Malatya Yeşilyurt Belediyesi üzerinden ‘gri pasaport-hizmet pasaportu’ çıkartılarak 2 kafile halinde yurt dışına gönderilenlerin geri dönmemesi üzerine hazırlanan iddianamede dikkat cazibeli detaylar ortaya çıktı.
Yeşilyurt Belediyesi’nin üzerinden ‘gri pasaport- hizmet pasaportu’ çıkartılarak 2 kafile halinde yurt dışına gönderilen 90 kişinin tamamına yakınının geri dönmediklerinin kamuoyuna yansımasıyla başlatılan ‘Göçmen- İnsan Kaçakçılığı’ soruşturması kapsamında Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Yeşilyurt Belediyesi eski lider yardımcısı Bekir Karakuş, organizatör oldukları öne sürülen Ali Ayrancı ve Ersin Kilit’in ‘şüpheli’ olarak yer aldıkları, Yeşilyurt Belediye Lideri Mehmet Çınar ile birtakım isimler hakkında ise kovuşturmaya yer olmadığının belirtildiği iddianamede, dikkat cazibeli detaylar ortaya çıktı.
“Gezi münasebetiyle para almışlar”
İddianameye nazaran; eski AKP milletvekili adayı Veysel S. şahit sıfatıyla Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı’na şu ifadeyi verdi:
“Bu seyahat gerçekleştirilmişse paranın anasını ağlatmıştır”
“Geziye iştirak eden şahısların Malatya ile alakası olmayan Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden, genel olarak Kürt kökenli şahıs olduğunu, bu şahıslarla irtibatı sağlayan Bingöl’deki PKK terör örgütü mensuplarından bir ya da birden fazla kişi olduğunu lakin bu şahısların yani seyahate katılan şahısların PKK kontaklı olup olmadıkları hakkında bir şey söylemediğini, giden şahısların büyük çoğunluğunun ise geri gelmediğini, birinci 2020 yılının Şubat ayında düzenlenen seyahatten birkaç kişinin döndüğünü, kendisinin olayın detaylarını asıl 2020 yılının Eylül ayında düzenlenen ikinci geziyi duyduğunda öğrendiğini, birinci seyahate ait bilgileri Nusret’ten öğrendiğinde kendisine rastgele bir halde bir terör örgütü kontağından bahsetmediğini, yalnızca dernek aracılığıyla seyahat düzenlendiğini, ardından kendilerine teslim edilen 40 bin Euro ile Türkiye’ye döndüklerini kendisine söylediğini, kendisinin ikinci geziyi duyduğunda Nusret’i tekrar aradığını, ikinci seyahat düzenlendiğinden bahsettiğini, Nusret’in de kendisine bilgisinin olmadığını, lakin ‘bu seyahat gerçekleştirilmişse Bekir Karakuş paranın anasını ağlatmıştır’ dediğini, birebir vakitte seyahate katılan ve tertibi gerçekleştiren bu şahısların terör irtibatları da olduğunu söylediğine…”
“Başkan, ‘gidenleri bizimkiler de tanımıyormuş, bu işi kurcalama başın ağrır, hayatın tehlikeye girer dedi”
Nusret’in kendisine ‘bu işin zahmetli olduğunu, bu olayı araştırdığını, terör örgütü kontağı olduğunu, duyulması durumunda kendisine ziyan verileceğini, bu formda şahısların para karşılığında yurt dışına gönderildiklerini ve kendisinin de bu olaydan uzak durmasını’ tembihlediğini anlatan Veysel S., savcılıktaki beyanında şunları anlattı:
“Eylül ayı içerisinde Yeşilyurt Belediye Lideri Mehmet Çınar’ı telefonla aradım. Lider ile makamında görüştüm ve durumu lidere sordum. Lider, ‘gezileri valilik onayı ile gerçekleştirildiğini, tekrar belediye olarak hususa ait meclis kararı aldıklarını’ söyledi. Başkan’a, lider yardımcısı Bekir Karakuş’u çağırarak bu olayı sormasını istedim lakin ‘Bekir’in an itibariyle İstanbul’da olduğunu geldiğinde sorup döneceğini’ söyledi. Başkan’a ‘bu işin çok külfetli olduğunu, bu işten hem kendisinin hem AK Parti’nin hem ittifakın hem de cumhurbaşkanının ziyan görebileceğini’ söylediğini, ayrıyeten bu mevzuda savcılığa cürüm duyurusunda bulunması gerektiğini de söyledim. Başkan’da ‘konuyu araştıracağını ve gereğini yapacağını’ söyledi. Başkan’ın dönmemesi üzerine kendisini aradım, ‘başkanım ne oldu, bana dönüş yapmadınız, mevzuyu araştırıp gereğini yaptığınız mı’ diye sordum. Lider, ‘gidenleri bizimkiler de tanımıyormuş, bu işi kurcalama başın ağrır, hayatın tehlikeye girer’ dedi. Bundan kastının giden şahısların terör örgütü ilişkili olabileceğini, bundan ziyan görebileceğimi belirtmek olduğunu düşünüyorum.”
