Üniversite öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu’nu öldüren Mustafa Murat Ayhan, Antalya 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen karar duruşmasında “Kasten öldürme”, “hırsızlık”, “kişiyi hürriyetinden mahrum kılma”, “cinsel saldırı” kabahatlerinden 5’inci kere hakim karşısına çıktı. Duruşmada öldürülen Azra’nın annesi Mezide Haytaoğlu, babası Mustafa Haytaoğlu ve taraf avukatları da hazır bulundu. Görülen dava sonucunda Mustafa Murat Ayhan, ağırlaştırılmış ömür uzunluğu mahpus ve cinsel taarruz hatasından 16 yıl mahpus cezasına çarptırıldı.
KATİLİNE KIZININ SON KELAMLARINI SORDU
Kararın akabinde Azra’nın ailesi memleketi Osmaniye’nin Kadirli ilçesine bağlı Durmuşsofular köyünde bulunan Azra’nın mezarını ziyaret etti. His dolu anların yaşandığı mezarlık ziyaretinde anne Mezide Haytaoğlu duruşma salonunda kızının katili ile yüzleştiğini, katile kızının son kelamlarını sorduğunu fakat o anlarda nasıl yıkıldığını anlattı. “Kızımın son kelamlarını sordum katil ise güldü” diyen Mezide Haytaoğlu, “Mahkeme süreci içeride olduğum anlar çok makûs geçti benim açımdan. Duruşmada bizim bilmediğimiz makul noktalara değindiler. Yargıçtan müsaade istedim caniye dedim ki yaptın yaptın da dedim benim çocuğumu en son gören sendin dedim en son kelamı ne oldu dedim hiç karşılık vermedi. Neden yanıt vermiyorsun dedim yaptığının yanında bu yanıt ne ki dedim. Sonra beni öbür tarafa götürdüler. Gülmüş bana gülmüş. Son gülen uygun güler. Yani gülmeyeceğim lakin gülecek durumun mu kaldı senin. Benim yavrumu yok ettin, kendin de yok oldun yavrum da yok oldu. Her şeyin yok oldu ne oldu hanların sarayların sana mı kaldı. Demek istemiyorum lakin diyeceğim. Benim çocuğumu öldürmeden evvel ön tarafını kesmiş dilim dilim kesmiş. Bu bana çok koydu kötüleştim. Dün akşamdan bu yana burnum kanıyor. Gözümün önünden çocuğumun hayali hiç gitmiyor. Daima ciğerimde bıçak saplı içim kan ağlıyor. 50 yıl almış 100 yıl almış 500 yıl almış ben sevinemem ki çocuğum geri yanıma geldi mi yok gelmedi” dedi.
“ÇOCUĞUMUN MEZARINA GELDİĞİMDE HER YERİM TİTRİYOR”
Gözyaşları içerisinde kızının mezarı üzerindeki çiçekleri koklayan baba Mustafa Haytaoğlu ise kızının kafatası ve birtakım modüllerinin hala eksik olduğunu belirterek, “Katil ağırlaştırılmış müebbet ve 16 yıl mahpus cezası aldı. Bu tüm kamuoyunun ve bizlerin yüreğini bir nebzede olsa ferahlattı. Taş üstünde taş kalmasa baş üstünde baş kalmasa benim kızım geri gelmeyecek. Herkes pikniğe gidip bayram yaparken biz kızımızın mezarına geliyoruz. Ağlıyorum ve ağladığım için utanmıyorum. Zira ben bir babayım. Kızımın başı yok, elleri yok, baldırı yok. Dün mahkemede sorduk çocuğumuz geri gelmeyecek. Her mezarlığa gelişimizde bizim ayak seslerimizi duyarmış. Tamam dinen insan öldüğünde beden bütünlüğü sağlanır lakin bizim psikolojimiz de çok değerli. Çocuğumun mezarına geldiğimde her yerim titriyor. Kızım bana ‘baba başım nerede’, ‘ellerim nerede’ diyor. Zira her çocuğun babası kahramanıdır bilirsiniz” diye konuştu.
