Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Şampiyonlar Ligi finalinin Türkiye‘den alınması kararı siyasi”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:
“Hayvan hakları ile ilgili bahiste artık sona geliyoruz. Kısa vakit içerisinde sonuca varacağız ve adımları atacağız”
“Üniversite öğrencileri üniversitelerine gitme konusunda çok avantajlı. Olağanüstü bir durum olmazsa onların pozisyonu bu noktada farklı olacağını YÖK söylüyor. Kendileriyle de bu hususta hazırlıklarımızı yapıyoruz”
“Bizim bütün ıstırabımız bu korona virüs belasıyla alanların tadını alamadık. Bu türlü ekranlardan izlemekle bu işin tadı olmuyor. Tribün farklı bir zevk veriyor. Tribün olmayınca ne alandaki futbolcu bu işin zevkini alabiliyor ne de futbol severler bu işin zevkini alabiliyor. Temennim odur ki önümüzdeki döneme bu beladan kurtulmuş olarak gireriz”
ANKARA – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şampiyonlar Ligi finalinin ve Formula 1’in Türkiye’den alınması kararlarını kıymetlendirdi. Erdoğan, kelam konusu kararlara ait, “Bana nazaran siyasi bir karar aldılar. Siyasi bir karar diyorum zira bir iki yıl öncesinden bilhassa Şampiyonlar Ligi’nin Türkiye’de oynanacağına dair kararı bildirmişlerdi. Ne zamanki İngiliz liginden iki grup bu noktada finali oynama hakkını kazanınca birden ibre değişti. Formula 1’de de, geçen yıl çok çok başarılı bir tertip yapıldı. Bu sene de öncelikle bunun verildiğini söylediler lakin son anda buradan farklı bir yere Formula 1’i kaydırdılar. Olanda hayır verdir diyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde düzenlenen “Kütüphane Söyleşileri” programında gençlerle bir ortaya geldi.
“Kısa vakit içerisinde sonuca varacağız”
81 vilayetten gelen gençlerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, “Hayvan hakları konusunda yapılan çalışmalar ne aşamada” biçiminde yöneltilen bir soruya şu karşılığı verdi:
“Bu mevzuda bilhassa Mustafa Yel ve Hasret Hanım ağır bir çalışma içerisindeler. Sokak hayvanları ile süreci bitmiyor. Bir de süs eşyası üzere alınıp satılan hayvanlar var. Bu AVM’lerde bu cins alışverişler var. Bunlarla birlikte sokaklarda sahibinin elinde yürüyen hayvanlar var. Bu hayvanlarda çok çok hoş hayvanlar ancak affetmiyorlar. İcabında sahibinin elinden ayrılıp gidip bir kediyi parçalayabiliyor, çocuğu parçalayabiliyor. Bütün bunların yanında sokak hayvanları ile ilgili çalışmalar devlet olarak biz de yürütüyoruz belediyelerde yürütüyor.”
Adalar’da kayıp at savları ile ilgili de konuşan Erdoğan, “İstanbul’un Adalar ilçesinde 900’ü aşkın at adeta telef edilme ile karşı karşıya getirildi. Bu atlar evvel dedik ki Adalar’dan alınsın. Ne olsun. Adalar’a elektrikli arabalar getirilsin. Bu atların yaptığı işi onlar yapsın. Bunu bakanımla vesaire görüştük. İçişleri Bakanım, Büyükşehir belediye lideri ile görüştü. Mutabık kaldık. Cumhurbaşkanı olarak isabetli olur dedim. Ancak elektrikli olmak kaydıyla. Atları buradan uygun bir mahalleye transfer edelim. Adalar’da at olmasın artık. 900’ü aşkın atın nerede olduğu dahi belirli değil. Bunun karşılığını kimin vermesi lazım. İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri vermesi lazım. Nerede bu atlar. Bunların hastalık üretmesi kelam konusu olabilir. Bununla ilgili de bir yanıt yok. Evvel Çin’den arabaların getirilmesi konuşuldu. Daha sonra bunun yarı yolda kaldığı söylendi. Daha sonra Bursa’dan bu türlü bir araba üretimi kelam konusu dendi. Bu da ortada kaldı. Bu araba sorunu çözülemedi. Bu sorumlu olan Adalar İlçe belediyesi ile büyükşehir bu mevzuyu çözmesi lazım. Çözdükten sonra Adalar sorunu çözülmeli. Hayvan hakları ile ilgili bahiste artık sona geliyoruz. Genel Lider Yardımcım Hasret Hanım ve Tekirdağ Milletvekili Mustafa Yel yakından takip ediyorlar. Kısa vakit içerisinde sonuca varacağız ve adımları atacağız” sözlerini kullandı.
