MHP Genel Lider Yardımcısı Semih Yalçın, “Partimizin AK Parti iktidarlarına günümüz konjonktüründe verdiği dayanağın sebeplerini de MHP’nin yıllardır sabır, tutarlılık ve diğerkâmlıkla icra ettiği tarihî misyonunda aramak icap eder” dedi.
“MHP sustuğu takdirde, kent eşkıyaları köşe başlarını tutacak, halk mahkemeleri kurulacaktır. MHP misyonunu terk ettiği takdirde; şimdilik demokratik özerklik isteyen bölücüler daha mert formda Türkiye’den toprak talep edecekler, bağımsız devlet hayallerini hayata geçirmek isteyeceklerdir” diyen Yalçın, “Ne yazık ki hafıza-i beşer nisyan ile maluldür. MHP; bu nisyanı yani unutmayı ortadan kaldırmak, hafızaları bölücülüğe karışı canlı tutmak için Cumhur İttifakının paydaşı olarak siyasi çaba vermektedir. MHP; yalnızca halkın susmayan sesi, kamunun vicdanı değil, milletin unutmayan belleğidir. MHP’nin Cumhur İttifakında yer almasının temel nedeni işte budur” tabirlerini kullandı.
MHP’li Yalçın, “MHP ve Milliyetçi Ülkücü Hareket verdiği bekâ gayretinden zaferle çıkmıştır” diye konuştu.
“MHP başkanı Devlet Bahçeli, bölücü emellerin önünde aşılmaz bir duvar..!”
Öte yandan Yalçın, Korkusuz müellifi Ümit Zileli’nin bugünkü yazısında da reaksiyon gösterdi. “MHP ve onun önderi Devlet Bahçeli’nin bölücü emellerin aşılmaz pürüz olduğu için Zilli Ümit ve takviye verdiği ağabeylerinin saldırısına uğradığının” söyleyen Yalçın, “MHP Önderi Devlet Bahçeli, dengeli siyasi duruşuyla beka çabasının sembolü olmuştur. Bunun içindir ki MHP’ye dönük akınlar, karalama kampanyaları Sayın Devlet Bahçeli’nin şahsında temerküz etmektedir” tabirlerini kullandı.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Lider Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Prof.Dr. E. Semih Yalçın’ın Ümit Zileli ve MHP ve Başkanı Devlet Bahçeli’ye yapılan akınların nedeni hakkında Türkgün Gazetesi’ne yaptığı açıklama şöyle:
“MHP ve milletçi-ülkücü hareket verdiği bekâ uğraşından zaferle çıkmıştır”
“Korkusuz(!) korkakların gazetesinde kalem oynatan Ümit Zileli; bugünkü yazısında, hem kendisinin hem de başta CHP olmak üzere dayanak verdiği zillet ittifakı temsilcilerinin şuuraltındaki MHP paranoyasını bütün çıplaklığıyla gözler önüne sermiştir. Zileli’nin ve gönüldaşlarının MHP korkusunu besleyen 70’li yılların tozlu sayfaları ortasında, milliyetçi-Ülkücü Hareketin verdiği binlerce şehidin aziz anısı vardır. Zileli’nin vehim ve safsatalarla suçsuz üzere göstermeye çalıştığı bölücü komünistler; kelamını ettiği yıllarda, yalçın bir kaya üzere karşılarına dikilen Davacıların üzerine aç sırtlanlar misali saldırıp binlercesini şehit etmişlerdir. MHP ve milliyetçi-Ülkücü hareket; şehitler kervanına, askerî darbelere, darağaçlarına, mahpus damlarına karşın verdiği beka çabasından zaferle çıkmıştır. Tarihte eşi görülmemiş dinamizm ve güçte bir gençlik teşkilatına sahip bulunan MHP; siyaset sahnesinde yer aldığı günden beri hem milletin vicdanı, hem de Cumhuriyet’in varlık refleksi olmuştur. MHP; mevcudiyetini milletin birlik ve bütünlüğüne, devletin bekasına adamış bir fedailer hareketidir.
“Su uyusa da düşman uyumamaktadır”
Partimizin AK Parti iktidarlarına günümüz konjonktüründe verdiği takviyenin sebeplerini de MHP’nin yıllardır sabır, tutarlılık ve diğerkâmlıkla icra ettiği tarihî misyonunda aramak icap eder. Türkiye, 1980 öncesindeki üzere topyekûn emperyalist taarruzlara karşı bugün de varlık çabası vermektedir. Su uyusa da düşman uyumamaktadır. Dün komünist militanların eline silah verenler, bugün Boğazları ve bütün varlığımızı tehdit etmek üzere burnumuzun tabanında üsler kurmuşlardır.
PKK’nın Suriye kolu, güney hudutlarımızın çabucak ötesinde Türkiye’den gelecekte toprak kesimi koparma hülyalarıyla şahsen emperyalist ülkeler tarafından silahlandırılıp donatılmıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin Suriye’de düzenlediği askerî harekâtlarda ele geçirilen ve Türkiye sonu istikametinde açıldığı görülen tüneller, Yunanistan’daki üslerle tıpkı emperyalist tehdidin bir modülüdür.
