UEFA Uluslar Ligi C Ligi’nin son maçında B Ligi vizesini cebine koyan A Ulusal Kadromuz, Faroe Adaları ile deplasmanda karşı karşıya geldi. Ay-yıldızlı takımımız dünya sıralamasında 125. sırada yer alan zayıf rakibine 2-1 mağlup oldu. Birinci yarısı golsüz tamamlanan müsabakada mesken sahibi ekibin gollerini 51. dakikada Davidsen ve 59’da Edmundsson kaydetti. Millilerimizin tek sayısı 88’de oyuna sonradan dahil olan Serdar Gürler’den geldi.
Büyük hayal kırıklığına neden olan sonucun akabinde teknik yönetici Stefan Kunz’a sert tenkitler yöneltildi. İşte spor muharrirlerinin maç kritikleri…
BİZE HİÇ YAKIŞMADI HİÇ – BİLAL MEŞE (MİLLİYET)
“Eğri oturacağız, doğruyu söyleyeceğiz arkadaş! Alışılmış ki A Ulusal Kadro koşullar ne olursa olsun kazanmak zorundadır. Diyeceksiniz ki, Uluslar Ligi’nde B’ye transfer olduk, daha ne istiyorsunuz ki? C’de uğraş ettiğimiz kadrolara bakın, hiçbiri ne bizim ayarımızda, ne de kantarımızdadır! Al birini, vur ötekine misali!
Lüksemburg maçındaki beraberliğe seviniyoruz, olacak iş mi bu? Haa maksadı yakalama ismine skor kâfi, pekala oyun olarak, işte burada duracaksınız! Sav ediyorum Lüksemburg karşısında tabeladaki sayıları ve de oyunu yerli bir hoca elde etseydi, tefe koyarlardık tefe! Artı Stefan Kuntz’un belirlediği takıma da kimsenin gıkı çıkmadı, ne de olsa yabancı ya! Rıdvan Yılmaz’ı çanta üzere yanında taşıyor, bu grupta bana nazaran ‘banko’ oynar.
‘OLACAK İŞ Mİ?’
Faroe Adaları’na yabancı değilim, o ülkeyle yollarımız birkaç sefer kesişti… Stadı yapay çim, bu mevsimde iklim kuralları malum, her kadrosu bozar! Ne var ki kurallara sığınmanın doğruluğunu kimse savunamaz arkadaş. Rakibin eti – budu ne ki? Gelin görün ki, birinci yarıda dişe dokunur bir konum üretemez mi koca Türkiye? Düşünün 45 dakikada rakip kaleyi bulan bir şutumuz var, o da Yunus Akgün’den, olacak iş mi? Diyeceksiniz ki Faroe Adaları’nın da konumu yok eyvallah, bana ne onlardan!
Yüksek toplarda çok rüzgar bizi negatif etkiledi, hakikat; gelin görün ki topu yere indirdiğimiz vakit da tesirli olamadık, rakip savunmayı açma konusunda gerekli beceriyi gösteremedik. Sakın formalite maçı falan demeyin, ülke puanı açısından bakıyorum ben fotoğrafa! Topla oynama yüzdesi bizden yana, ya durum üretimi?
‘ALTAY’I ANLAMAKTA ZORLANIYORUM’
İlk yarıda rüzgardan yakındık (!) iklim ve tabanı mazeret gösterdik! Pekala, 52’de yediğimiz golün mazereti var mı? Eren kritik yerde topun denetimini sağlayamadı, Vatnhamar kesti, Davidsen gelişine vurdu, Ozan’a da çarpan top filelerimize gitti. Kaleci Altay’ı anlamakta da zorlanıyorum, topla dripling sevdan her an senin başına iş açabilir, bilesin! Bırak asıl işini yap, Edmundsson’un 59’da attığı golü kurtar hiç değilse, ellerinin ortasından gitti!