Üniversite öğrencilerine müjde
Bir diğer gencin, “Önümüzdeki güz periyodunda üniversite öğrencileri üniversitelerine kavuşabilecek mi?” sorusuna Erdoğan, üniversite öğrencilerinin üniversitelerine gitme konusunda çok avantajlı olduğunu söyledi. Erdoğan, “Fevkalade bir durum olmazsa onların pozisyonu bu noktada farklı olacağını YÖK söylüyor. Kendileriyle de bu bahiste hazırlıklarımızı yapıyoruz. Aşı konusunu, yerli aşımızı inşallah yetiştirebilirsek bir kaygımız olmayacak. Üniversite öğrencilerimize diyoruz ki aşılarımızı yapalım, daha sonra yol açık” dedi.
“Üniversite sayımızı 76’dan 207’ye çırakttık”
Bir öğrencinin, üniversiteler ortası eşitsizlik olduğu tarafındaki kelamlarına ait Erdoğan, “Burada bir gerçek var. Biz misyona geldiğimizde 76 üniversite vardı. Şuanda 207 üniversite var. 76 üniversitenin olduğu devirde malum yalnızca lakin 67 vilayetin diyelim ki şöyle 35’inde üniversite varsa öbürleri boş ve Güneydoğu’dan, Doğu’dan öğrenciler İstanbul’a Ankara’ya geliyordu. Artık kendi vilayetinde üniversite var. Iğdır’da, Hakkari’de, Kars’ta üniversite var. Üniversite olmayan vilayet yok. Üniversite olmayan vilayet kalmadığı için artık benim garip gureba, yoksul fukara evladım da kendisi için sıkıntı olan. Zira kalkacak Kars’tan, Hakkari’den, anasının babasının parası aşikâr, onun oradan kalkıp üniversitede eğitim görmesi kolay değil. Bu kaideler içerisinde eğitim gördüler. Bu husustan bakarsak tabi ki tahminen dört dörtlük bir imkan yok ancak biz vazifeye geldiğimizde harç biz kaldırdık dedik ki bundan bu türlü harcınızı büsbütün biz ödüyoruz. 45 liracık burs vardı. Ancak artık burslara bakın. Şuanda minimum fiyata kadar çıkarttık. Dört dörtlük bir eşitlik mali mevzuda tahminen yok fakat bilimsel noktada artık üniversitelerimiz çok farklı bir devri yaşıyor. Şunu kimse diyemez, artık mali olarak bu tıp takviyeler verilmiyor lakin çeşitli üniversitelerimizde imkanlar çok daha farklı bir pozisyona geldi. Bunu bu iktidar sağladı yahut sağlamadı. Burada bize de hak verilmesi lazım. 207 üniversiteyi her istikametiyle bir kere destekliyorsunuz. Bunların içerisinde bilhassa sayısalla hareket eden üniversitelerimizin, tıp fakültelerinin halini düşünün. Tıp fakültelerinin maliyeti öbür sosyallere benzemez. Çok önemli yatırımlar yapacaksınız. Oradaki öğrencilerimiz şayet bir emarı, tomografiyi görmeden oradan mezun oluyorsa ben tıp fakültesi öğrencisiyim diyemez. Teknik üniversiteler içinde tıpkı şey geçerli. Bu noktada da tekrar her türlü imkanı YÖK’ün talebiyle devlet olarak elimizden geldiğince yapıyoruz. Eksikler tabi ki vardır. Bu eksikler bize iletildikçe bunu gidermek uğraşı içinde olduk, olacağız” açıklamasını yaptı.
“Karar siyasi”
Şampiyonlar Ligi finalinin ve Formula 1’in Türkiye’den alınması kararlarını pahalandıran Erdoğan, şunları söyledi:
“Bana nazaran siyasi bir karar aldılar. Siyasi bir karar diyorum zira bir iki yıl öncesinden bilhassa Şampiyonlar Ligi’nin Türkiye’de oynanacağına dair kararı bildirmişlerdi. Ne zamanki İngiliz liginden iki ekip bu noktada finali oynama hakkını kazanınca birden ibre değişti. İngiltere Lideri da bu işte çok baskı yaptı. Biz de UEFA’ya gerekli baskıları, gerek oradaki arkadaşlarımız vasıtasıyla gerekse İngiltere’deki bakanlar aracılığıyla yaptıysak da bize 2023 Şampiyonlar Ligi’ni verme taahhüdünde bulundular. Portekiz’e bu yılki şampiyonlar ligini kaydırdılar.
Formula 1’de de, geçen yıl çok çok başarılı bir tertip yapıldı. Bununla ilgili iştirakçilerin hepsi de bizde gerek tertibin gerekse pistin onlar için çok çok verimli olduğunu söylediler. Buradan da memnuniyetle ayrıldılar. Bu sene de öncelikle bunun verildiğini söylediler lakin son anda buradan farklı bir yere Formula 1’i kaydırdılar. Olanda hayır verdir diyoruz.”
