Seyhan Akıncı – Ülkemizdeki geçmişi Atatürk’ün elinde beyaz mendiliyle halay başı olduğu 1930’lara giden şenlikler yıllar boyunca kavuştaydı pek çoğumuz için. Balkan Festivalleri’nden Rock&Coke’lara, ODTÜ Şenlikleri’nden Zeytinli Rock Festivali’ne o denli müzikler göğe yükseldi o denli anılar biriktirildi ki… Bir konser biletine bakıp ağlayanlar bilir! Bilet kuyruğu da başka bir raconuydu bu işin vaktinde… Eski bayramlardan bahseder üzere gözleri nemlendirmeye gerek yok tabii… Pandeminin akabinde şenliklerin o coşkulu devirlerine dair ipuçları gelmeye başlarken kimi iptal haberleriyle de üzülüyoruz. Birtakım münasebetlere biraz daha fazla. Hassasiyet. Ne incelikli sözcük. O denli ki son yıllarda hayatımız hassasiyetler üzerine şekilleniyor. Birileri yanlış anlar, birileri kırılır, beriki bozulur derken Tarkan’ın müziğinde sorduğu yere geliyoruz: “Bu yeni ben de kim aynada bakıştığım?” Tek tipleşmeye karşı önlükleri çoktan çıkardık lakin dantelli yakalarımızdan ayrıştığımız naif ayrıntılarda uçtu gitti. Herkes bir yerlerden bize nasıl görünmemiz, ne giymemiz, ne yiyip içeceğimiz üzerine nasihatler veriyor. Belirli bir yaşa kadar bunu anneden duymak neyse de Zuckerberg ya da otoritelerden duymak çekilir değil. Biz de şenlikler nedir, hayatlarımıza neler kattı, yeterli ki mi varlar bakalım istedik. Ülkemizin en kıymetli şenlik düzenleyicileri ortasında yer alan kurumlardan isimler şenliklerin toplumsal kültürümüzdeki yerini anlattı.
Görgün Taner (İKSV Genel Müdürü): “Festivaller toplumları bütünleştirir”
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tam 50 yıldır İstanbul’da büyük şenlikler düzenleyen bir kurum. Bu şenliklerin, İstanbul’un dünya çapında bir kültür-sanat kenti olmasındaki katkısı yadsınamaz. Bugünün dünyasında ülkelerin gelişimi sadece ekonomik büyümeyle değil, kültür, sanat, bilim ve niyet üretimiyle de bedellendiriliyor. Kültür ve sanat etkinliklerinin toplumları bütünleştirme, kent ömrünü güzelleştirme, yaratıcılığı besleme potansiyeli çok büyük. Gençler için bu cins konserler ve sanat aktiflikleri, gündelik hayatın rutininden kopabilecekleri, bir ortada olabilecekleri ortamlar sunuyor. Bu 1973 yılında da böyleydi, 2073 yılında da bu türlü olacak… Gençler gittikleri konserlerde, şenliklerde kendilerini bir bütünün kesimi olarak görebiliyor, geleceğe dair hayaller kuruyor, umutlanabiliyor bir ortada olmanın memnunluğunu yaşıyorlar. Bu tıp şenliklerin iptalinin ve gençlerin müziğe erişiminin önüne mahzurlar koymaya çalışmanın, bilhassa de bu yeni jenerasyonlar için çok bir manası yok. Bu engellemeleri hakikat bulmuyorum. Son iki yıldır yaşanan salgın nedeniyle kültür-sanat alanı zati büyük darbeler aldı. Artık yine konserlerde, şenliklerde bir ortaya geleceğimiz, hayatı ve yaratıcılığı kutlayacağımız, kültür-sanat faaliyetlerini destekleyeceğimiz bir periyoda girmeliyiz.
Beril Alakoç (Akbank Marka ve İrtibat Başkanı): “Sosyal hayat için şenlikler önemli”
Pandemi hepimizin olduğu üzere gençlerin hayatını, gereksinimlerini, alışkanlıklarını ve duygusal durumlarını olumsuz etkiledi. Onların tekrar toplumsal yaşama dahil olması için şenliklerin değerli olduğunu düşünüyorum. Akbank olarak geleceği tasarlamak, bu gaye doğrultunda geliştirdiğimiz proje ve etkinliklerle topluma yarar sunmak bizim en kıymetli odak alanlarımızdan biri. Geleceği tasarlarken en büyük dönüştürücü gücün gençler olduğunun fakındayız. Biz de gençlerimizi geleceğin mimarları olarak konumlandırıyoruz. 10-12 Haziran’da yapılacak FestZ’de bu anlayışla doğdu. Müze Gazhane’de yapılacak FestZ’de tecrübe, eğitim, ilham ve eğlenceyi bir ortaya getireceğiz.
Elif Cemal (Programlama Yöneticisi) – Mehmet Ağaoğulları (Etkinlik Yöneticisi): “Zenginleşmek için alan yaratıyor”
Şenlikler, iştirakçiler için bir ortaya gelmek, nefes almak, beslenip zenginleşebilmek için bir alan yaratıyor ve her gün yaşadığımız kent ortamına farklı, dönüşmüş bir algıyla bakabilmemizi sağlıyor. Farklı kentlerden merakla, hevesle gelenleri yeni bir tecrübenin peşinden sürükleyerek ortak bir paydada buluşturan şenliklerde, tanıdık simaların, etraf kentlerden gelenlerin, üniversite öğrencilerinin, müzikseverlerin yüzlerinde memnun bir tabirle bir aktiflikten başkasına giderken görmek çok heyecan verici. Biz de Müspet olarak, kuruluşumuzdan beri insanların yaşamlarını zenginleştiren, giderek büyüyen, sonlar ötesi toplumun dönüşümüne ve özgürleşmesine katkı sağlayan, üniversal olarak ulaşılabilir, özgün ve sıra dışı kültürel tecrübeler sunma vizyonuyla çalışıyoruz. Bunu yaparken de öncü, bağlı, özgün, yaratıcı ve meraklı kıymetleri benimsiyoruz.
Hükümran Limoncuoğlu (Müzik yazarı): “Müzikte buluşabilmenin cazibesine kapılmaktan vazgeçmeyelim”
Görkemli bir paylaşım alanı müzik şenlikleri. Birebir anda tıpkı sizin üzere insanları bulacağınız, onlarla bir ortada bulunacağız. Ya da tam bilakis aslında beş benzemez olduğunuz lakin en az ama güçlü bir ortak noktada buluştuğunuz ortamlar. Yani müziğin etrafında, müzikten keyif almak, müzikle alakalı ortak bir tecrübe yaşamakta buluştuğunuz ortamlar. Bir tıkla müzikten müziğe koşabildiğimiz Spotify vb platformların fizikî hayattaki karşılığı tahminen de. Hem çok şahsî hem de pek kolektif. Paylaşmak ve tadını çıkarmak baş köşesinde. Bu yüzden, bizde de stadyum konserlerinin ne kadar çok insanı çekebildiğini ‘90’ların ortasında görmekten alınan güçle büyük sponsorlar, her sene aksamadan gerçekleşenlerle güzelce yerli yerine oturmuş bir kültür müzik şenlikleri. Biraz sekteye uğruyor şimdilerde. Tekrar şekillenip kendi yolunu bulacaktır. Kâfi ki müzikte buluşabilmenin cazibesine kapılmaktan vazgeçmeyelim.
