Karar gazetesi muharriri Yıldıray Oğur, İsmailağa Cemaati başkanı Mahmut Ustaosmanoğlu’nun akabinde yaşanan tartışmalara değindi. Oğur, “Fatih Çarşamba’daki beşerler da Kadıköy Moda’daki beşerler da kendileri için yanlışsız bir hayatı yaşıyor.” niyetini lisana getirdi.
Oğur yazısında, “Türkiye bir dini cemaatin darbe teşebbüsü ve devleti ele geçirmesi üzere berbat bir tecrübe yaşadı. Devletin, toplumun, kanaat başkanlarının ve hepimizin bu tecrübeden dersler çıkarması gerek. Devletten çok toplumun bu dersleri çıkardığı açık. Uzun bir mühlet daha cemaatlere, tarikatlara kuşkuyla bakılması, bu kümelerin kamusal alanı ele geçirme, devlete sızma, hayatı dönüştürme uğraşlarına karşı kitlelerin uyanık ve tetikte olmasının çok anlaşılır nedenleri var. Ayrıyeten kentleşme, çağdaşlaşma ve sekülerleşmeyle cemaat ve tarikatların ontolojik meseleler yaşadığı, yeni kuşakla ortalarındaki aralığın açıldığı, taktiklerinin ve sistemlerinin eskidiği de açık. Ancak bütün bunlar toplumsal gerçeği tekrar de ortadan kaldırmıyor. Fatih Çarşamba’da 1872’den beri bir Nakşi-Halidi tekkesi var. Gerisinde bin yıllık Nakşibendi geleneği olan, 150 yıllık bir kurum var karşımızda. Türkiye’de bu kadar uzun ömürlü az sayıda kurum, yapı, insan topluluğu kalmıştır.” tabirini kullandı.
Oğur şunları kaydetti:
“Yanya’dan gelmiş İsmet Efendi’nin kurduğu tekkeyi, Ahıska’dan gelmiş Ali Haydar Efendi sürdürmüş, Of’dan gelmiş Mahmut Efendi de bugünkü haline getirmiş. Tekkenin Rum Patrikhanesi’nin yanı başında kurulması muhtemelen bir tesadüf değil. Padişah Sultan Abdülmecid’in de mürşidi olan tekkenin kurucusu Yanyalı İsmet Efendi, tekkenin binasını birinci satın aldığında Çarşamba, Fatih’in gayrimüslimlerin yaşadığı, Müslüman seçkinlerin oturduğu bir semtiymiş. O yıllarda devlet, Rusların Ortodoks cemaati üzerindeki tesirine karşı Patrikhane’nin yanında bir tampon cemaat olarak Nakşi-Halidilerin önünü açmış olabilir. Abdülhamid’in İçişleri Bakanı Memduh Paşa, İsmet Efendi tekkesini gömülecek kadar bu tekkeye müntesipti. Lakin bu tekke 150 yıl boyunca her vakit devleti yanında da bulmadı.İsmet Efendi’nin yerine tekkenin başına geçen Ali Haydar Efendi, Fatih dersiamlarından, padişahların huzur derslerine katılan Osmanlı ilmiyye sınıfına mensup bir hocaydı.
Ama cemaat büyüdükçe Çarşamba da bugünkü halini aldı, bir gettoya dönüştü. Bunlar da basitçe olmadı. Devletin gözü, 163. unsur, kılık kıyafet yasakları sopaları daima üzerlerindeydi. Yine hatırlanan 1982’de Üsküdar Müftüsü’nün öldürülmesi davasında yargılandı ancak periyodun bir sarıklı hocaya torpil geçmeyecek askeri mahkemesinde beraat etti. Bir yıl sonra da DGM’de bu kere televizyona haram dediği bir konuşması yüzünden 163. unsurdan yargılandı.
