İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Anadolu Kültür İdare Konseyi Başkanı Osman Kavala’yı, Seyahat aksiyonlarını organize ederek hükümeti devirmeye çalıştığı gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet, başka 7 sanığı da bu aksiyonlara yardım ettikleri gerekçesiyle 18’er yıl mahpusa mahkum etmesine ait davada gerekçeli kararını açıkladı. Mahkeme, münasebetleri kararında, hareketlerin hükümeti devirmeye çalışmaya yönelik olduğunu, bu gayeyle şiddet ve cebir kullanıldığını kanıtlamak için Yargıtay’ın “28 Şubat postmodern darbe” kararını münasebet gösterdi. Bu davada, Yargıtay’ın direkt hükümeti gaye almayan, tankların Sincan’dan yürütülmesini bile cebir ve şiddet saydığına işaret eden mahkeme, İstanbul’da Başbakanlık Çalışma Ofisi’ndeki güvenlik güçlerine taş ve sopalarla saldırılmasının bundan daha ağır bir aksiyon olduğunu vurguladı.
Mahkeme, dinleme kayıtlarındaki soyut tabirler dışında kanıt olmamasına karşın, bu aksiyonları Kavala’nın ve öbür sanıkların organize ettiğini belirterek, hatanın bu yolla işlendiğini savundu. Mahkeme, firari FETÖ polis, savcı ve yargıçları tarafından “suç işlemek için örgüt kurmak” hareketinden dinleme kararı çıkartılmasına karşın, “hükümete karşı suç” hatasından, dinleme kayıtlarına dayanılarak ceza verilmesini ise “zaten hepsi örgüt” diyerek savundu. Kararda, “Cumhuriyet savcılığının bile bir iddianamede olayı anlatıp kabahati vasıflandırmamış olması yahut sevk unsurunu yazmamış olması, iddianamenin ret münasebeti sayılmazken, emniyet çalışanından hatası vasıflandırmayı tam isabetle yapmasını beklemek hayatın olağan akışına aykırıdır” denildi.
610 sayfa gerekçe
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 610 sayfalık gerekçeli kararında ağırlaştırılmış müebbet mahpusa mahkum edilen Kavala ile Kavala’ya yardım ettikleri argümanıyla 18’er yıl mahpusa mahkum edilen Ayşe Mücella Yapan, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Ali Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi, Çiğdem Mater Utku ve Mine Özerden’e verilen cezaları ve yargılama sürecini özetledi.
Babacan var Davutoğlu yok
Kararın, “mağdurlar” kısmında, avukatı aracılığıyla “mağduriyetim yok” dilekçesi veren Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun ismi yer almazken, “Gezi Davası’yla ilgili şahsi bir mağduriyetim yok. Mağdur değilim. Bununla ilgili hiçbir müracaatım yok ki geri çekileyim” diyen DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan’ın ismi mağdurlar listesinde yer aldı.
Kavala’nın suçları
Gerekçeli kararda, Kavala’nın Seyahat aksiyonlarını derinleştirip Anadolu’ya yaymak için uğraş sarf ettiği, aksiyonları başından bu yana Açık Toplum Vakfı ve George Soros’un desteklediği ve Kavala’nın da buna aracılık yaptığı belirtildi. Kavala’nın cürüm sayılan aksiyonları şöyle sıralandı:
-Osman Kavala’nın öbür sanıklarla konuşma sayıları.
-Garaj, İstanbul Baraka, Kent Forumları üzere oluşumlarla forum, panel, yaz kampları düzenlemesi
-Can Dündar ile yeni bir medya kurulması için Seyahat öncesi görüşmeler yapması.
-Mehmet Ali Alabora’yı yabancılarla yapılan bir toplantıya davet etmesi
-Belediye başkanlık seçimlerinde blok oluşturmak için Can Atalay ve Tayfun Kahraman’la görüşmesi.
-Sivil itaatsizlik ismini verdikleri devlet güçleriyle çatışmaya dönüştürülmesi amaçlanan hareketlerin nasıl ve hangi tarafta ilerleyeceği konusunda istişare etmek.
-Avrupa’dan olaylara takviye sağlanması için Brüksel’de Seyahat standı açılması, rapor hazırlanarak AB Komitesi, AİHM’de gösterilmesi için toplantılar yapılması.
-Açık Toplum Vakfı’nın Anadolu Kültür üzerinden hareketlere kaynak sağlaması tezi.
-Gezi aksiyonlarını Açık Toplum Vakfı’nın yönettiği ve yönlendirdiği argümanı.
-Kavala’nın Nisan 2013’te Soros’un katıldığı bir toplantıya gittiği tezi.
-ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü’ne Seyahat ile ilgili soru sorulması.
-Kavala ile birtakım aydınların polis şiddeti konusunda mektup yazarak Türkiye’yi şikayet etme niyetleri.
Gezi aksiyonlarından evvel Can Dündar ile telefonla görüşmek.