Kuntz’un alana sürdüğü onbir de tartışılır! İsmail Yüksek seni Lüksemburg maçında ipten aldı, niçin yedek? Ne vakit ikinci golü yedik, ağır abinin aklı başına geldi; İsmail, Serdar Gürler ve Halil’i oyuna sürdü, biraz kıpırdanır üzere olduk, rüzgarı da ardımıza aldık (!), yüklendik, duvara çarpıp geri döndük! Serdar Gürler’in attığı tek gol de, makus futbolu bize unutturamadı!
‘DEĞİŞİM HER AN KAPIDA BEKLİYOR’
Tek övünülecek yanımız kümesi başkan tamamlamak, hepsi o kadar! Ya futbol, ya da bu son mağlubiyet, inanın bize hiç yakışmadı hiççç! Stefan Kuntz, bu negatif tabloya bakalım nasıl mazeretler üretecek! Artı Kuntz’un konumu tartışılıyor şu sıralarda, değişim her an kapıda bekliyor!”
UTANÇ VERİCİ – SERKAN AKCAN (FANATİK)
“Tarihimizde elbette makûs maçlar oynadık, bir çok turnuvada sıfır çektik, yeri geldi en kritik maçları kaybettik, fakat hiç biri 3 gol yendiğimiz son Lüksemburg ve dün geceki Faroe Adaları maçı kadar utanç verici değildi. En başta Stefan Kuntz formsuz ve isteksizdi. Sonra alandaki her bir futbolcumuz. Kuntz’un ayarları muhakkak ki dedikodulardan kötü halde bozulmuş, konsantrasyonu dağılmış. Seçtiği aday takımda aldığı ve almadığı isimlerin çokça tartışılması, alana çıkardığı 11’ler, oyuna müdahaleleri ve maç planları… Tam manasıyla bir faciaydı.
Berkan Kutlu Galatasaray’da bu dönem yalnızca bir maça birinci 11 başladı lakin Faroe Adaları’na karşı alandaydı. Döneme en yeterli giriş yapan yerlilerden Salih Uçan aday takımda bile düşünülmezken bu durumdaki bir orta sahanın birinci 11 başlaması Ulusal Grup seçicisinin adalet terazisini sorgulatır maalesef. Hele hele Lüksemburg maçını kurtaran İsmail Yüksek üzere formda ve genç bir orta saha kulübede otururken.
HARİKA PERFORMANS
Lüksemburg maçına 4-4-2’nin orta alanında başlayan Ferdi Kadıoğlu dün gece Faroe Adaları’na karşı da merkezde başladığı maçı sol bek olarak tamamladı. TFF’nin Ulusal Grup Teknik Yöneticilik koltuğuyla ilgili bir karar alıp almayacağını bilmiyorum. Ancak bunun söylentisinin bile Kuntz’u bu kadar dağıtması olağan değil. Halbuki Kuntz, daha 1 yıl evvel Şenol Güneş’ten devraldığı tükenmişlik sendromu yaşayan Ulusal Kadrosu Dünya Kupası Play-off’una taşımış, Haziran’da Uluslar Ligi’nde mükemmel bir performans sergilemişti.”
OPERASYONA GEREKSİNİM VAR – TUNÇ KAYACI (FANATİK)
Hayal kırıklığı yaşadığımız Lüksemburg maçının akabinde bir hayal kırıklığı da dün gece yaşadık. Faroe Adaları’na karşı bir itibar maçına çıktık aslında. Toplam pahası 4 milyon avro pahasında bir rakip karşısında tel tel döküldük. Faroe Adaları’nın dünya sıralamasındaki yeri malum ve üzerimizde hiç bir baskı olmaması lazım. Zira B ligine çıkmışız ve çok da rahat olmamız gerekirdi.
