Marmara Kümesi Vakfı (MGV) tarafından düzenlenen 25. Avrasya İktisat Tepesi dün başladı.
Farklı ülkelerden siyasetçilerin, diplomatların ve iş insanlarının yer aldığı ve 9 Haziran’a kadar sürecek doruğun ikinci gününe AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran da katıldı.
“BİRLEŞMİŞ MİLLETLER HİÇBİR SIKINTIYA DEVA DEĞİL”
Bakırköy’deki bir otelde düzenlenen tepede konuşan Binali Yıldırım, “Avrasya coğrafyasına bakalım. İç savaşlar, terör, göç, bütün hadiseler bu bölgede cereyan ediyor. Bunun bir tesadüf olduğunu herhalde düşünmüyoruz. Afganistan işgali, Irak’ın işgali, Suriye ve Yemen’deki iç savaş. Kafkaslarda 30 yıl devam eden Ermenistan Azerbaycan itilafı… Şimdilerde de Rusya ve Ukrayna ortasındaki savaş. Tüm bunlar olmak zorunda değil fakat maalesef hoş güzel Birleşmiş Milletler diye bir kuruluşumuz var. Hiçbir sıkıntıya deva değil. BM ikinci dünya savaşından sonra teşkil edildi, o günün kaidelerine nazaran kurulan ve o günün ikinci savaşın galiplerinin karar verdiği, kontratların de ana statüsünün de yazdığı bir kuruluş. Kurucu devletler kendilerine imtiyaz tanımış. 5 daimi üye her şeye karar veriyor. Günün sonunda rastgele bir uyuşmazlığı, sorunu çözmek gerektiğinde 5’ten bir tanesi istek göstermeyince bütün emekler yok oluyor. Tekrar savaşın acılarıyla kurulmuş olan bu türlü bir yapı, o gün işe yarıyordu. Artık tek kutuplu bir dünya yok, iki kutuplu bir dünya da yok. Çok kutuplu bir dünya var” dedi.
Yıldırım, tarih boyunca Avrasya coğrafyasının daima değerli olduğuna dikkat çekti.
“DÜNYA GLOBAL BESİN KRİZİNİN ARİFESİNDEDİR”
Yıldırım şöyle devam etti: “Bugün bilhassa Rusya ve Ukrayna’nın bu savaş öncesi dünya besin gereksiniminin 3’te 1’inden fazlasını sağlıyordu. Pandemide tedarik zinciri bozuldu. Fiyatlarda artış çok fazla oldu. Bir de bu kriz devreye girince bu besin sorunu birçok sorunun önüne geçti. Bugün dünya global besin krizinin arifesindedir. Güç fiyatlarında, doğalgazda, petroldeki artışlar bütün ülkelerin ekonomik göstergelerini alt üst etti. Bugün hiçbir ülke 1 yıl evvel yaptığı bütçeyi uygulama imkanına sahip değil. Yüzde 100 üzerinde sapmalar var. Petrol zengini ülkeler bundan istifade edebilir. Lakin sonuçta bu coğrafya hepimizin ortak coğrafyası. Zenginliğin dağılımındaki adaleti sağlamakta geç kalırsak hiçbir ülke tek başına huzurlu olamaz. 280 milyon vatansız insan dolaşıyorsa, 90 milyona ulaşan mülteci nüfus varsa bunun gerisindeki sosyolojik gerçeklerin çok daha dikkatli üzerinde durmak mecburiyetindeyiz. Global sistemin 8 milyar nüfusa 194 ülkeye adil ve eşit hizmet etmemesi. Bütün meselelerin kaynağı buradan geçiyor”
“DAHA FAZLA DİYALOG DAHA AZ SAVAŞ “
Yıldırım, “Daha fazla diyalog, daha az savaş diyoruz. Daha çok konuşacağız ancak hiç dövüşmeyeceğiz. Konuşarak birçok sorunun üstesinden gelebiliriz. Ukrayna’da da maalesef tekrar bir örtülü Ukrayna’nın yanında yer alan kimi ülkeler örtülü olarak savaşı sona erdirmek değil, savaşı tetiklemekten öbür bir vazife ifa etmiyor. Bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. Aslolan bölgede akan kanın durması ve saf çocukların ve sivillerin bedel ödememesini sağlamaktır. Ukrayna’ya silah sağla, Rusya’ya karşı istikrar kurmaya çalışma üzere kanılar, siyasetler, hiçbir vakit ne bölgeye hizmet eder ne de bu iki ülkenin halkına hizmet eder. Bu bakımdan Türkiye ayrışan bir noktada duruyor. Türkiye diyor ki bu savaşın kazananı olmaz, hiçbir savaşın kazananı olmaz diyor. En makûs barış bile savaştan daha uygundur, üstündür anlayışıyla her iki ülkeyi bir ortaya getirip bu sorunu bir an evvel bitirmek için büyük çaba gösteriyoruz. Bilhassa Cumhurbaşkanımız her iki ülke devlet liderleriyle, bakanlarımız ve teknik heyetlerimiz bu çabayı veriyor” dedi.
