.” diye konuştu.
Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi’nin unsurlarına geçilmesine dair oylamanın yenilenmesini anımsatan Sancar, parlamentonun nasıl hiçleştirildiğinin çarpıcı bir örneğini yaşadıklarını söyledi. Sancar, İçtüzüğü zorlayarak, oylamayı yenileyerek kendi çoğunluklarıyla yasanın hususlarına geçilmesini kabul edenlerin parlamentonun iradesine bir kere daha darbe indirdiğini öne sürerek, “Parlamentoyu değil sarayı temel aldıklarını gösterdiler.” dedi.
Yargının iktidarın siyasi gündemine nazaran durum aldığını ve karar verdiğini; iktidar işaret verdiğinde harekete geçtiğini ileri süren Sancar, bunun en çarpıcı örneğini Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesine giden süreçte ve sonrasında gördüklerini belirtti.
İktisatta bir çöküş yaşandığını savunan Sancar, şunları söyledi:
“Bu çöken iktisadın altında kalanlar fakir, işçi halklarımızdır. Bu çöküşün her kaide altında nimetini yiyenler de vardır. O nedenle kriz sözü yetersizdir. Bir ekonomik çöküş yaşıyoruz. Tablonun öbür tarafına bakarsanız yandaş sermayenin nasıl büyüdüğünü görürsünüz. Oraya akan milyar dolarları görürsünüz. Merkez Bankasının kaybolan 128 milyar dolarlık rezervinin nereye aktığını görürsünüz. İşte bu nedenle bu sistem ülke iktisadını fakirlerin, işçilerin üzerine çökertmeye çalışıyor. Bu sistemin ismi Kürşatlar nizamıdır. Yetiştirdikleri yeni kuşak de Kürşat kuşağı olmuştur. Bu ülkeye vadede vadede geldikleri yer Kürşatlar nizamı, Kürşat kuşağıdır. Bunu reddediyoruz.”
Enflasyon bilgilerinin açıklandığını lisana getiren Sancar, “Yoksullaşmayı bu kadar açık ortaya koyan ve servet, kaynak transferini bu kadar güçlü yaratan öteki bir düzenek olamaz. Faiz, rant, enflasyon…” dedi.
Sıhhat sisteminin de “müşteri sistemine” dönüştürüldüğünü ve rant sisteminin güçlü bir halkası haline getirildiğini öne süren Sancar, “O nedenle pandemiyle, halk sağlını temel alan bir çabayı bu iktidar yürütemez. Zira, kurulan sistem halk sağlını temel almıyor. Sermayeyi kollayan, rantı gözeten bir sistem kurulmuştur. Bir yandan Aslı Özkısırlar üzere beşerler hastane bulamadıkları, doktora gidemedikleri için hayatlarını kaybediyorlar; bir yandan yandaşa Londra’ya bir ambulans helikopter gönderebiliyorlar. Kimin parasıyla kime hizmet ediyorsunuz?” sözlerini kullandı.
“Bu iktidarın darbeci anlayışla rastgele bir sorunu yok”
HDP Eş Genel Lideri Sancar, birtakım emekli amirallerin açıklamasına değinerek, “Topluma inanç verebilecekleri inandırıcı ve samimi bir siyasetleri yok. Bu iktidar tahlil gücü değildir; sorun kaynağıdır, kriz üretme merkezidir. Ellerinde hiçbir şey kalmayınca mağduriyet siyasetine sarılıyorlar. İktidar, her vakit yaptığı üzere fırsatları büyük bir kurnazlıkla kıymetlendiriyor. Emekli amirallerin yayınladığı bir bildiri var. İktidar, yeniden her vakit yaptığı üzere siyasi kurnazlık ve fırsatçılıkla bu bildiriden darbe tehdidi üretme ve bunu siyaseten kullanma telaşına girdi. Yani tekrar mağduriyet edebiyatına sarıldı. 19 yıldır iktidardalar, 19 yıldır mağdurlar.” dedi.
Darbelerin Türkiye’de büyük yıkımlara ve tahribatlara neden olduğunu vurgulayan Sancar, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bunlar bizim çok uygun bildiğimiz gerçeklerdir. Askeri ya da sivil bütün darbelere karşı her vakit en açık tavrı alan ve her türlü darbeci zihniyetle gayret eden bir siyasi geleneğe sahibiz. Buradan bir sefer daha hatırlatalım; bütün sıkıntıların tahlil yolu demokrasidir, siyasettir, demokratik siyasettir. Bunun dışındaki her teşebbüse, yaklaşıma, uygulamaya karşı bizim tavrımız nettir lakin bir bildiriden bir darbe tehdidi üretmeye çalışan iktidara da tekrar şunları hatırlatalım; eş genel liderlerimizden belediye eş liderlerimize kadar binlerce arkadaşımızın haksız ve hukuksuz bir biçimde tutuklanmasının ismi nedir? Darbe değil midir? Bu bir darbeci icraat değil midir? Seçme ve seçilme özgürlüğünü ortadan kaldırarak halkımızın belediyelerini kayyımlarla gasp etmek halkın iradesine darbe değil midir? Milyonlarca oy alan partimiz hakkında kapatma davası açtırmak demokratik siyasete bir darbe teşebbüsü değil midir? Ömer Faruk Gergerlioğlu, Leyla İtimat ve Musa Farisoğulları’nın vekilliğini haksızca, hukuksuzca düşürmek halk iradesine bir darbe değil mi? 15 Temmuz sonrası OHAL ilan ederek yüzbinlerce kamu çalışanını KHK’lerle işten atmak, gazete ve televizyonları kapatmak darbeci bir uygulama değil midir? İstanbul Mukavelesi’ni tek taraflı bir tasarrufla feshetmek bayan kazanımlarına yönelik bir darbe değil mi? Anayasayı, hukuku rafa kaldırmak darbelerin temel özelliğidir. Bu iktidara yönelik en küçük bir tenkide dahi tahammül göstermeyen, bir tweet atanı, röportaj vereni tutuklattırmak yurttaşa karşı darbe değil midir? 28 Şubat’ın eseri olan güvenlik yasasını darbe mantığı ile yürürlüğe sokmak yeniden tıpkı şey değil midir?
Bu iktidarın darbeci anlayışla rastgele bir sorunu yok. Bu iktidarın darbecilikle hesaplaşma konusunda en ufak bir samimiyeti de olamaz. Şayet nitekim darbeci zihniyetle, darbeci rastgele bir teşebbüsle hesaplaşma konusunda samimi ise o vakit bu iktidarın yapacağı birinci şey kendi icraatları ile yüzleşmektir. Şayet yüreği varsa bu iktidar aynaya bakar, o vakit bu ülkede hangi anlayışın darbecilikle nasıl bir iç içelik yaşadığını daha yeterli görür. Bizim duruşumuz ve tavrımız nettir. Biz, siyaset, demokrasi dışı hiçbir arayışa prim vermeyiz. Siyaset, demokrasi dışı her türlü arayışın karşısındayız. Bugün demokrasiyi rafa kaldıran, siyaseti lağveden iktidar, bizatihi kendisi daima bir darbe sarkacının merkezi, kaynağı haline gelmiştir.”
Kaynak: Anadolu Ajansı
