Yusuf Özkan – Lahey, Hollanda
Eski NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’in üyeliğine onay vermesini epey kıymetli bir gelişme olduğunu belirterek Ankara hükümetinin, bunun karşılığında ne cins bir kazanım elde ettiğini merak ettiğini söyledi.
De Hoop Schaffer Türkiye’nin, vazgeçilemez jeopolitik pozisyonundan kaynaklanan avantajı nedeniyle NATO’yu baskı altına aldığını savundu.
Hollanda Televizyonu’na (NOS) konuşan eski genel sekreter, “Bunun karşılığında Türkiye’nin alacağı bedel ne olacak onu merak ediyorum. Zira bu yalnızca Finlandiya ve İsveç’in Kürt teröristlere ve aşırılığına karşı biraz daha sertleşmesi olamaz” dedi.
De Hoop Scheffer, NATO Genel Sekreteri olduğu devirde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın benzeri bir pazarlığı kendileriyle yaptığını anlattı.
Kendisinden sonra NATO Genel Sekreterliği vazifesine eski Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen’in getirilmesinin kararlaştırıldığını anımsatan de Hoop Scheffer, o periyotta Erdoğan’ın bu karara da karşı çıktığını anımsattı.
De Hoop Scheffer’e nazaran, Rasmussen’in ülkesinde yayımlanan Muhammed Peygamber karikatürlerini “düşünce özgürlüğü” kapsamında değerlendirdiğini açıklaması üzerine Erdoğan, onu “İslam zıddı olmakla” suçladı.
De Hoop Scheffer, periyodun Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ve Almanya Başbakanı Merkel ile basın toplantısında
NATO’nun 60. kuruluş yıldönümü nedeniyle Almanya ve Fransa tarafından 3 -4 Nisan 2009’da ortaklaşa düzenlenen tepe öncesi öbür üyelerin onayına karşın, Türkiye Rasmussen’in genel sekreter olmasına karşı çıkmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Rasmussen’in başbakanlığı periyodunda Türkiye’nin AB üyeliğine karşı duruşu, “karikatür krizi” nedeniyle özür dilememesi ve Danimarka’nın PKK’ye yakın olduğu belirtilen Roj TV yayınlarına son vermemesi nedeniyle, NATO Genel Sekreteri olmasını istemediklerini açıklamıştı.
Dönemin NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, 3 – 4 Nisan 2009’daki tepe öncesi Türkiye’yi ikna etmek için ağır pazarlık yürüttüklerini belirterek, “Erdoğan’ı ikna etmek için bir bedel ödedik. O zamanki ABD Lideri Barack Obama da dahil, NATO ülkelerinin başkanlarıyla oturduk, genel sekreter yardımcılığına bir Türk’ün getirilmesini kararlaştırdık. O dönemki bedel buydu” diye konuştu.
De Hoop Scheffer (sağda) vazifesini Rasmussen’e devrederken
Türkiye’nin NATO açısından “inanılmaz önemli” bir pozisyona sahip olduğunu vurgulayan eski genel sekreter, “Türkiye, böylesi vazgeçilemez bir pozisyona sahip olmasa baskı yapabilirdik, fakat Türkiye coğrafik pozisyonu nedeniyle bizi baskı altına alıyor” dedi.
Jaap de Hoop Scheffer, Madrid’deki NATO tepesinin ittifak içindeki dayanışma ve Rusya’ya verilecek bildiriler açısından kıymetli olduğunu da belirterek, Ukrayna’nın bağımsızlığını tekrar kazanabilmesi ve Putin idaresinin savaşı kaybetmesi için silah takviyesine devam edileceğini vurguladı.
Yusuf Özkan – Lahey, Hollanda
Eski NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’in üyeliğine onay vermesini epey kıymetli bir gelişme olduğunu belirterek Ankara hükümetinin, bunun karşılığında ne cins bir kazanım elde ettiğini merak ettiğini söyledi.
De Hoop Schaffer Türkiye’nin, vazgeçilemez jeopolitik pozisyonundan kaynaklanan avantajı nedeniyle NATO’yu baskı altına aldığını savundu.
Hollanda Televizyonu’na (NOS) konuşan eski genel sekreter, “Bunun karşılığında Türkiye’nin alacağı bedel ne olacak onu merak ediyorum. Zira bu yalnızca Finlandiya ve İsveç’in Kürt teröristlere ve aşırılığına karşı biraz daha sertleşmesi olamaz” dedi.
De Hoop Scheffer, NATO Genel Sekreteri olduğu devirde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın benzeri bir pazarlığı kendileriyle yaptığını anlattı.
Kendisinden sonra NATO Genel Sekreterliği vazifesine eski Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen’in getirilmesinin kararlaştırıldığını anımsatan de Hoop Scheffer, o periyotta Erdoğan’ın bu karara da karşı çıktığını anımsattı.
De Hoop Scheffer’e nazaran, Rasmussen’in ülkesinde yayımlanan Muhammed Peygamber karikatürlerini “düşünce özgürlüğü” kapsamında değerlendirdiğini açıklaması üzerine Erdoğan, onu “İslam zıddı olmakla” suçladı.
De Hoop Scheffer, periyodun Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ve Almanya Başbakanı Merkel ile basın toplantısında
NATO’nun 60. kuruluş yıldönümü nedeniyle Almanya ve Fransa tarafından 3 -4 Nisan 2009’da ortaklaşa düzenlenen tepe öncesi öbür üyelerin onayına karşın, Türkiye Rasmussen’in genel sekreter olmasına karşı çıkmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Rasmussen’in başbakanlığı periyodunda Türkiye’nin AB üyeliğine karşı duruşu, “karikatür krizi” nedeniyle özür dilememesi ve Danimarka’nın PKK’ye yakın olduğu belirtilen Roj TV yayınlarına son vermemesi nedeniyle, NATO Genel Sekreteri olmasını istemediklerini açıklamıştı.
Dönemin NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, 3 – 4 Nisan 2009’daki tepe öncesi Türkiye’yi ikna etmek için ağır pazarlık yürüttüklerini belirterek, “Erdoğan’ı ikna etmek için bir bedel ödedik. O zamanki ABD Lideri Barack Obama da dahil, NATO ülkelerinin başkanlarıyla oturduk, genel sekreter yardımcılığına bir Türk’ün getirilmesini kararlaştırdık. O dönemki bedel buydu” diye konuştu.
De Hoop Scheffer (sağda) vazifesini Rasmussen’e devrederken
Türkiye’nin NATO açısından “inanılmaz önemli” bir pozisyona sahip olduğunu vurgulayan eski genel sekreter, “Türkiye, böylesi vazgeçilemez bir pozisyona sahip olmasa baskı yapabilirdik, fakat Türkiye coğrafik pozisyonu nedeniyle bizi baskı altına alıyor” dedi.
Jaap de Hoop Scheffer, Madrid’deki NATO tepesinin ittifak içindeki dayanışma ve Rusya’ya verilecek bildiriler açısından kıymetli olduğunu da belirterek, Ukrayna’nın bağımsızlığını tekrar kazanabilmesi ve Putin idaresinin savaşı kaybetmesi için silah takviyesine devam edileceğini vurguladı.
