Suriye Devlet Lideri Beşar Esad, Rus yayın kuruluşu Russia Today’e (RT) verdiği röportajda bölgedeki son gelişmeler, Türkiye ve Kürtlerle ilgili kıymetli açıklamalarda bulundu.
Kürtlerin Suriye’de tarih boyunca yaşamış ve çoğunluğu “vatansever” bir etnik küme olduğunu belirten Esad, öteki yandan “başta Amerikalılar olmak üzere oburlarının casusu olarak fonksiyon gören, vatansever olmayan” bir kısmın de olduğunu tabir etti. Esad, kanton ya da federasyon formuna dönüşen etnik kümeler kavramının bölünmenin başlangıcı manasına geleceğini ve buna müsaade vermeyeceklerini kaydetti.
Esad, “Kapı herkesle diyaloğa açık lakin sizin casus olarak, bilhassa de Amerikan casusu olarak tanımladıklarınız bunun dışında mı?” sorusuna “Bazen casuslarla bile muhatap olmanız gerekiyor” karşılığını verdi.
Suriye’de son devirde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) dayanaklı Suriyeli Kürtlerden oluşan Suriye Demokratik Güçleri(SDG) ile Esad rejimi ortasında muhtemel bir Türk askeri harekatına karşı görüşmeler yürütüldüğü kamuoyuna yansımıştı.
Gerekli askeri kapasite yoksa tahlil halk direnişidir
Esad, “Amerikan dayanağıyla petrol kuyularını elinde bulunduran Kürt güçleri hakkındaki görüşünüz nedir? Şam’ın elinde topraklarını geri almak için ne tıp kartlar var?” sorusuna da, “Ülkenin doğusunda Amerikalıların buyruğu altında ve onlar ismine, hasebiyle Suriye halkının birliğine karşı faaliyet gösteren güçler var. Bu bölgelerde halkın büyük çoğunluğu bu sapkınlığı reddediyor ve doğal bir reaksiyon olarak halk direnişinin başladığını, bu güçlerle lokal halk ortasında bir ihtilafın geliştiğini görüyoruz. Casuslar orada bulunduğu sürece işgalci de gücünü koruyacaktır. Bu nedenle evvel bu casusların temizlenmesi, zayıflatılması gerekiyor. Sonrasında halk direnişinin güçlenmesiyle işgalci de otomatikman bölgeyi terk edecektir. Bilhassa gerekli askeri kapasiteye sahip olmadığınızda bir işgal karşısında tahlil, halk direnişidir” karşılığını verdi.
“Türk işgaline karşılık vermekten çekinmeyiz”
Esad, “Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde inançlı bölge oluşturma planlarıyla ilgili ne yapmayı düşündüğü” sorusunu da, “İki husus birebir çerçevede. İşgal varsa birinci etapta halk direnişiyle karşılaşır. Olağan ki Suriye ordusu ülkenin her bölgesinde konuşlu değil. Lakin konuşlu olduğu bölgelerde ve şartların direkt askeri müsabakaya müsaade verdiği durumlarda çekinmeyiz. 2,5 yıl evvel Suriye ve Türk orduları karşı karşıya gelmiş ve Suriye ordusu kimi Türk maksatlarını tahrip etmişti. Askeri kapasite elverdiği sürece bu tekrar gerçekleşecektir” diye yanıtladı.
İdlib konusunda da, “İşgal altındaki her bölge üzere İdlib’in kurtarılmasının da askeri ve siyasi planlar dahilinde olduğunu” belirten Beşar Esad, “Kuşkusuz Türkler ya da teröristler tarafından işgal edilmiş her toprak vakti gelince kurtarılacak” tabirini kullandı.
“Anayasa Komitesinde bir küme Türkiye’yi temsil ediyor”
Esad, Suriye’de savaş sonrası süreçte yeni bir Anayasa hazırlanması için oluşturulan Anayasa Komitesi ile ilgili de Türkiye’ye suçlamalarda bulundu. Oluşturulacak Anayasanın Suriye halkının kültürünü, bedellerini, beklenti ve gereksinimlerini karşılaması gerektiğini belirten Esad, bunun Suriyeliler ortasında bir uzlaşı gerektirdiğini belirtti. Anayasa Komitesinde biri Suriye hükümetinin görüşlerini yansıtan, başkası ise Türkiye’nin belirlediği şahıslardan oluşan iki taraf olduğunu söyleyen Esad, “Dolayısıyla mantıken şu soru ortaya çıkıyor: Bir taraf Suriyeli başka taraf Türk iken Suriyeliler ortasında bir diyalogdan nasıl kelam edebiliriz? Sorun bu. İlerleme kaydedemememizin nedeni bu. Zira çok kolay: Bir küme Suriye halkının emellerini temsil ediyor, oburu ise Türk hükümetinin emellerini” diye konuştu.
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Çarşamba günü Türkiye’de görüştüğü Rus mevkidaşı Sergey Lavrovile düzenlediği basın toplantısında, Anayasa Kurulu çalışmalarında ilerleme sağlanamamasından Esad rejimini sorumlu tutmuş ve Esad’ı siyasi tahlil istememekle suçlamıştı. Lavrov ise topu Batı’ya atarak Batı’nın Suriye’ye uyguladığı yaptırımları ve Birleşmiş Milletler’in (BM) toprak bütünlüğüyle ilgili kararlarına uyulmamasını eleştirmişti.