Evet hava soğuk, rüzgarlı saha sentetik fakat bunlar mazeret olamaz bildiğimiz gerçeklerdi. Birinci yarı bozan, önde basan ve temaslı olunda daha dominant olan rakibimiz karşısında çok etkisizdik. Rakibin en büyük kozu mesken sahibi olarak böyleyken teknik kalitemizi öne çıkartıp atacağımız gol ve gollerle dirençlerini kırmak olmalıydı. Lakin gördüğümüz kadarıyla bu yarıda ezik kaldık, yetersiz kaldık ve üretken değildik. Sonuçta gol durumu bulamadan soyunma odasına girdik… İkinci yarı hava kaideleri lehimize diye kendimizi kandırdık. Bir kez Kuntz’un anlamsız Eren ısrarı kalemizde birinci golü getirdi. Lüksemburg maçında birinci golümüze sebebiyet veren Eren aşikâr ki düşüşte bu ısrar niçin. Beraberliği beklerken gelen ikinci golle tam yıkıldık.
GENİŞ KAPSAMLI
Artık gelişi hoş baskıyla rakibi yanılgıya zorlayıp gol arayışı tam ikinci sınıf bir futbol anlayışıydı. Sanırım Kurt kadar kurmayları da zayıf bana nazaran. Hocanın göremediğini onlarda mı görmüyor hakikaten. Sanırım ulusal kadrolar sorumlusu Hamit Altıntop parlak futbol mesleğinin tersine çok makus bir yöneticilik mesleği ile süsleyecek. Meğer yönetmek yerine yönettirmeyi seçseydi kendi ismine da ülkemiz ismine o makamın içini dolduran bir teknik adamı gelseydi bugün bu hüzünlü tabloyu yaşamazdık.
Bir stadı dolduracak kadar bir nüfusa sahip bir ülkeden futbol dersi almak çok acı verici. Açıkçası ulusal ekip kimsenin deneme tahtası değildir ivedilikle radikal kararlar alınıp bu makus gidişi son verecek adımlar atılmalıdır. Bu adımlar yalnızca teknik yöneticiyle sonlu kalmamalı geniş kapsamlı bir operasyona muhtaçlık olduğu kesin görünüyor…
UEFA Uluslar Ligi C Ligi’nin son maçında B Ligi vizesini cebine koyan A Ulusal Kadromuz, Faroe Adaları ile deplasmanda karşı karşıya geldi. Ay-yıldızlı takımımız dünya sıralamasında 125. sırada yer alan zayıf rakibine 2-1 mağlup oldu. Birinci yarısı golsüz tamamlanan müsabakada mesken sahibi ekibin gollerini 51. dakikada Davidsen ve 59’da Edmundsson kaydetti. Millilerimizin tek sayısı 88’de oyuna sonradan dahil olan Serdar Gürler’den geldi.
Büyük hayal kırıklığına neden olan sonucun akabinde teknik yönetici Stefan Kunz’a sert tenkitler yöneltildi. İşte spor muharrirlerinin maç kritikleri…
BİZE HİÇ YAKIŞMADI HİÇ – BİLAL MEŞE (MİLLİYET)
“Eğri oturacağız, doğruyu söyleyeceğiz arkadaş! Alışılmış ki A Ulusal Kadro koşullar ne olursa olsun kazanmak zorundadır. Diyeceksiniz ki, Uluslar Ligi’nde B’ye transfer olduk, daha ne istiyorsunuz ki? C’de uğraş ettiğimiz kadrolara bakın, hiçbiri ne bizim ayarımızda, ne de kantarımızdadır! Al birini, vur ötekine misali!
Lüksemburg maçındaki beraberliğe seviniyoruz, olacak iş mi bu? Haa maksadı yakalama ismine skor kâfi, pekala oyun olarak, işte burada duracaksınız! Sav ediyorum Lüksemburg karşısında tabeladaki sayıları ve de oyunu yerli bir hoca elde etseydi, tefe koyarlardık tefe! Artı Stefan Kuntz’un belirlediği takıma da kimsenin gıkı çıkmadı, ne de olsa yabancı ya! Rıdvan Yılmaz’ı çanta üzere yanında taşıyor, bu grupta bana nazaran ‘banko’ oynar.
