T24 Ankara
Aralarında eski HDP eş genel liderleri Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da bulunduğu 21’i tutuklu 108 sanığın yargılandığı Kobani davasının görülmesine, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediliyor. 7 Temmuz’a kadar sürecek duruşma döneminin yakından izlenmesi için davet yapan Kobani davası sanığı, siyasetçi Bircan Yorulmaz, 30 Mayıs-11 Haziran ortasında yapılan bir evvelki duruşma dönemine dikkati çekerek, dedi. Geç saatlere kadar süren duruşmalar sırasında sanıklara günde yalnızca üç şişe su içme ve bir öğün yemek yeme hakkı tanındığını belirten Yorulmaz, mahkemenin bu bahisteki itirazları günler sonra, “görev alanımda değil” diyerek reddettiğini aktardı. Yorulmaz, kamuoyunu, davayı yakından takip etmeye davet etti.
Davanın tutuklu sanıklarından siyasetçi Bircan Yorulmaz, kamuoyuna, “Davaya ilgisiz kalmayın” davetinde bulundu.
Yorulmaz, 26 Haziran’da kaleme aldığı mektupta, şunları kaydetti:
Kobanî davasının ondördüncü duruşması, sekiz celse olarak 30 Mayıs 2022 -11 Haziran 2022 ortasında görüldü. Bilinmeyen ve açık şahitlerin apaçık yordama alışılmamış halde dinlendiği celsede, heyetin yönlendirmesiyle ve adeta zorlayarak sanıkların teşhis edilmesine çabaladı Mahkeme heyeti. CMK’da yazılı yöntem hiçbir halde uygulanmadı. Esasen bugüne kadar hiçbir duruşmada CMK uygulanmadı. Bilinmeyen şahitler tarza uygun dinlenmediği üzere “teşhis” ismi altında kurmaca bir uygulamayı daima birlikte izledik.
“Savunma hakkımız kısıtlandı”
“Üç şişe su, bir öğün yemek”
Sabah başlayıp gece yarısına dek süren duruşmalarda bize yalnızca günde üç şişe su içme hakkı tanınmıştır. Yeri gelip saatlerce konuştuğumuz, günler boyunca ayakta ya da sandalye üzerinde oturduğumuz salonda ve bekletildiğimiz odalarda gün ışığı görmeyip pak hava almadığımız üzere, uzun süren duruşma saatleri sebebiyle cezaevindeki havalandırma saatlerinden de ayda 15 gün boyunca istifade etmemiz engellenmektedir. Sıhhat hakkımız açıkça ihlal edilmektedir. Günde 3 şişe su içmenin, duruşma boyunca yalnızca bir öğün yemek yiyebilmemiz karşısında bize yetersiz olacağı Heyete bildirilmiş, Jandarma’nın bize daha fazla su vermesinin sağlanması talep edilmiş ve Heyet bu talebi 15 gün boyunca sessiz kalarak periyod sonunda şu formda karara bağlamıştır:
“-Bir kısım sanıklar duruşma salonunun paklığına ve cezaevinin kendilerine vermiş olduğu istihkakları dışında fazladan su verilmesine ait taleplerini mahkememize iletmişlerdir. Sanıkların kumanya ve istihkaklarının temini mahkememizin vazife alanında değildir. Yeniden sanıkların duruşma salonuna alınıncaya kadar duruşma salonuna getirilişi, bekletildiği yerler üzere konular mahkememiz vazife alınan giren bir konu olmayıp cezaevi yönetimi ve jandarmanın vazife alanındaki hususlardır. Kelam konusu taleplerin mahkememiz misyon alanına ait olmaması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, taleplerini ilgili makamlara bildirmeleri konusunda sanıklara muhtariyetlerine”
Oysa ki kanunla belirtilmiştir ki duruşma salonunda sanıkların her cins vaziyeti hakkında karar verme yetkisi yalnızca Mahkemeye aittir. Duruşma salonunda aç ve susuz kalmamız hakkında hiçbir karar veremeyeceği istikametinde kurulan bu orta karar içinde bulunduğumuz şartlardaki insan hakkı ihlalinin boyutunu göstermektedir. Duruşma salonunda su içmemiz dahi engellenmektedir.
“Belediye otobüsünde örgütü yönetiyormuşum”
5000’i aşar sayfadan oluşan iddianamedeki atılı suçlamaların çabucak, düşünülmeden, istişare edilmeden, hiçbir kanıt ve tez gerekçelendirilmeden, fiili duruma ve hukuka alışılmamış olarak ileri sürüldüğü her celse Heyete tekrar tekrar hatırlatılırken, bu celsede açıkça iddianamede tek tek sayılı “örgüt yöneticisi” pozisyonundaki “HDP MYK üyeleri dışında kalanların “örgüt üyesi” olduklarının anlaşılması gerektiği” heyetçe alenen tabir edilmiştir. “Burada ismi sayılanların dışında kalanların tamamı örgüt üyesidir” halinde belirtilen tez kadar ironik ve trajikomik bir vaziyette daha evvel kaldığımızı hatırlamıyorum. Konut ve iş ortasında geçen ve HTS kayıtlarıyla sabit gündelik hayatımda, belediye otobüsünde bir örgütü yönettiğim savına gülsek mi ağlasak mı bilemedik.
“Tanığımız olun”
Sizden ricam, yargılamanın takipçisi olarak, HDP’nin kapatma davasına destek olacak bu dava belgesinin sonuçlarının yalnızca bu dava ile ve bu davanın sanıkları ile sonlu kalmayacağı, ülkedeki politik düzlemde yer alan muhalefette kapanmaz bir yara açmayı hedeflediği açık olduğundan, artık ya da sonrasında söylenecek her haklı kelam için şahidimiz olmanız.
27 Haziran’da başlayacak olan yeni duruşma süreci 27-28-30 Haziran 2022, 1-4-5-6-7 Temmuz 2022 tarihlerinde devam edecek. Duruşmaları takip etmek üzere kaleme aldığım bu çağrıyı avukatlarım aracılığıyla size iletiyorum. Herkesi bu yargılamayı izlemeye davet ediyorum.
Bircan Yorulmaz
Sincan Bayan Kapalı Cezaevi G4 Koğuşu
