Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Panagiotopulos’un Meis Adası’na gidip Kaş’a bakarak, “Ne diyorsunuz? Denize atlayıp karşıya yüzerek gidip geleyim mi? Yalnızca 2 mil… Bakalım ne olacak?” kelamlarına ait olarak, “Aferin… Son zamanlardaki provokatif hallerine bakınca yüzmeyi unuttular zannetmiştik. Bu başla giderlerse yüzme bilmek işlerine çok yarayacak gibi” dedi.
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan’a konuşan Bakan Akar, Ankara-Atina tansiyonu, Suriye’ye yönelik operasyonlar ve F-16 konusu hakkında değerlendirmede bulundu.
Akar, özetle şu sözleri kullandı:
“Biz sıkıntıların tahlili için kendilerini ısrarla görüşmeye çağırırken onlar ısrarla diyalogdan kaçıyorlar. Hem bu türlü yapıyorlar hem de diyalogdan kaçan tarafın Türkiye olduğu palavrasını söylüyorlar. Kendi ortamızda çözebileceğimiz problemler konusunda Türkiye’yi daima NATO, AB, ABD üzere üçüncü taraflara şikâyet ediyorlar. İkili problemlerimizi Türkiye-NATO, Türkiye-AB ya da Türkiye-ABD sorunu haline getirmeye çalışıyorlar.
Yayılmacılık yapan kendileri. Meis için 40 bin kilometrekare yetki alanı isteyen kendileri. Geçersiz tehdit algısıyla beyhude bir silahlanma çabasında olan kendileri. 1 Ocak’tan beri binden fazla ihlal ve taciz yapan kendileri. Bunları yapıyorlar, sonra da bizi yayılmacı ve saldırgan olarak niteliyorlar. El insaf! Ya konutlarında ayna yok ya da bakmaya korkuyorlar. Baksalar gerçek yüzlerini görecekler, tahminen de utanacaklar.
Türkiye, tehdit değildir. Türkiye güçlü, muteber ve aktif bir müttefiktir. Bizim emelimiz barış ve istikrar için Ege’nin bir barış dostluk denizi olması ve tüm zenginliklerin adil paylaşımı. Lakin her türlü haksız hukuksuz teşebbüse alanda ve masada gerekli karşılığı verdik, bundan sonra da vereceğiz. Bunu bilsinler.”
Bir asır evvel diğerlerine güvenerek girişilen maceranın sonuçlarının ne kadar ağır olduğunu, bu işgal teşebbüsünün Yunan halkı tarafından dahi kabul edilmediğini, hatta bu işgal teşebbüsünden sorumlu üç başbakan, iki bakan ve başkomutanlarının idamla cezalandırıldığını unutmamalı. Tarihten ders almalı. Sabırla uzattığımız dostluk elini tutmalı.”
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Panagiotopulos’un Meis Adası’na gidip Kaş’a bakarak, “Ne diyorsunuz? Denize atlayıp karşıya yüzerek gidip geleyim mi? Yalnızca 2 mil… Bakalım ne olacak?” kelamlarına ait olarak, “Aferin… Son zamanlardaki provokatif hallerine bakınca yüzmeyi unuttular zannetmiştik. Bu başla giderlerse yüzme bilmek işlerine çok yarayacak gibi” dedi.
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan’a konuşan Bakan Akar, Ankara-Atina tansiyonu, Suriye’ye yönelik operasyonlar ve F-16 konusu hakkında değerlendirmede bulundu.
Akar, özetle şu sözleri kullandı:
“Biz sıkıntıların tahlili için kendilerini ısrarla görüşmeye çağırırken onlar ısrarla diyalogdan kaçıyorlar. Hem bu türlü yapıyorlar hem de diyalogdan kaçan tarafın Türkiye olduğu palavrasını söylüyorlar. Kendi ortamızda çözebileceğimiz problemler konusunda Türkiye’yi daima NATO, AB, ABD üzere üçüncü taraflara şikâyet ediyorlar. İkili problemlerimizi Türkiye-NATO, Türkiye-AB ya da Türkiye-ABD sorunu haline getirmeye çalışıyorlar.
Yayılmacılık yapan kendileri. Meis için 40 bin kilometrekare yetki alanı isteyen kendileri. Geçersiz tehdit algısıyla beyhude bir silahlanma çabasında olan kendileri. 1 Ocak’tan beri binden fazla ihlal ve taciz yapan kendileri. Bunları yapıyorlar, sonra da bizi yayılmacı ve saldırgan olarak niteliyorlar. El insaf! Ya konutlarında ayna yok ya da bakmaya korkuyorlar. Baksalar gerçek yüzlerini görecekler, tahminen de utanacaklar.
Türkiye, tehdit değildir. Türkiye güçlü, muteber ve aktif bir müttefiktir. Bizim emelimiz barış ve istikrar için Ege’nin bir barış dostluk denizi olması ve tüm zenginliklerin adil paylaşımı. Lakin her türlü haksız hukuksuz teşebbüse alanda ve masada gerekli karşılığı verdik, bundan sonra da vereceğiz. Bunu bilsinler.”
Bir asır evvel diğerlerine güvenerek girişilen maceranın sonuçlarının ne kadar ağır olduğunu, bu işgal teşebbüsünün Yunan halkı tarafından dahi kabul edilmediğini, hatta bu işgal teşebbüsünden sorumlu üç başbakan, iki bakan ve başkomutanlarının idamla cezalandırıldığını unutmamalı. Tarihten ders almalı. Sabırla uzattığımız dostluk elini tutmalı.”