‘OLACAK İŞ Mİ?’
Faroe Adaları’na yabancı değilim, o ülkeyle yollarımız birkaç sefer kesişti… Stadı yapay çim, bu mevsimde iklim kuralları malum, her kadrosu bozar! Ne var ki kurallara sığınmanın doğruluğunu kimse savunamaz arkadaş. Rakibin eti – budu ne ki? Gelin görün ki, birinci yarıda dişe dokunur bir konum üretemez mi koca Türkiye? Düşünün 45 dakikada rakip kaleyi bulan bir şutumuz var, o da Yunus Akgün’den, olacak iş mi? Diyeceksiniz ki Faroe Adaları’nın da konumu yok eyvallah, bana ne onlardan!
Yüksek toplarda çok rüzgar bizi negatif etkiledi, hakikat; gelin görün ki topu yere indirdiğimiz vakit da tesirli olamadık, rakip savunmayı açma konusunda gerekli beceriyi gösteremedik. Sakın formalite maçı falan demeyin, ülke puanı açısından bakıyorum ben fotoğrafa! Topla oynama yüzdesi bizden yana, ya durum üretimi?
‘ALTAY’I ANLAMAKTA ZORLANIYORUM’
İlk yarıda rüzgardan yakındık (!) iklim ve tabanı mazeret gösterdik! Pekala, 52’de yediğimiz golün mazereti var mı? Eren kritik yerde topun denetimini sağlayamadı, Vatnhamar kesti, Davidsen gelişine vurdu, Ozan’a da çarpan top filelerimize gitti. Kaleci Altay’ı anlamakta da zorlanıyorum, topla dripling sevdan her an senin başına iş açabilir, bilesin! Bırak asıl işini yap, Edmundsson’un 59’da attığı golü kurtar hiç değilse, ellerinin ortasından gitti!
Kuntz’un alana sürdüğü onbir de tartışılır! İsmail Yüksek seni Lüksemburg maçında ipten aldı, niçin yedek? Ne vakit ikinci golü yedik, ağır abinin aklı başına geldi; İsmail, Serdar Gürler ve Halil’i oyuna sürdü, biraz kıpırdanır üzere olduk, rüzgarı da ardımıza aldık (!), yüklendik, duvara çarpıp geri döndük! Serdar Gürler’in attığı tek gol de, makus futbolu bize unutturamadı!
‘DEĞİŞİM HER AN KAPIDA BEKLİYOR’
Tek övünülecek yanımız kümesi başkan tamamlamak, hepsi o kadar! Ya futbol, ya da bu son mağlubiyet, inanın bize hiç yakışmadı hiççç! Stefan Kuntz, bu negatif tabloya bakalım nasıl mazeretler üretecek! Artı Kuntz’un konumu tartışılıyor şu sıralarda, değişim her an kapıda bekliyor!”
UTANÇ VERİCİ – SERKAN AKCAN (FANATİK)
“Tarihimizde elbette makûs maçlar oynadık, bir çok turnuvada sıfır çektik, yeri geldi en kritik maçları kaybettik, fakat hiç biri 3 gol yendiğimiz son Lüksemburg ve dün geceki Faroe Adaları maçı kadar utanç verici değildi. En başta Stefan Kuntz formsuz ve isteksizdi. Sonra alandaki her bir futbolcumuz. Kuntz’un ayarları muhakkak ki dedikodulardan kötü halde bozulmuş, konsantrasyonu dağılmış. Seçtiği aday takımda aldığı ve almadığı isimlerin çokça tartışılması, alana çıkardığı 11’ler, oyuna müdahaleleri ve maç planları… Tam manasıyla bir faciaydı.