Toplantı daveti “profesyonel hareketçi yetiştirmek” sayıldı
Kararda, Kavala’nın konuşmalarından seçilen cümleler üzerinden yorumlar yapıldı. 40 kişilik bir grup ile birinci grubu de kapsayan toplantılar yapmak istemesine yönelik kelamları “profesyonel aksiyoncu yetiştirilmesi gayesiyle toplantı ve tertip yapılması” olarak yorumlandı.
Sanıklardan Çiğdem Mater’le, 15 dakikalık bir Seyahat belgeseli yapılması için gerçekleştirdiği konuşmalar da hatanın kesimi sayıldı. Çekilmeyen bu belgeselin nasıl cürüm oluşturduğu açıklanmadı.
Gazeteci Banu İnanç ile bir fon konusunda yaptığı konuşmalar için “üstü kapalı biçimde finansal takviye arayışında olduğu, gazeteci kimliğini kullanması için talimat verdiği” halinde yorumlandı.
Öğrenciler para istedi, eylemcilere para verdi sayıldı
Projeleri bulunan ve maddi takviye arayışında olan öğrencilerin yaptıkları konuşmalar da ispat sayıldı. Kavala’ya ulaşamayan öğrencilerin, “Ne yapacaksın Kavala’yı” karşılığını veren şahsa, “ortak, para alacam yani” karşılığını vermesi konusunda, şu yorum yapıldı:
“ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı’nın konsolosluk vazifelisi bir şahıs aracılığıyla kendisinden randevu talep edebilecek düzeyde tesiri bulunan Kavala’nın öğrenci olan bu şahıslarla irtibatının 50-100 tl üzere yardım ölçüleri ile açıklanamayacağı, Seyahat kalkışması sırasında eylemcilere maddi dayanak sağladığı…”
HDK hatalı sayıldı, plastik sandalye finansal yardım gösterildi
Kararda, yasal olarak faaliyet gösteren Halkların Demokratik Kongresi yapılanması hata olarak nitelendirilirken, bu yapılanmanın talimatını Abdullah Öcalan’ın verdiği, Kavala’nın burada vazifeli şahıslarla irtibatlı olduğu belirtildi.
Kavala’nın, Seyahat Parkı’ndakilere dayanak için söylediği, “Yüz sandviç hazırlatalım, plastik masa, 10-15 iskemle götürelim” kelamları de Gezi’yi organize etmesine münasebet gösterildi.
Sanıklardan Yiğit Aksakoğlu’nun şiddetsiz aksiyonlar üzerine çalışması, “piyano çalan adam”, “duran adamlar”, “yeryüzü iftarları” teklifleri de şiddet hareketlerinin kesimi olarak nitelendirildi.
Gezi olmayınca 15 Temmuz olmuş
Gerekçeli kararda, ABD’li Henry Barkey ile Kavala’nın hükümeti devirmeyi amaçladığı, bu iki ismin Seyahat hareketleri başarısız olunca 15 Temmuz darbesine taban hazırladıkları kaydedildi. Buna münasebet olarak da yalnızca Barkey ile Kavala’nın telefonlarının birebir baz istasyonundan sinyal vermeleri gösterildi. Kavala, Barkey’i bir defa restoranda gördüğünü açıklamıştı. Kararda, buna ve şahit tabirlerine karşılık iki ismin 15 Temmuz darbesinden üç gün sonra yemek yediği, Barkey’in daha sonra ABD’ye gittiği de argüman edildi.
Olmayan görüşme cürüm sayıldı
Gezi hareketleri bittikten sonra Türkiye’ye tatile gelen yurtdışındaki STK’lardan Otpor önderi Maroviç ve Canvas eğitmenlerinin sanıklardan Can Atalay’la da görüşme gayretleri, Kavala’ya ulaşma hareketleri olarak nitelendirildi.
Artık bütün hatalar dinlenebilir: “İkisi de örgüt, ne fark eder”
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, Seyahat davasının birinci yargılaması sonunda sanıkların beraatine karar verirken, evraktaki telefon dinlemelerinin “hükümete karşı suç” hatasından yapılmadığını, bu nedenle yasadışı kanıt niteliğinde olduğunu belirtti.
13. Ağır Ceza Mahkemesi ise bu görüşe karşılık, firari FETÖ polis, savcı, yargıçları tarafından, “suç işlemek için örgüt kurmak” hatasından yapılan bütün dinlemeleri yasal saydı. Kararda, bu durum şöyle açıklandı:
“Suç örgütü kurma ve yönetme kabahatine ait verilen dinleme kararının kabahat vasfının değişme ihtimaline binaen yerinde verilmiş bir karar olduğu aşikardır. Aslında 312. (hükümete karşı suç) unsurda belirtilen kabahatin tek başına işlenmesi mümkün olmayan bir cürüm olması, kesinlikle örgütlü bir yapı tarafından işlenebileceğinin çeşitli Yargıtay kararlarında belirtilmiş olması münasebetiyle birbirine benzeri vasıflarda kabul edilmesi bir zorunluluktur.”
