Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Organize kabahat örgütü liderliğinden karar giyen Sedat Peker‘e ilişkin olduğu sav edilen “Deli Çavuş” isimli Twitter hesabından yapılan BirGün gazetesi yayın koordinatörleri Yaşar Aydın ve İbrahim Varlı’ya yönelik paylaşımıyla başlayan tartışmaya katılan Sözcü muharriri Yılmaz Özdil’in son paylaşımında kullandığı “Hıyar arkadaşlar” sözüne reaksiyon gösterdi.
Organize hata örgütü liderliğinden karar giyen Sedat Peker’e ilişkin olduğu tez edilen “Deli Çavuş” isimli Twitter hesabından yapılan bir paylaşımda BirGün gazetesi yayın koordinatörleri Yaşar Aydın ve İbrahim Varlı gaye alındı. Toplumsal medya üzerinden başlayan tartışmaya katılan bir öbür isim de Yılmaz Özdil oldu. Özdil, son paylaşımında, “Her hıyarım diyene tuz yetiştiremeyiz, medyada benimle polemiğe girerek okunma oranını artırmak isteyen hıyar arkadaşlar, evvel Darüşşafaka’ya bağışta bulunmak zorunda, bağış yapıp dekontu gönderin, düşünürüz, bedavaya muhatap olmak yok” tabirlerini kullandı.
“Hakaret bir gazetecinin tartışma yolu olamaz”
BirGün’de kaleme aldığı yazısında Özdil’in bu paylaşımını eleştiren Bildirici, “Bir tartışmada muhatabına ‘Hıyar arkadaşlar’ diye seslenmek, bir gazeteciye değil olsa olsa sokakta arbede eden delikanlılara yakışacak bir üsluptur” diyerek şunları kaydetti:
“Ne yazık ki, Sözcü gazetesi müellifi Yılmaz Özdil, BirGün gazetesi müellif ve yöneticilerinin toplumsal medyadaki tenkitlerine bu türlü hakaret, aşağılama içeren bir karşılık verdi. Hem de ‘çok okunan’ bir müellif olduğunu ima eden, üstten, kibirli bir bakışla yazmıştı toplumsal medyada paylaşımını.
Meslektaşlarına bu kadar yukardan bakan, hakaret etme hakkını kendinde gören Yılmaz Özdil, daha beş gün evvel Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Seyahat direnişçilerine ‘sürtük’ demesini eleştiriyordu. Erdoğan’ın hakaretine itiraz eden bir gazetecinin kendisinin öteki birine hakaret etmesi tam bir paradoks. Çok okunmak, çok satan bir gazetede yazmak her yazdığının, söylediğinin hakikat olduğunu göstermez. Hele de bu türlü üstten bakma ve hakaret etme hakkını hiç vermez. Aslında hakaret bir gazetecinin tartışma prosedürü olamaz.”
“Taraf haline gelirseniz gazetecilik çizgisini müdafaanız güçleşir; ‘intikam’ arbedesinin bir aracı haline gelebilirsiniz”
Öte yandan Bildirici, Sedat Peker’in sıhhat durumu hakkında açıklamayı Özdil’in yapmasını da şöyle eleştirdi:
“Oysa Sedat Peker’in Emre Olur isimli bir basın danışmanı var; gerektiğinde pekâlâ açıklama yapabiliyor. Sedat Peker’in sıhhat durumuyla ilgili olarak da ‘sevenlerine’ tekrar Emre Olur bilgi verebilirdi. Emre Olur yerine Sedat Peker’in sıhhatiyle ilgili açıklama yapmak Yılmaz Özdil’e düşmemeliydi.
Mesele burada gazetecilik çizgisini korumak, temas-mesafe kuralını ihlal etmemek. Sedat Peker’in tezlerini, açıklamalarını ciddiye alıp araştırmak ve topluma duyurmak -hiç kuşkusuz- gazetecilik misyonudur. Ancak yanında yer alır, taraf haline gelirseniz gazetecilik çizgisini müdafaanız güçleşir; onun ‘intikam’ arbedesinin bir aracı haline gelebilirsiniz.”