Berkan Kutlu Galatasaray’da bu dönem yalnızca bir maça birinci 11 başladı lakin Faroe Adaları’na karşı alandaydı. Döneme en yeterli giriş yapan yerlilerden Salih Uçan aday takımda bile düşünülmezken bu durumdaki bir orta sahanın birinci 11 başlaması Ulusal Grup seçicisinin adalet terazisini sorgulatır maalesef. Hele hele Lüksemburg maçını kurtaran İsmail Yüksek üzere formda ve genç bir orta saha kulübede otururken.
HARİKA PERFORMANS
Lüksemburg maçına 4-4-2’nin orta alanında başlayan Ferdi Kadıoğlu dün gece Faroe Adaları’na karşı da merkezde başladığı maçı sol bek olarak tamamladı. TFF’nin Ulusal Grup Teknik Yöneticilik koltuğuyla ilgili bir karar alıp almayacağını bilmiyorum. Ancak bunun söylentisinin bile Kuntz’u bu kadar dağıtması olağan değil. Halbuki Kuntz, daha 1 yıl evvel Şenol Güneş’ten devraldığı tükenmişlik sendromu yaşayan Ulusal Kadrosu Dünya Kupası Play-off’una taşımış, Haziran’da Uluslar Ligi’nde mükemmel bir performans sergilemişti.”
OPERASYONA GEREKSİNİM VAR – TUNÇ KAYACI (FANATİK)
Hayal kırıklığı yaşadığımız Lüksemburg maçının akabinde bir hayal kırıklığı da dün gece yaşadık. Faroe Adaları’na karşı bir itibar maçına çıktık aslında. Toplam pahası 4 milyon avro pahasında bir rakip karşısında tel tel döküldük. Faroe Adaları’nın dünya sıralamasındaki yeri malum ve üzerimizde hiç bir baskı olmaması lazım. Zira B ligine çıkmışız ve çok da rahat olmamız gerekirdi.
Evet hava soğuk, rüzgarlı saha sentetik fakat bunlar mazeret olamaz bildiğimiz gerçeklerdi. Birinci yarı bozan, önde basan ve temaslı olunda daha dominant olan rakibimiz karşısında çok etkisizdik. Rakibin en büyük kozu mesken sahibi olarak böyleyken teknik kalitemizi öne çıkartıp atacağımız gol ve gollerle dirençlerini kırmak olmalıydı. Lakin gördüğümüz kadarıyla bu yarıda ezik kaldık, yetersiz kaldık ve üretken değildik. Sonuçta gol durumu bulamadan soyunma odasına girdik… İkinci yarı hava kaideleri lehimize diye kendimizi kandırdık. Bir kez Kuntz’un anlamsız Eren ısrarı kalemizde birinci golü getirdi. Lüksemburg maçında birinci golümüze sebebiyet veren Eren aşikâr ki düşüşte bu ısrar niçin. Beraberliği beklerken gelen ikinci golle tam yıkıldık.
GENİŞ KAPSAMLI
Artık gelişi hoş baskıyla rakibi yanılgıya zorlayıp gol arayışı tam ikinci sınıf bir futbol anlayışıydı. Sanırım Kurt kadar kurmayları da zayıf bana nazaran. Hocanın göremediğini onlarda mı görmüyor hakikaten. Sanırım ulusal kadrolar sorumlusu Hamit Altıntop parlak futbol mesleğinin tersine çok makus bir yöneticilik mesleği ile süsleyecek. Meğer yönetmek yerine yönettirmeyi seçseydi kendi ismine da ülkemiz ismine o makamın içini dolduran bir teknik adamı gelseydi bugün bu hüzünlü tabloyu yaşamazdık.
Bir stadı dolduracak kadar bir nüfusa sahip bir ülkeden futbol dersi almak çok acı verici. Açıkçası ulusal ekip kimsenin deneme tahtası değildir ivedilikle radikal kararlar alınıp bu makus gidişi son verecek adımlar atılmalıdır. Bu adımlar yalnızca teknik yöneticiyle sonlu kalmamalı geniş kapsamlı bir operasyona muhtaçlık olduğu kesin görünüyor…