Yıldırım, konuşmasında Türk Devletleri Teşkilatı’nın rolünden de ve Avrasya coğrafyasının pandemide vazgeçilmez bir lojistik coğrafyası olduğuna dikkat çekti.
“BÖLGESEL VE GLOBAL BARIŞIN KORUNMASI İÇİN BEDEL ÖDEYEN BİR ÜLKEYİZ”
Yıldırım, “Türkiye olarak biz bölgesel ve global barışın korunması için önemli bedel ödeyen bir ülkeyiz. Toprak bütünlüğümüzü sağlamak, insanlarımızın can ve mal güvenliğini teminat almak için 40 yıldır terör örgütleriyle uğraş ediyoruz. Müttefik bildiğimiz dostlarımız direkt ya da dolaylı terör kümeleriyle hareket ediyor. Burada dürüstlüğe gereksinim var. Biz bunu muhataplarımıza her vakit anlatıyoruz” diye konuştu.
Yıldırım, “Rusya Ukrayna ortasındaki sorun başlayınca Avrupa ülkeleri göçmen, mülteci sıkıntılarını daha çok hissetmeye başladı. Biz bunu 10 yıldır yaşıyoruz. Gereken takviyesi göremedik, yalnız bırakıldık” tabirlerini kullandı.
“BUNDAN SONRAKİ EMELİMİZ BÖLGESEL KARIŞIKLIKLARIN ÖNÜNE GEÇMEK”
Binali Yıldırım, konuşmasının bitiminde yaptığı açıklamada ise, şu sözlere yer verdi:
“Bugün bilhassa pandemiyle bir arada ve Karadeniz’in kuzeyindeki savaşla bir arada kıymeti bir sefer daha ortaya çıkmıştır. Orta jenerasyon insanlığın yüzde 70’ini besleyen bir koridordur. Münasebetiyle burada yapmamız gereken bu güzergahta bulunan ülkelerin alt yapılarını birbirine eşit seviyeye gelecek halde geliştirmeleridir. Türk devletleri teşkilatının ana vazifelerinden birisi de aksakalların misyonlarının başında da bu geliyor. Biz son 20 yıldır bu koridorun gelişmesi için hem Türkiye hem Balkanlar hem de Kafkaslarda çok önemli alt yapı yatırımları yaptık. Asya’yı Avrupa’ya bağlayan Marmaray, Avrasya geçişleri tekrar bu koridorun kıymetli halkalarıdır. Hasebiyle bundan sonraki hedefimiz bölgesel karışıklıkların önüne geçmek. Bölgesel refahı, barışı kalıcı hale getirmek için daha fazla birlikte çalışma gereksinimidir. Bu birlikler, Türk Devletleri Teşkilatı Avrasya Ekonomik Örgütü, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı, Avrupa Birliği bunların hiçbirisi birbirine rakip değildir. Hepsinin hedefi bölgesel ve global barışa, refaha katkı sağlamaktır. İnsanlık için, insanlığın geleceği için kim ne yaparsa bizim için değerlidir.”
