İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu, İBB’nin katkılarıyla düzenlenen “Günümüz İslam Dünyasında Problemler ve Tahlil Yolları” bahisli milletlerarası sempozyumu düzenleyen Türk Ocağı’nın İstanbul Şube Lideri Cezmi Bayram’ın “Niye bunu CHP’li bir belediye ile yapıyorsunuz, diye eleştirenler var” kelamlarına, “Türkiye’nin bugünkü gündeminde, ne yazık ki bu tıp hal ve davranışlar var. Lakin İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İslam coğrafyasının en büyük kentinin belediyesi” diye cevap verdi.
Kendilerine, “Niye bunu CHP’li bir belediye ile yapıyorsunuz” eleştirisi getirildiğini aktaran Bayram, görüşlerini, “Bize nazaran; gerek merkezi hükümetin kurumları, gerekse mahalli yönetim kurumları partinin malı değildir. Partiler, seçimie gelirler, bir emanet devralırlar. Sonra bu emaneti bir sonraki biçimde devam ettirir. Devam etme imkanı verir yahut diğerine devrederler. Demek ki, bu kurumların sahibi, millet. Bunlar, milletin kuruluşu. Biz, bu vakte kadar yaptığımız birçok faaaliyette, her kurumdan dayanak istiyoruz. Her kurumdan takviye isterken, oraya mensubiyet duygusu taşıdığımızdan değil. Milletin malı ve milletin malının emaneti şu anda filan partiye mensup olabilir, lakin biz, bundan talep ediyoruz” kelamlarıyla lisana getirdi.
Daha evvel de CHP’li liderler tarafından yönetilen Kartal ve Bakırköy belediyeleriyle iş birliği içinde çalışmalar yürüttükleri bilgisini paylaşan Bayram, “Bu sözümüzde samimi olduğunuzu göstermek için, o vakit farklı partilerin yönetiminde olan kurumlarla da iş birliği yapmamız lazım. O bakımdan bu anlayışımıza da devam edeceğiz. Bunun için illa ‘falan böyledir, falan şöyledir’ diye bakmıyoruz” sözlerini kullandı.
“İstanbul, tıpkı vakitte İslam coğrafyasının yüzyıllardır başşehri aslında”
İmamoğlu konuşmasına, Bayram’ın kelamlarına atıf yaparak başladı. “İBB ile bunun niye yapıldığına dönük tenkitler olduğunu söyledi: Kıymetli hocam, elbette bunlar olacak. Türkiye’nin bugünkü gündeminde, ne yazık ki bu cins hal ve davranışlar var. Fakat İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İslam coğrafyasının en büyük kentinin belediyesi. İstanbul, tıpkı vakitte İslam coğrafyasının yüzyıllardır başşehri aslında. Bir özelliği de var ki; binlerce yıldır da dünyanın başşehri İstanbul. Hasebiyle en hakikat hislerin, en gerçek atılımların beden bulduğu bir kent olursa İstanbul, buna hem yakın coğrafya keyifli olur hem bütün dünya memnun olur. Bu bağlamda, bu bence kutsal başlığın bir toplantıya dönüşmesi ve bir eforun ortaya konması noktasındaki girişiminizle bizi buluşturmanız ve bu buluşturmaya dönük de bilhassa bu bahiste bizi motive eden ben saygıdeğer Genel Liderimize hepinizin huzurunda yürekten teşekkür ediyorum. Bu buluşmanın kıymetini tekraren bize aktarmıştır” formunda konuştu.
“Elhamdülillah ben de Müslümanım”
“Bir tesadüf daha var: Elhamdülillah ben de Müslümanım bu arada” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Dolayısıyla ferdi olarak da katkı sunmanın elbette keyfini yaşıyorum. Çünkü dünya tarihinin farklı de bir devrindeyiz. Bilimde, teknolojide, yaşanan fevkalâde ilerlemelere bakınca, değerlendirmeleri, insanın aklına, zekasına, üstün yeteneklerine dönük yapmak gerekir. Sahiden de hayranlık duyarak bu süreci anlamak gerekir. Fakat toplumlar, ülkeler, medeniyetler ortası ilgilere bakınca, farklı bir tablo çıkıyor. Vahim eşitsizlikler, ne yazık ki zorbalıklar, ne yazık ki adaletsizlikler, insanın uygun yanının da berbat yanının da ne kadar güçlü olduğunu görmek, sarsıcı bir deneyim. Yeterlilik ve kötülük, yalnız dış dünyada, beşeri hayatta değil, insanın iç benliğinde de çaba halinde. Ben, yeterlilik ve kötülük ortasındaki bu büyük savaşın, yeterliliğin mutlak zaferiyle sonuçlanacağından bir an bile kuşku duymuyorum. Yeterliliğin gücüne olan itimadımı hiçbir şartta kaybetmiyorum. Zira düzgünlüğün kudretine olan itimadımı yitirirsem, insanlığımı da yitireceğimin farkındayım.”
“Bir insanı inancı nedeniyle, kaçınılmaz olarak berbat kabul etmek mümkün mü?”
“İyilik nasıl makul bir kimliğe, muhakkak bir inanca sahip olmanın tabiatıyla yol açtığı bir sonuç değilse, kötülük de değildir” diyen İmamoğlu, “Hiç kimseyi inancı, kimliği nedeniyle, kaçınılmaz olarak makûs kabul etmek mümkün mü Allah aşkına. Gayelerimiz ne kadar kutsal, ne kadar uygun ve kıymetli olursa olsun, ‘Amaca giden yolda her şey mubahtır, her vasıta kullanılabilir’ diye düşünemeyiz. Araçlar, maksatları lekeleyebilir. Müslüman üzere yaşamanın, bu hususta da çok hassas olmayı zarurî kıldığını düşünüyorum. Müslümanlığın bize, düzgünlüğün, sevginin, müsamahanın, merhamet ve dayanışmanın üzerinde yükselen çok sağlam bir ahlaki taban sunduğunu bilmeliyiz. Bu tabanı, sağlıklı, güçlü ve kesinlikle haysiyetli bir irtibat içerisinde, bugünün dünyasıyla hemhal edebilmeyi başarmamız gerekiyor. Kadim tarihiyle İstanbul, inanç ve kültür temelli sıkıntılara müsamaha ve sağduyu ekseninde tahliller geliştirmek açısından, dünyanın en ilham verici kentlerinden biridir. Büyükşehir Belediyesi olarak, İstanbul’a bu tarafıyla de sahip çıkma ve geliştirme çabası içerisindeyiz” tabirlerini kullandı.
Konuşmaların akabinde başlayan birinci oturumda; eski Diyanet İşleri Lideri Prof. Dr. Ali Bardakoğlu (Dini Anlamada Usul Sorunu), eski Yargıtay Lideri Prof. Dr. Sami Selçuk (Hukuk ve Ahlak Bilgisi), Tunus eski Kültür Bakanı Prof. Dr. Mehdi Mabrouk, Fas eski Kraliyet Sözcüsü Prof. Dr. Hassan Aourid (Mağrip’te Siyasal İslam Çıkmazı) ve Rusya Müslümanları Dini Yönetimi Birinci Lider Yardımcısı (Damir Mukhetdinov (Rusya Müslümanlarının Şimdiki Dini Problemleri) görüşlerini lisana getirdi. Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu ve İmamoğlu, sempozyumun ikinci oturumu olan ve Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu, Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün ile Prof. Dr. Mehmet Zeki İşcan’ın iştirakiyle gerçekleştirilen paneli de izledi.