“Konuyu periyodun valisiyle de görüşmüş”
Veysel S., devrin Valisi Aydın Baruş ile görüştüğünü, gelişmeleri ve olayları detaylarıyla anlattığını da aktardı.
Veysel S.’nin “Bekir Karakuş’un Bingöl’de bu işi organize eden şahıslarla irtibatlı olduğunu ve bu işi dernek lideriyle birlikte gerçekleştirdiğini düşündüğünü, seyahatlerin emelinin yurt dışına gönderilen bireylerin çeşitli kültürel faaliyetlerde bulunarak Türkiye’ye geri dönüş yapmaları üzere göründüğünü, lakin seyahate iştirak yapan şahısların neredeyse tamamının geri dönmediğini, hatta bildiği kadarıyla 2.geziye katılanların da hiçbirinin dönmediği ve gri pasaportlarının da belediyeye iade edilmediğini, seyahate katılanlardan hiçbirinin Malatya nüfusuna kayıtlı ya da Malatya’da oturan şahıslar olmadığını, bahse ait Eylül ayında Nüfus Müdürlüğü’ne de gidip durumu sorduğunda kendisine pasaport talep edilen şahısların GBT’lerin sorgulandığını, münasebetiyle rastgele bir terör örgütü kontağı olan şahsın pasaport almasının mümkün olmadığını söylediklerini, pasaport üzerinde tahminen birtakım şahısların fotoğraflarının da değiştirilmiş olabileceğini düşündüğüne” de iddianamede yer verildi.
“Malatya’dan kimse yok”
Yeşilyurt Belediyesi tarafından Almanya’ya düzenlenen resmi seyahatte toplu iltica eden 43 kişinin isimleri olaydan sonra gün yüzüne çıkmıştı. Almanya’ya iltica edenlerin büyük çoğunluğunun gençlerden oluştuğu dikkat çekiyor.
Yeşilyurt Belediyesi’nin tertibiyle Almanya’ya giden ve geri dönmeyen 43 kişinin büyük bir kısmını Şanlıurfa nüfusuna kayıtlı isimler oluşturuyor. Toplu iltica seyahatine katılan isimlerin 12’si Şanlıurfa’dan giderken, 7’sini Bingöl, 6’sını Diyarbakır, 5’ini Elazığ, 3’ünü ise İstanbul nüfusuna kayıtlı isimler oluşturuyor. Seyahate; 2 Mardin, 2 Mersin, 2 Muş, 1 Şırnak, 1 Gaziantep, 1 de Tekirdağ’dan iştirak olduğu ortaya çıkmıştı.
Almanya’ya toplu ilticada dikkat çeken bir öbür ayrıntı ise seyahate katılanların birçoğunun 1990 doğumlu olması. İltica edenlerin 10’unun 2000 doğumlu olduğu kaydedilirken, kümenin en yaşlı üyesinin 1973, en genç üyelerinin ise 2002 doğumlu olduğu öğrenilmişti. (ANKA)