Marmara Kümesi Vakfı (MGV) tarafından düzenlenen 25. Avrasya İktisat Tepesi dün başladı.
Farklı ülkelerden siyasetçilerin, diplomatların ve iş insanlarının yer aldığı ve 9 Haziran’a kadar sürecek doruğun ikinci gününe AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran da katıldı.
“BİRLEŞMİŞ MİLLETLER HİÇBİR SIKINTIYA DEVA DEĞİL”
Bakırköy’deki bir otelde düzenlenen tepede konuşan Binali Yıldırım, “Avrasya coğrafyasına bakalım. İç savaşlar, terör, göç, bütün hadiseler bu bölgede cereyan ediyor. Bunun bir tesadüf olduğunu herhalde düşünmüyoruz. Afganistan işgali, Irak’ın işgali, Suriye ve Yemen’deki iç savaş. Kafkaslarda 30 yıl devam eden Ermenistan Azerbaycan itilafı… Şimdilerde de Rusya ve Ukrayna ortasındaki savaş. Tüm bunlar olmak zorunda değil fakat maalesef hoş güzel Birleşmiş Milletler diye bir kuruluşumuz var. Hiçbir sıkıntıya deva değil. BM ikinci dünya savaşından sonra teşkil edildi, o günün kaidelerine nazaran kurulan ve o günün ikinci savaşın galiplerinin karar verdiği, kontratların de ana statüsünün de yazdığı bir kuruluş. Kurucu devletler kendilerine imtiyaz tanımış. 5 daimi üye her şeye karar veriyor. Günün sonunda rastgele bir uyuşmazlığı, sorunu çözmek gerektiğinde 5’ten bir tanesi istek göstermeyince bütün emekler yok oluyor. Tekrar savaşın acılarıyla kurulmuş olan bu türlü bir yapı, o gün işe yarıyordu. Artık tek kutuplu bir dünya yok, iki kutuplu bir dünya da yok. Çok kutuplu bir dünya var” dedi.
Yıldırım, tarih boyunca Avrasya coğrafyasının daima değerli olduğuna dikkat çekti.
“DÜNYA GLOBAL BESİN KRİZİNİN ARİFESİNDEDİR”
Yıldırım şöyle devam etti: “Bugün bilhassa Rusya ve Ukrayna’nın bu savaş öncesi dünya besin gereksiniminin 3’te 1’inden fazlasını sağlıyordu. Pandemide tedarik zinciri bozuldu. Fiyatlarda artış çok fazla oldu. Bir de bu kriz devreye girince bu besin sorunu birçok sorunun önüne geçti. Bugün dünya global besin krizinin arifesindedir. Güç fiyatlarında, doğalgazda, petroldeki artışlar bütün ülkelerin ekonomik göstergelerini alt üst etti. Bugün hiçbir ülke 1 yıl evvel yaptığı bütçeyi uygulama imkanına sahip değil. Yüzde 100 üzerinde sapmalar var. Petrol zengini ülkeler bundan istifade edebilir. Lakin sonuçta bu coğrafya hepimizin ortak coğrafyası. Zenginliğin dağılımındaki adaleti sağlamakta geç kalırsak hiçbir ülke tek başına huzurlu olamaz. 280 milyon vatansız insan dolaşıyorsa, 90 milyona ulaşan mülteci nüfus varsa bunun gerisindeki sosyolojik gerçeklerin çok daha dikkatli üzerinde durmak mecburiyetindeyiz. Global sistemin 8 milyar nüfusa 194 ülkeye adil ve eşit hizmet etmemesi. Bütün meselelerin kaynağı buradan geçiyor”
“DAHA FAZLA DİYALOG DAHA AZ SAVAŞ “
Yıldırım, “Daha fazla diyalog, daha az savaş diyoruz. Daha çok konuşacağız ancak hiç dövüşmeyeceğiz. Konuşarak birçok sorunun üstesinden gelebiliriz. Ukrayna’da da maalesef tekrar bir örtülü Ukrayna’nın yanında yer alan kimi ülkeler örtülü olarak savaşı sona erdirmek değil, savaşı tetiklemekten öbür bir vazife ifa etmiyor. Bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. Aslolan bölgede akan kanın durması ve saf çocukların ve sivillerin bedel ödememesini sağlamaktır. Ukrayna’ya silah sağla, Rusya’ya karşı istikrar kurmaya çalışma üzere kanılar, siyasetler, hiçbir vakit ne bölgeye hizmet eder ne de bu iki ülkenin halkına hizmet eder. Bu bakımdan Türkiye ayrışan bir noktada duruyor. Türkiye diyor ki bu savaşın kazananı olmaz, hiçbir savaşın kazananı olmaz diyor. En makûs barış bile savaştan daha uygundur, üstündür anlayışıyla her iki ülkeyi bir ortaya getirip bu sorunu bir an evvel bitirmek için büyük çaba gösteriyoruz. Bilhassa Cumhurbaşkanımız her iki ülke devlet liderleriyle, bakanlarımız ve teknik heyetlerimiz bu çabayı veriyor” dedi.