“Polisler ne yapsın!”
Kararda, farklı kabahatten dinleme yapılıp, farklı bir hata için bu kayıtların kullanılmasının yasal olduğu savunulurken, şu münasebet de gösterildi:
“Emniyet vazifelilerinin dinleme kararı talep ederken cürüm vasfını dinleme yapmadan evvel tam olarak tespit edebilmesi her vakit mümkün değildir. Bu nedenle olayımızda bilhassa kabahat işlemek için örgüt kurma cürmünden dinleme kararının talep edilmiş olması, sonrasında ise dinleme kararına hükümete karşı kabahat hatasının ek edilmiş olması tespitimizi doğrulamaktadır. Cumhuriyet savcılığının bile bir iddianamede olayı anlatıp kabahati vasıflandırmamış olması yahut sevk unsurunu yazmamış olması, iddianamenin ret münasebeti sayılmazken, emniyet işçisinden kabahati vasıflandırmayı tam isabetle yapmasını beklemek hayatın olağan akışına karşıttır.”
28 Şubat’tan betermiş
Kararda, Seyahat hareketlerinin hükümeti devirmeye yönelik şiddet ve cebir içerdiği, bu hareketlerin Kavala’nın talimatıyla yapıldığı anlatabilmek için Yargıtay’ın 28 Şubat kararı emsal gösterildi. Hükümeti devirmeye kalkışmak hatasında, şiddet ve cebir kuralının bulunması, şiddet ve cebirin de hükümete yönelmesi gerekiyor.
Kararda, 28 Şubat kararında, “sadece tankların yürütülmüş olması bile sanıkların kastının ve cebir iradesini ortaya koyduğu kabul edilmişken, üstte sayılan aksiyonlar sonucunda ortaya çıkar ziyan, Seyahat olayları kapsamında gerçekleştiğine kuşku bulunmayan Başbakanlık çalışma ofisi önünde toplananların, buradaki emniyet güçlerine taşlı, sopalı, molotoflu, ses bombalı, ve hatta iş makineli hareketleri, gerekli olan cebir ve şiddetin hükümete karşı yöneltildiğini göstermektedir” denildi.
Eylemlere katılmışlar
Kararda, Mücella Yapan ve Can Atalay başta olmak üzere öbür sanıkların aksiyonları de Seyahat aksiyonlarına katılmak, iştiraki teşvik etmek, forumlara katılmak ve Kavala ile bağlantı kurmak olarak sıralandı.
Kavala’nın cezaevinde tutulmasına münasebet gösterilen casusluk hatası konusunda rastgele bir delil bulunamadığının belirtildiği kararda, bu nedenle bu cürümden beraatine karar verildiği kaydedildi.
Kararda, firari durumdaki Ayşe Pınar Alabora, Henry Barkey, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Mehmet Ali Alabora, Yiğit Aksakoğlu, İnanç Ekmekçi’nin evraklarının ayrıldığı da kaydedildi.
Karşı oy: Dinlemeler hukuksuz, öteki kanıt yok
Karar, 1’e karşı 2 üyenin oyuyla alınmıştı. Karşı oy kullanan üye gerekçeli kararında, “Hükümete karşı hata üzerinden dinleme kararı alınmadığı, bu nedenle yapılan dinlemelerin kayıtlarının yasak kanıt mahiyetinde olduğu, kâfi diğer delil da olmadığı” görüşünü belirtti.
TIKLAYIN | Gezi davasında karar: Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet; Mücella Yapan, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Yiğit Ali Emekçi’ye 18 yıl mahpus ve tutuklama!
TIKLAYIN | Kılıçdaroğlu’ndan Seyahat Davası reaksiyonu: Az kaldı; bu zulme son vereceğiz ve adaleti yine tesis edeceğiz!
TIKLAYIN | 2013’ten bu yana tek yeni delil yok: 50 soruda Seyahat davasında yaşananlar
Avrupa Konseyi’nin Kavala kararı ne manaya geliyor, Türkiye’yi neler bekliyor: “Tahliye ve beraatten öteki yol yok”
Avrupa Kurulu Bakanlar Komitesi, Türkiye’ye yönelik ihlal sürecinde ikinci oylamayı yaptı: Oy çokluğu ile evrakın AİHM tarafından kıymetlendirilmesine karar verildi
Osman Kavala: Tutukluluğumu devam ettirmek için gerçekleştirilen yargı uygulamalarının tarafsız bir gözle incelenmesini değerli buluyorum
Kavala davasında karara yanlışsız: 45 soruda 1634 günlük tutukluluğun kronolojisi
Gezi davası 25 Nisan’a ertelendi
TIKLAYIN | Gezi / Osman Kavala davasının hâkimi Murat Bircan AKP’den milletvekili aday adayı olmuş!
TIKLAYIN | Eski İstanbul Barosu Lideri Turgut Kazan’dan Seyahat davası yorumu: Türkiye için dünyaya karşı inanılmaz bir lekedir