Üniversite öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu’nu öldüren Mustafa Murat Ayhan, Antalya 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen karar duruşmasında “Kasten öldürme”, “hırsızlık”, “kişiyi hürriyetinden mahrum kılma”, “cinsel saldırı” kabahatlerinden 5’inci kere hakim karşısına çıktı. Duruşmada öldürülen Azra’nın annesi Mezide Haytaoğlu, babası Mustafa Haytaoğlu ve taraf avukatları da hazır bulundu. Görülen dava sonucunda Mustafa Murat Ayhan, ağırlaştırılmış ömür uzunluğu mahpus ve cinsel taarruz hatasından 16 yıl mahpus cezasına çarptırıldı.
KATİLİNE KIZININ SON KELAMLARINI SORDU
Kararın akabinde Azra’nın ailesi memleketi Osmaniye’nin Kadirli ilçesine bağlı Durmuşsofular köyünde bulunan Azra’nın mezarını ziyaret etti. His dolu anların yaşandığı mezarlık ziyaretinde anne Mezide Haytaoğlu duruşma salonunda kızının katili ile yüzleştiğini, katile kızının son kelamlarını sorduğunu fakat o anlarda nasıl yıkıldığını anlattı. “Kızımın son kelamlarını sordum katil ise güldü” diyen Mezide Haytaoğlu, “Mahkeme süreci içeride olduğum anlar çok makûs geçti benim açımdan. Duruşmada bizim bilmediğimiz makul noktalara değindiler. Yargıçtan müsaade istedim caniye dedim ki yaptın yaptın da dedim benim çocuğumu en son gören sendin dedim en son kelamı ne oldu dedim hiç karşılık vermedi. Neden yanıt vermiyorsun dedim yaptığının yanında bu yanıt ne ki dedim. Sonra beni öbür tarafa götürdüler. Gülmüş bana gülmüş. Son gülen uygun güler. Yani gülmeyeceğim lakin gülecek durumun mu kaldı senin. Benim yavrumu yok ettin, kendin de yok oldun yavrum da yok oldu. Her şeyin yok oldu ne oldu hanların sarayların sana mı kaldı. Demek istemiyorum lakin diyeceğim. Benim çocuğumu öldürmeden evvel ön tarafını kesmiş dilim dilim kesmiş. Bu bana çok koydu kötüleştim. Dün akşamdan bu yana burnum kanıyor. Gözümün önünden çocuğumun hayali hiç gitmiyor. Daima ciğerimde bıçak saplı içim kan ağlıyor. 50 yıl almış 100 yıl almış 500 yıl almış ben sevinemem ki çocuğum geri yanıma geldi mi yok gelmedi” dedi.
“ÇOCUĞUMUN MEZARINA GELDİĞİMDE HER YERİM TİTRİYOR”
Gözyaşları içerisinde kızının mezarı üzerindeki çiçekleri koklayan baba Mustafa Haytaoğlu ise kızının kafatası ve birtakım modüllerinin hala eksik olduğunu belirterek, “Katil ağırlaştırılmış müebbet ve 16 yıl mahpus cezası aldı. Bu tüm kamuoyunun ve bizlerin yüreğini bir nebzede olsa ferahlattı. Taş üstünde taş kalmasa baş üstünde baş kalmasa benim kızım geri gelmeyecek. Herkes pikniğe gidip bayram yaparken biz kızımızın mezarına geliyoruz. Ağlıyorum ve ağladığım için utanmıyorum. Zira ben bir babayım. Kızımın başı yok, elleri yok, baldırı yok. Dün mahkemede sorduk çocuğumuz geri gelmeyecek. Her mezarlığa gelişimizde bizim ayak seslerimizi duyarmış. Tamam dinen insan öldüğünde beden bütünlüğü sağlanır lakin bizim psikolojimiz de çok değerli. Çocuğumun mezarına geldiğimde her yerim titriyor. Kızım bana ‘baba başım nerede’, ‘ellerim nerede’ diyor. Zira her çocuğun babası kahramanıdır bilirsiniz” diye konuştu.