Yine Ustaosmanoğlu’nun akabinde keşfedildiği üzere cemaat kız çocuklarını okula göndermek istemiyor. Fakat cemaat erkek çocuklarını da okula göndermiyor. Yani kız ve erkek çocuklar ortasında bu türlü bir ayrım yapmıyorlar. Zira devletin kız-erkek karışık laik örgün eğitimine karşılar, bunun yerine kendi kurdukları medreselerde çocuklara eğitim veriyorlar. Genelde cemaatin çocukları dışardan okulu bitiriyor ya da kimileri zarurî eğitime katılıp daha sonra cemaatin fiyatsız olan medreselerinde tahsil hayatlarına devam ediyorlar. Fakat cemaatin tercihi dünyevi eğitimden ve meslek planlamasından mensuplarını uzak tutmak. Bu doğal ki eleştirilmeli. İnsanların baskıyla eğitimden alıkonulduğu durumlarda devlet buna müdahale de etmeli. Lakin hoşunuza gitsin gitmesin bu tercih edilen bir hayat üslubu, öbür bir dünya tasavvuru. Bunu ailesiyle ve ferdi olarak yaşamak isteyen beşerler daima vardı, hala var ve gelecekte de var olacak. 150 yıldır İstanbul’da var olan bir cemaate karşı, hala Türkiye’nin pirler, müritler ülkesi olamayacağı sloganlarını tekrarlayanlar, bunlarla fakat radikal sekülarist, Kemalist formüllerle uğraş edileceğini söyleyenler, taziye yayınlayan Babacan’ı linç edenler, cenazeye giden İlhan Kesici’yi defterden silenler günün sonunda yalnızca üzülecekleri ve asla kazanamayacakları bir çabanın içindeler.
Çünkü o önerilen radikal gayret metotlarının hepsi zati denendi, y
Onları bu hayattan maalesef “kurtaramayacaksınız.” Kendileri bunu istemedikçe olmadı, olmaz, olmayacak. İnsanların bizim güzelimize gitmeyen farklı hayatlar yaşamasına, tahminen bunun sıkıntısını çekmesine alışmak, bunu kabul etmek, uzaktan bunu izlemek, tahminen buna üzülmek, kahrolmak lakin bununla birlikte yaşamak ve buna minimum uygar saygıyı göstermek zorundayız. Herkesi “kurtaramayız.”Ayrıca siz onları kurtarmak istiyorsanız emin olun onlar da sizi kurtarmak istiyordur. Herkesin birbirini kurtarmaya çalıştığı bir toplum kurtuluşa eremez.
Topluma karşı sorumluluk duymak uygun fakat beyaz adamın yükü taşınması gereksiz, toplumu geren, sağlıklı ve dönüştürücü alakalar kurmayı engelleyen bir yük.Onların sizin yılgın müsamahanıza, sizin de onların yılgın müsamahasına gereksiniminiz yok. Fatih Çarşamba’daki beşerler da Kadıköy Moda’daki beşerler da kendileri için hakikat bir hayatı yaşıyor. İstanbul Üniversitesi önünde toplanıp eşcinselleri megafonla hem tehdit edip hem de nasihat eden İslamcı ülkücü gençler de eşcinselleri heteroseksüel yapmayı başaramayacak.
Ayrıca kimse bu ülkenin otokton halkı, yepyeni milleti ya da özü değil. Türkiye bütün bu çoğul hakikatlerin bir toplamı. Her vakit öyleydi, hala o denli ve o denli kalacak. Bu bir slogan değil, hayatın zarurî bir gerçeği. Artık bu acıtıcı gerçekleri kabul edip, insanlığın, toplumun kurtuluşu projelerinde, diğerlerini kurtarıcı misyonlarda, beyaz adamın yükü öfke nöbetlerinde heba olmayı bırakmalı, sonlu gücümüzü elle tutulur gayretler için harcamayı öğrenmeliyiz.
Yani hepimiz büyümeli ve pedagogları dinlemeliyiz. Zira 150 yıldır Çarşambadalar ve orada kalacaklar.”
TIKLAYIN | İsmailağa cemaati başkanı Mahmut Ustaosmanoğlu’nun cenazesine hangi isimler katıldı?
TIKLAYIN | İsmailağa cemaati önderi Mahmut Ustaosmanoğlu için Fatih Camii’nde merasim düzenlendi
TIKLAYIN | İsmailağa cemaati: Hanım kardeşlerimizin Mahmut Efendi Hazretlerimizin cenazesine katılmamalarını rica ederiz
| İsmailağa Cemaati önderi Mahmut Ustaosmanoğlu’nun vefat haberini alanlar konutunda toplandı
İsmailağa Cemaati’nin başkanı Mahmut Ustaosmanoğlu hayatını kaybetti