Yıldırım, konuşmasında Türk Devletleri Teşkilatı’nın rolünden de ve Avrasya coğrafyasının pandemide vazgeçilmez bir lojistik coğrafyası olduğuna dikkat çekti.
“BÖLGESEL VE GLOBAL BARIŞIN KORUNMASI İÇİN BEDEL ÖDEYEN BİR ÜLKEYİZ”
Yıldırım, “Türkiye olarak biz bölgesel ve global barışın korunması için önemli bedel ödeyen bir ülkeyiz. Toprak bütünlüğümüzü sağlamak, insanlarımızın can ve mal güvenliğini teminat almak için 40 yıldır terör örgütleriyle uğraş ediyoruz. Müttefik bildiğimiz dostlarımız direkt ya da dolaylı terör kümeleriyle hareket ediyor. Burada dürüstlüğe gereksinim var. Biz bunu muhataplarımıza her vakit anlatıyoruz” diye konuştu.
Yıldırım, “Rusya Ukrayna ortasındaki sorun başlayınca Avrupa ülkeleri göçmen, mülteci sıkıntılarını daha çok hissetmeye başladı. Biz bunu 10 yıldır yaşıyoruz. Gereken takviyesi göremedik, yalnız bırakıldık” tabirlerini kullandı.
“BUNDAN SONRAKİ EMELİMİZ BÖLGESEL KARIŞIKLIKLARIN ÖNÜNE GEÇMEK”
Binali Yıldırım, konuşmasının bitiminde yaptığı açıklamada ise, şu sözlere yer verdi:
“Bugün bilhassa pandemiyle bir arada ve Karadeniz’in kuzeyindeki savaşla bir arada kıymeti bir sefer daha ortaya çıkmıştır. Orta jenerasyon insanlığın yüzde 70’ini besleyen bir koridordur. Münasebetiyle burada yapmamız gereken bu güzergahta bulunan ülkelerin alt yapılarını birbirine eşit seviyeye gelecek halde geliştirmeleridir. Türk devletleri teşkilatının ana vazifelerinden birisi de aksakalların misyonlarının başında da bu geliyor. Biz son 20 yıldır bu koridorun gelişmesi için hem Türkiye hem Balkanlar hem de Kafkaslarda çok önemli alt yapı yatırımları yaptık. Asya’yı Avrupa’ya bağlayan Marmaray, Avrasya geçişleri tekrar bu koridorun kıymetli halkalarıdır. Hasebiyle bundan sonraki hedefimiz bölgesel karışıklıkların önüne geçmek. Bölgesel refahı, barışı kalıcı hale getirmek için daha fazla birlikte çalışma gereksinimidir. Bu birlikler, Türk Devletleri Teşkilatı Avrasya Ekonomik Örgütü, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı, Avrupa Birliği bunların hiçbirisi birbirine rakip değildir. Hepsinin hedefi bölgesel ve global barışa, refaha katkı sağlamaktır. İnsanlık için, insanlığın geleceği için kim ne yaparsa bizim için değerlidir.”