“Temennim, önümüzdeki döneme bu beladan kurtulmuş olarak gireriz”
Muhteşem Lig’in 2020-2021 döneminde şampiyon olan Beşiktaş’ı bir kere daha tebrik eden Erdoğan, yabancı oyuncu hududunun azaltılması konusunda sorulan bir soruya şu karşılığı verdi:
“Tebrik ediyoruz. Çekirdekten yetişen Sergen kimin öğrencisi? Serpil Hamdi Tüzün’ün öğrencisi. O çarktan çıktılar ve artık de geldi Beşiktaş’ı şampiyon yaptı. Güzel bir ekibi var. Son anda tökezleme durumuyla karşı karşıya kaldıysa da işi bitirdi. Sayın Lideri da aradım, tebrik ettim. Sergen ile birlikte de performansı yüksek bir Beşiktaş gördük. Bizim bütün hüznümüz bu korona virüs belasıyla alanların tadını alamadık. Bu türlü ekranlardan izlemekle bu işin tadı olmuyor. Tribün farklı bir zevk veriyor. Tribün olmayınca ne alandaki futbolcu bu işin zevkini alabiliyor ne de futbol severler bu işin zevkini alabiliyor. Temennim odur ki önümüzdeki döneme bu beladan kurtulmuş olarak gireriz. Global futbolcu noktasında yerli futbolcularımıza ehemmiyet vermemiz gerekir diyorum. Şayet biz ulusal grubumuzun çok güçlü olmasını istiyorsak ve bunun için bizim çekirdekten yetişme futbolcularımızın olması lazım. Artık ulusal grubumuz biraz kıpırdanıyorsa yurt dışındaki birçok yerlerde oynayan futbolcuları ulusal ekibe çağırmak suretiyle biraz daha güç katıyor. Bu biraz daha içerden yetişme olsa bizim ulusal grubumuz çok daha güçlü olacak. Fransa’da Lille’de Burak son haftalarda orada baya performansı yüksek sonuçlar aldı.”
“Bulunduğunuz alanın tepesi ne ise o tepeye tırmanın”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Gençler için gerçekleştirmek istediğiniz bir hayaliniz var mı?” halinde yöneltilen bir soruya, “Şuanda bugün burada 80 gencimiz var. Bu 80 gencimiz değişik vilayetlerden buraya katıldılar. Sizin yarınlar için umutlarınız var. Amaçlarınız var. Bu gayeleri bir kez hayata uygulamanız gerekiyor. Onun için ben daima gittiğim okullarda şunu tavsiye ederim. Oku, düşün, uygula, hayata geçir. Bunu hayata geçirmemiz lazım. Okuyalım, okuduğumuzu düşünelim, düşündüğümüzü uygulayalım, uyguladığımızı da hayata geçirelim. Bu süreç içerisinde kuru kuruya okumak değil, onun üzerinde düşünmemiz lazım. Düşündüğümüzü de uygulamamız lazım. Daha sonra bunu takip edip bunun sonucunu almamız lazım. Bizim de gençler olarak neticelendirmemiz lazım. Ben futbol oynadım lakin artık orta alanda top çevirmek ile sonuç olur mu, olmaz. Futbolun sonucu ne? Gol. Golü atmadıktan sonra orta alanda top çevirmişsin o hiçbir işe yaramaz. İlimde de bizim sonuca ulaşmamız lazım. Hangi ilim, hangi alanda ilim tahsil ediyorsak o alanda her şeyden evvel bir şeyi hekim muyuz pekala doktorlukta alan çok fazla. Cerrah mıyız, dahiliyeci miyiz. Hangi alandaysak o alanda olmamız gereken yere varmamız gerekiyor.
Bulunduğunuz her alanda ne ise oradan birer Uğur Hoca, Aziz Sancar olmanız mümkün. yahut alanınız siyaset bilimi ise siyaset biliminde bu işi başaracaksınız. Başbakan mı olmak istiyorsun ol, Cumhurbaşkanı mı olmak istiyorsun ol. Bir yere gelerek kesinlikle bu hizmeti vermemiz lazım. Yani bulunduğumuz alanın tepesi ne ise o doruğa ben tırmanacağınıza inanıyorum. Bunun kararlılığı içerisinde olmamız lazım. ya bize şu verilmiyor bu verilmiyor. Her şey veriliyor bu ülkede. Ülkemizde 76 üniversiteden aldık 207 üniversiteye geldik. Üniversiteyi kapınıza getirdik. Oradaki öğrencilerimiz rahatlıkla birinci, orta, lise, üniversite hepsini ayağında bulsun. En hoşunu yapalım dedik. Her vilayette üniversitelerimizin en uygununu yapalım ve mümkün olduğunca öğretmenlerimizi yetiştirelim, onların sayısını artıralım ve tayinlerini hızla yapalım. Onun içinde sizlerden hiçbir vilayet ayırt etmeksizin hangi alanda bir vazife düşüyorsa ben o alanda o vazifesi yapmanız doğrultusunda sizlerden çok önemli icraatlar bekleriz. Bu millet sizden bunu bekliyor.”
Diyarbakır’dan gelen bir gencin, Kütüphane Söyleşileri programında bulunan gençleri Diyarbakır’da ağırlamak istediğini söylemesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu‘nu telefon ile aradı. Erdoğan, Vali Karaloğlu’na, gerekli planlamaların yapılması konusunda talimat verdi.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / İlker Turak
