Dünya Bankası’nın Türkiye’nin İklim ve Kalkınma Raporu’nu yayımlamasının akabinde Türkiye Ülke Yöneticisi Auguste T. Kouamé Bloomberg HT’nin sorularını cevapladı.
Raporda “Türkiye’de iklim aksiyonları ile 2040’a kadar 150 milyar dolar tasarruf sağlayabilir” sözleri yer almaktaydı.
Kouamé “Son devirlerde Türkiye’nin cari açığı arttı. Bunun çok büyük bir kısmı güç fiyatlarından kaynaklanıyor. Analizlerimize nazaran, Türkiye yenilenebilir güce yatırım yapmaya devam ettiği için gelecekte global güç piyasasındaki sıkıntılara daha az bağlı olacak. Birebir vakitte Türkiye gaz saklama tarafına da çok fazla yatırım yaptı ve ileride fosil yakıt gücünü dönüştürebilecğini düşünüyoruz” biçiminde konuştu.
Türkiye’de enflasyonun yüzde 70’i aşmış olmasına dikkat çeken Kouamé enflasyonun kuvvetli bir durum olduğunu ve makro ihtiyati siyasetlerin enflasyonu aşağıya getirebileceğini düşünmediğini kaydetti.
Enflasyonun içinde ithal bir taraf olduğunu belirten Kouamé, “Enflasyonun bu tarafını makro ihtiyati tedbirlerle denetim edemezsiniz. Öte yandan bunun bir de lokal tarafı var. Bu noktada, hükümetin kredi büyümesini sıkılaştırması için birtakım kararlar aldığını gördük. Türkiye’deki enflasyonun büyük bir kısmı tüketimden kaynaklanıyor. Kredi büyümesini sıkılaştırdığınızda tüketim hedefiyle yapılan borçlanma düşecektir ve fiyatlar üzerindeki baskı azalacaktır.
Bunun farklı şeylerle tamamlanması gerekiyor. Enflasyonun düşük düzeyde çıpalanması gerekli. Beşerler şu anda enflasyonun Türkiye’de yüksek düzeyde kalmaya devam edeceğini düşünüyor. Beşerler enflasyonun yükseleceğini düşünüyorsa, enflasyon düşmez. Yetkililerden enflasyonun düşüneceğine dair oran verilerek ileti gelmeli” dedi.
Kouamé, “Enflasyon birebir vakitte büyüme ve yatırımdan da etkilenir. Potansiyel büyümenizin üstünde büyüyorsanız bu durum enflasyon yaratabilir. Potansiyel büyümeniz üretim kapasitesine bağlıdır. Şayet büyümeyi destekleyecek kâfi yatırımınız yoksa yatırımın teşvik edilmesi için daha fazla efor harcanması gerekiyor” halinde konuştu.
“Türkiye en büyük 17. karbondioksit emisyonu yapan ülke”
Raporun hedefinin Türkiye üzere ülkelere iklim değişikliği ile ilgili gayretinde strateji oluşturmalarına ve aksiyon almalarına yardım etmek olduğunu söyleyen Kouamé “Türkiye’de birtakım iklim aksiyonları önceliklendirilebilir. Türkiye en büyük 17. karbondioksit emisyonu yapan ülke. Burada kıymetli olan ekonomik açıdan büyürken dünyanın en büyük karbondioksit emisyonu yapan ülkelerden biri olmamak” dedi.
Türkiye’nin iklim değişikliğinden çarçabuk etkilendiğini belirten Kouamé, “Maalesef bunu geçtiğimiz sene de gözlemledik. Karadeniz’de bir sel oldu, orman yangınları, deniz müsülajı oldu. Daha evvel de kuraklık yaşanmıştı.
Türkiye’nin şu ana kadar başarılı adımlar attı. Yenilenebilir güç alanında en fazla yatırım yapan ülkelerden bir tanesi oldu. Buna rağmen Türkiye’nin çok daha fazla şey yapabileceği alanlar da var. OECD ülkeleri ortasında Türkiye, kömürden güç üretimi yatırımları konusunda en yüksek gayeye sahip. Türkiye’nin yeni kömür santralleri inşa etmesi, yeni karbondioksit emisyonu yapması manasına geliyor. Umuyoruz ki yeni kömür santralleri inşa edilmez” yorumunda bulundu.
