TÜSİAD Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç BDDK’nın TL ticari kredileree getirdiği yeni şartlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Öztok Altınsaç, Türkiye’de Döviz açığı olduğunu ve gerçek kısmın elinde döviz tuttuğunu bu dövizin TL’ye dönüp ticarete aktarılmasını gerektiğini düşünen bir iktisat yolunun olduğunu söyledi.
Öztok Altınsaç, kelamlarına şöyle devam etti:
Türkiye’nin bir döviz açığı var ve bu döviz açığını karşılayamıyor. O yüzden de döviz elde etme ismine daima olarak yeni regülasyonlar duyuyoruz. Duyduğumuz bu regülasyonların birçok dövizi içeriden sağlamayı ve içerinin döviz talebini engellemekle ilgili zira biz dışardan taze para bulamıyoruz. BDDK ve Merkez Bankası kanalıyla yaklaşık iki aydır gerçek bölüme çeşitli kanallardan döviz sattırmaya çalışılıyor. Anlaşılan bu kâfi gelmedi, hasebiyle bu biçim bir uygulamaya geçildi.
Bunun bir evvelinde de bankalara kredi dışında şayet aşikâr kriteri karşılamıyorsa bu sağlanan kredileri 500 baz puanlık risk yüklü hesabı dahil olacağını denilmişti. Münasebetiyle krediler dövize kaçmasın diye maliyetli hale getirilmişti. Bunun büyümeyi yavaşlatmaktan fazla bilhassa dövizle ilgili olduğundan bahsetmiştik ve bunun bir kademe daha ilerisi geldi zira gerçek bölümün elinde fazladan döviz tuttuğu düşünülüyor.
Bu dövizin olağanda TL’ye dönüp ticarete aktarılması gerektiği düşünen bir iktisat idaresi var. Hâlbuki gerçek kesim elindeki dövizin büyük bir kısmını nakit akışı için kullanıyor. Bilhassa büyük şirketler bunun dışında ileriye yönelik bilanço idaresine daha sağlıklı yapmak için tutuyor. Burada çıkan durumda fazladan döviz tutmayın üç ay sonra gereksiniminiz olacak dövizi şimdiden tutmaya başlamayın üzere bildiriler veriliyor.
“Bu durum şirketleri öbür alanlara çekebilir”
Öztok Altınsaç, atılan bu adımlarla birlikte eurobond’un bu uygulamaya dahil olmadığını bu sebeple hudutlu da olsa eurobond’a ve bir ölçü fonlara para kayabileceğini söyledi.
Öztok Altınsaç, ayrıyeten kelamlarına şöyle devam etti:
Onun dışında tehlikeli gördüğün birkaç vaziyet var. Şirketlerin yurt dışında var olan iştirakleri varsa oraya para çıkartabilirler. Bu tahminen ileride engellemeye çalışılır bunun dışında şirketler kâr hissesi da dağıtabilir, ben temettü dağıtırım der ve şirketten para çıkar. Bu da istemediğimiz bir şey. Zira biz şirketlerin kaynakları artsın, iktisatta kapladıkları yer büyüsün ve ticarete daha fazla dahil olsunlar istiyoruz. Son olarak bir de güç ve emtia işi yapanlar direk emtia toplayabilirler, erken stoklamaya de başlarlarsa daha erkenden alım olur ve ithalat bu manada patlar. Daha fazla dövize gereksinimimiz olur.
TÜSİAD Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç BDDK’nın TL ticari kredileree getirdiği yeni şartlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Öztok Altınsaç, Türkiye’de Döviz açığı olduğunu ve gerçek kısmın elinde döviz tuttuğunu bu dövizin TL’ye dönüp ticarete aktarılmasını gerektiğini düşünen bir iktisat yolunun olduğunu söyledi.
Öztok Altınsaç, kelamlarına şöyle devam etti:
Türkiye’nin bir döviz açığı var ve bu döviz açığını karşılayamıyor. O yüzden de döviz elde etme ismine daima olarak yeni regülasyonlar duyuyoruz. Duyduğumuz bu regülasyonların birçok dövizi içeriden sağlamayı ve içerinin döviz talebini engellemekle ilgili zira biz dışardan taze para bulamıyoruz. BDDK ve Merkez Bankası kanalıyla yaklaşık iki aydır gerçek bölüme çeşitli kanallardan döviz sattırmaya çalışılıyor. Anlaşılan bu kâfi gelmedi, hasebiyle bu biçim bir uygulamaya geçildi.
Bunun bir evvelinde de bankalara kredi dışında şayet aşikâr kriteri karşılamıyorsa bu sağlanan kredileri 500 baz puanlık risk yüklü hesabı dahil olacağını denilmişti. Münasebetiyle krediler dövize kaçmasın diye maliyetli hale getirilmişti. Bunun büyümeyi yavaşlatmaktan fazla bilhassa dövizle ilgili olduğundan bahsetmiştik ve bunun bir kademe daha ilerisi geldi zira gerçek bölümün elinde fazladan döviz tuttuğu düşünülüyor.
Bu dövizin olağanda TL’ye dönüp ticarete aktarılması gerektiği düşünen bir iktisat idaresi var. Hâlbuki gerçek kesim elindeki dövizin büyük bir kısmını nakit akışı için kullanıyor. Bilhassa büyük şirketler bunun dışında ileriye yönelik bilanço idaresine daha sağlıklı yapmak için tutuyor. Burada çıkan durumda fazladan döviz tutmayın üç ay sonra gereksiniminiz olacak dövizi şimdiden tutmaya başlamayın üzere bildiriler veriliyor.
“Bu durum şirketleri öbür alanlara çekebilir”
Öztok Altınsaç, atılan bu adımlarla birlikte eurobond’un bu uygulamaya dahil olmadığını bu sebeple hudutlu da olsa eurobond’a ve bir ölçü fonlara para kayabileceğini söyledi.
Öztok Altınsaç, ayrıyeten kelamlarına şöyle devam etti:
Onun dışında tehlikeli gördüğün birkaç vaziyet var. Şirketlerin yurt dışında var olan iştirakleri varsa oraya para çıkartabilirler. Bu tahminen ileride engellemeye çalışılır bunun dışında şirketler kâr hissesi da dağıtabilir, ben temettü dağıtırım der ve şirketten para çıkar. Bu da istemediğimiz bir şey. Zira biz şirketlerin kaynakları artsın, iktisatta kapladıkları yer büyüsün ve ticarete daha fazla dahil olsunlar istiyoruz. Son olarak bir de güç ve emtia işi yapanlar direk emtia toplayabilirler, erken stoklamaya de başlarlarsa daha erkenden alım olur ve ithalat bu manada patlar. Daha fazla dövize gereksinimimiz olur.
