Türkiye’nin dört bir yanından 28 öğrenci ve mühendisten oluşan Tulpar Hyperloop Üniversiteli Mimar ve Mühendisler Kümesi, vakumlu bir tüp içerisindeki aracın, manyetik alan kuvvetiyle birlikte hareket etmesini sağlayan ve çok yüksek suratlara ulaşmayı hedefleyerek geleceğin ulaşım formülü kabul edilen ‘Hyperloop’ teknolojisini yerli ve ulusal imkanlarla hayata geçirmek istiyor.
Saatte yaklaşık 1230 kilometre sürate ulaşılabilen bu ulaşım formülü projesinin testlerini tamamlayan öğrenciler, projenin hayata geçirilmesi durumda İstanbul-Ankara ortasındaki seyahat müddetinin yaklaşık 20-25 dakikaya ineceğini söz etti.
Marmara Üniversitesi Makine Mühendisliği 4’üncü sınıf öğrencisi Mehmet Sarıay, “2020 yılında kurulmuş bir takımız. Bu teknolojiyi iki yıldan beri geliştirmeye çalışıyoruz. Türkiye’nin her yerinden 28 öğrenci ve bize yardım eden mühendislerle birlikte teknolojiyi geliştirmek ismine bizler çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Hyperloop sistemi, havası alınmış vakumla birlikte saatte 1230 kilometre sürate ulaşan bir 5’inci ulaşım idaresi olarak geleceğin ulaşım teknolojisi olarak kabul ediliyor. Burada biz hava ve yer sürtünmesini manyetik alan ve vakumlu tüp ile birlikte ortadan kaldırarak yaklaşık saatte 1230 kilometre sürate ulaştırabiliyoruz.
Bu da Ankara-İstanbul ortası ulaşımı yaklaşık 20 dakikalık bir mühlete indirmemizi sağlıyor. Bu teknolojiyi Türk topraklarında geliştirerek milletimize armağan etmek istiyoruz. Gerekirse ihracatını yapıp dünyada ses getiren bir grup olmak istiyoruz. Şu anda bizim 2 metrelik bir aracımızın tüm tasarım ve tahlilleri tamamlandı, üretim evresine geçmek için takviye bekliyoruz. Bu noktada biz bu çalışmaları tamamladık ekstra 12 metrelik bir araç üzerinde çalışıyoruz. Bu aracımız da 10 kişilik bir kapasiteye sahip. Geliştirmek için dayanak bekliyoruz” diye konuştu.
‘HAYATTAKİ EN DEĞERLİ ŞEY BİZCE ZAMAN’
Seyahatlerde kaybedilen vakitleri insanlığa armağan etmeyi hedeflediklerini lisana getiren Sakarya Üniversitesi Makine Mühendisliği öğrencisi Seda Bayır, “Bu projemize yüksek süratli trenlerin daha ileri bir teknolojisi diyebiliriz. Yüksek suratlara ulaşmayı hedefliyoruz. İstanbul ve Ankara ortasının yaklaşık 25 dakikaya düştüğünü düşünebilirsiniz. İnsanın hayatındaki en kıymetli şey bizce vakit. Biz de bunu insanlık faydasına, Türk milletine armağan ederek insanlara ulaşımda kaybettikleri vakitleri armağan etmek istiyoruz. Bu teknolojinin ülkemizde kendi öz kaynaklarımızla birlikte altyapısını oluşturmak istiyoruz” sözünü kullandı.
Türkiye’nin dört bir yanından 28 öğrenci ve mühendisten oluşan Tulpar Hyperloop Üniversiteli Mimar ve Mühendisler Kümesi, vakumlu bir tüp içerisindeki aracın, manyetik alan kuvvetiyle birlikte hareket etmesini sağlayan ve çok yüksek suratlara ulaşmayı hedefleyerek geleceğin ulaşım formülü kabul edilen ‘Hyperloop’ teknolojisini yerli ve ulusal imkanlarla hayata geçirmek istiyor.
Saatte yaklaşık 1230 kilometre sürate ulaşılabilen bu ulaşım formülü projesinin testlerini tamamlayan öğrenciler, projenin hayata geçirilmesi durumda İstanbul-Ankara ortasındaki seyahat müddetinin yaklaşık 20-25 dakikaya ineceğini söz etti.
Marmara Üniversitesi Makine Mühendisliği 4’üncü sınıf öğrencisi Mehmet Sarıay, “2020 yılında kurulmuş bir takımız. Bu teknolojiyi iki yıldan beri geliştirmeye çalışıyoruz. Türkiye’nin her yerinden 28 öğrenci ve bize yardım eden mühendislerle birlikte teknolojiyi geliştirmek ismine bizler çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Hyperloop sistemi, havası alınmış vakumla birlikte saatte 1230 kilometre sürate ulaşan bir 5’inci ulaşım idaresi olarak geleceğin ulaşım teknolojisi olarak kabul ediliyor. Burada biz hava ve yer sürtünmesini manyetik alan ve vakumlu tüp ile birlikte ortadan kaldırarak yaklaşık saatte 1230 kilometre sürate ulaştırabiliyoruz.
Bu da Ankara-İstanbul ortası ulaşımı yaklaşık 20 dakikalık bir mühlete indirmemizi sağlıyor. Bu teknolojiyi Türk topraklarında geliştirerek milletimize armağan etmek istiyoruz. Gerekirse ihracatını yapıp dünyada ses getiren bir grup olmak istiyoruz. Şu anda bizim 2 metrelik bir aracımızın tüm tasarım ve tahlilleri tamamlandı, üretim evresine geçmek için takviye bekliyoruz. Bu noktada biz bu çalışmaları tamamladık ekstra 12 metrelik bir araç üzerinde çalışıyoruz. Bu aracımız da 10 kişilik bir kapasiteye sahip. Geliştirmek için dayanak bekliyoruz” diye konuştu.
‘HAYATTAKİ EN DEĞERLİ ŞEY BİZCE ZAMAN’
Seyahatlerde kaybedilen vakitleri insanlığa armağan etmeyi hedeflediklerini lisana getiren Sakarya Üniversitesi Makine Mühendisliği öğrencisi Seda Bayır, “Bu projemize yüksek süratli trenlerin daha ileri bir teknolojisi diyebiliriz. Yüksek suratlara ulaşmayı hedefliyoruz. İstanbul ve Ankara ortasının yaklaşık 25 dakikaya düştüğünü düşünebilirsiniz. İnsanın hayatındaki en kıymetli şey bizce vakit. Biz de bunu insanlık faydasına, Türk milletine armağan ederek insanlara ulaşımda kaybettikleri vakitleri armağan etmek istiyoruz. Bu teknolojinin ülkemizde kendi öz kaynaklarımızla birlikte altyapısını oluşturmak istiyoruz” sözünü kullandı.