2000’li, 2010’lu yıların konjonktürü geride kalmış; Türkiye bölgesinde ve dünyada kendine bağımsız ve gururlu bir yer edinmiştir. MHP’nin dengeli, ısrarlı ve kararlı siyasetleri sonucu; Türk devleti bölücü teröre karşı amansız bir uğraşa girişmiş ve silahlı terörü bitirme noktasına getirmiştir. Fakat alınması gereken çok yol, bitirilmesi gereken çok terör odağı vardır. Türkiye Batı’nın uydusu olmaktan kendini kurtarmıştır, lakin buna karşılık ülkemize yeni bedeller ödetilmek istenmektedir. Taarruzlar içeriden ve dışarıdan sürmektedir. Emperyalist Batı tarafından beslenip desteklenen bölücülük; dün olduğu üzere, bugün de Türkiye’nin başındaki belalardan biri olarak karşımızda durmaktadır.
“Zilli Ümit ve ağabeylerinin hücumlarının bundandır!”
Türkiye’nin beka tehdidi bulunmadığını öne sürenler aldanmakta, milleti kandırmaktadır. Bu tezin sahipleri; içerideki işbirlikçilerle büsbütün müstevlilerin dümen suyuna girenlerdir. Kirli oyunu güç bozacak, vatanımız üzerinde hain emeller besleyenleri yalnızca kararlılık ve güç caydıracaktır. Türkiye’nin yoluna; iktisattan iç siyasete, dış siyasetten memleketler arası hukuk ihlallerine kadar farklı mevzularda tehlikeli mayınlar döşenmiştir. Bölücülerden hiçbir takviyesi esirgemeyen global aktörler, bugün muhalefeti de onlarla birebir hizaya getirmişlerdir. MHP ve onun önderi Devlet Bahçeli; bölücü emellerin önündeki en sarsılmaz duvar, en aşılmaz mahzur olduğu için Zilli Ümit ve dayanak verdiği ağabeylerinin saldırısına uğramaktadır.
“Gezi ve hendek kalkışmalarını ve 15 Temmuz ihanetini hatırlayın!”
MHP Başkanı Devlet Bahçeli, dengeli siyasi duruşuyla beka gayretinin sembolü olmuştur. Bunun içindir ki MHP’ye dönük hücumlar, karalama kampanyaları Sayın Devlet Bahçeli’nin şahsında temerküz etmektedir. Sayın Devlet Bahçeli siyaset satrancında usta bir oyuncudur ve onu yenemeyenler, şahsı ve partisi aleyhinde her türlü iftira ve palavra kampanyalarına müracaat etmektedir. Sayın Devlet Bahçeli’nin neden bu kadar çok hücuma, iftiraya uğrayan bir siyasi başkan olduğunu merak edenler; Seyahat ve hendek kalkışmalarını, 15 Temmuz ihanetini hatırlamalıdırlar. MHP ve onun saygın önderi tökezlediği takdirde; bölücülük yalnızca Mecliste mazbatalı, kravatlı temsilciler bulundurmakla yetinmeyecek, devletin her kademesine yerleşecektir. MHP geri durduğu takdirde, PKK militanları sokaklara hâkim, devlet dairelerinde ali kıran baş kesen olacaklardır.
“MHP’nin Cumhur İttifakında yer almasının temel nedeni işte budur”
MHP sustuğu takdirde, kent eşkıyaları köşe başlarını tutacak, halk mahkemeleri kurulacaktır. MHP misyonunu terk ettiği takdirde; şimdilik demokratik özerklik isteyen bölücüler daha yürekli biçimde Türkiye’den toprak talep edecekler, bağımsız devlet hayallerini hayata geçirmek isteyeceklerdir. Ne yazık ki hafıza-i beşer nisyan ile maluldür. MHP; bu nisyanı yani unutmayı ortadan kaldırmak, hafızaları bölücülüğe karışı canlı tutmak için Cumhur İttifakının paydaşı olarak siyasi uğraş vermektedir. MHP; yalnızca halkın susmayan sesi, kamunun vicdanı değil, milletin unutmayan belleğidir. MHP’nin Cumhur İttifakında yer almasının temel nedeni işte budur.
MHP; yuvarlak masa etrafında kümelenen ve bir iki milletvekilliği, bir iki bakanlık kapmak için ısrarla bölücülerle tıpkı karede tutunmayı göze alıp memleketin geleceğini satanları ifşaya devam edecektir. MHP; zillet ittifakı tarafından ekonomik sıkıntıların, global besin krizinin, dış siyaset gündeminin, yanı başımızda süren ve topyekûn dünya savaşına dönüşme ihtimali yüksek olan Ukrayna-Rusya çatışmasının toz ve dumanı ortasına saklanmak istenen gerçekleri metanetle dillendirmekten geri durmayacaktır. Bilinmelidir ki MHP; 53 yıllık tarihî misyonunu sabır ve kararlılıkla sürdürmekten asla vazgeçmeyecek, siyasi varlığına dönük hayasız atakları da sinesinde hamasetle eritecektir. Sonuncu zafer, Hakk’a ve hakikate inananlarındır.”
