55 yıldır demircilik yapan İbrahim Germi’nin elinde tescilli tarihi eser olan 155 yıllık “Meryem Ana” işlemeli hanedan modeli bir demir kapı bulunuyor. Ermeni ustalar tarafından birbirine geçme formülüyle kaynak kullanılmadan yapılmış olan kapıyı almak için birçok kişi teşebbüste bulundu lakin Germi kapıyı satmadı.
“SATIN ALABİLECEK PARA ŞU ANDA LİTERATÜRDE YOK”
Demir ustası Germi, dedesinden kalan tarihi yapıtı dükkanında koruma ediyor. Kilise papazı ve birtakım tarihi eser meraklılarının kendisinden kapıyı istediğini söz eden Germi, torunlarına bıraktığı en büyük mirasın 155 yıldır ailelerinde olan bu kapı olduğunu belirtti. Germi, kapıyı kendisinden satın alabilecek bir paranın şu anda literatürde olmadığını söz ederek, daha evvelce bir meraklının kapıyı satın almak için sıfır bir araba fiyatı teklif ettiğini de açıkladı.
“GÜZELLİĞİ HİÇ BOZULMAMIŞ”
Kapı üzerindeki figürlerin ve kilit sistemlerinin birinci günkü üzere yeni ve çalışır durumda olduğunu vurgulayan Germi, “Bu kapı 155 yıllık bir kapı. Dedemden babama kalan kapı, babamdan da bana kaldı. Üzerinde ‘Meryem Ana’ figürü var. Figürün hoşluğu yıllardır hiç bozulmamış. Kapı bizim elimize geçmeden evvel kollarını ‘altın’ diye kesmişler. Sonradan demir olduğu anlaşılmış. Kapının üzerindeki el imali kilit 155 yıldır sıkıntısız bir biçimde çalışıyor. Kapının üretiminde kaynak da kullanılmamış. Perçim tekniğini kullanarak birbirine geçmeli olarak yapmışlar. Olağan bir demir kapı 250 kilo gelirken bu kapı 500 kilo geliyor” dedi.
“PAPAZ KAPIYI İSTEDİ”
Bir papazın ve tarihi eser meraklılarının kapıyı almak için teşebbüslerde bulunduğuna değinen Germi, “Kapının bir sürü meraklısı var. ‘Nereden aldın, satar mısın’ diye soran çok oluyor. Ben de satmıyorum. Merak eden gelip bakıp gidiyor. Bu kapıyı Ermeni demir ustaları yapmış. Deniz, Samsun Büyük Cami’ye kadar uzandığı vakit bu kapı kullanımdaymış. Kapı, ‘hanedan kapısı’ olarak kullanılıyormuş. Birebir vakitte dükkanımda kullandığım örs de 150 yıllık. Tıpkı eskilikte bir örsün dünyada çok fazla olduğunu sanmıyorum. Bu kapıyı benden parayla satın alamazlar. Kilisenin papazı yanıma geldi ve kapıyı istedi. ‘Sen bu kapıyı bana ver, Avrupa’ya gittiğinde konaklaman ücretsiz olsun’ dedi. Ben de ‘Ben papaz değilim’ dedim ve kapıyı ona vermedim” diye konuştu.
55 yıldır demircilik yapan İbrahim Germi’nin elinde tescilli tarihi eser olan 155 yıllık “Meryem Ana” işlemeli hanedan modeli bir demir kapı bulunuyor. Ermeni ustalar tarafından birbirine geçme formülüyle kaynak kullanılmadan yapılmış olan kapıyı almak için birçok kişi teşebbüste bulundu lakin Germi kapıyı satmadı.
“SATIN ALABİLECEK PARA ŞU ANDA LİTERATÜRDE YOK”
Demir ustası Germi, dedesinden kalan tarihi yapıtı dükkanında koruma ediyor. Kilise papazı ve birtakım tarihi eser meraklılarının kendisinden kapıyı istediğini söz eden Germi, torunlarına bıraktığı en büyük mirasın 155 yıldır ailelerinde olan bu kapı olduğunu belirtti. Germi, kapıyı kendisinden satın alabilecek bir paranın şu anda literatürde olmadığını söz ederek, daha evvelce bir meraklının kapıyı satın almak için sıfır bir araba fiyatı teklif ettiğini de açıkladı.
“GÜZELLİĞİ HİÇ BOZULMAMIŞ”
Kapı üzerindeki figürlerin ve kilit sistemlerinin birinci günkü üzere yeni ve çalışır durumda olduğunu vurgulayan Germi, “Bu kapı 155 yıllık bir kapı. Dedemden babama kalan kapı, babamdan da bana kaldı. Üzerinde ‘Meryem Ana’ figürü var. Figürün hoşluğu yıllardır hiç bozulmamış. Kapı bizim elimize geçmeden evvel kollarını ‘altın’ diye kesmişler. Sonradan demir olduğu anlaşılmış. Kapının üzerindeki el imali kilit 155 yıldır sıkıntısız bir biçimde çalışıyor. Kapının üretiminde kaynak da kullanılmamış. Perçim tekniğini kullanarak birbirine geçmeli olarak yapmışlar. Olağan bir demir kapı 250 kilo gelirken bu kapı 500 kilo geliyor” dedi.
“PAPAZ KAPIYI İSTEDİ”
Bir papazın ve tarihi eser meraklılarının kapıyı almak için teşebbüslerde bulunduğuna değinen Germi, “Kapının bir sürü meraklısı var. ‘Nereden aldın, satar mısın’ diye soran çok oluyor. Ben de satmıyorum. Merak eden gelip bakıp gidiyor. Bu kapıyı Ermeni demir ustaları yapmış. Deniz, Samsun Büyük Cami’ye kadar uzandığı vakit bu kapı kullanımdaymış. Kapı, ‘hanedan kapısı’ olarak kullanılıyormuş. Birebir vakitte dükkanımda kullandığım örs de 150 yıllık. Tıpkı eskilikte bir örsün dünyada çok fazla olduğunu sanmıyorum. Bu kapıyı benden parayla satın alamazlar. Kilisenin papazı yanıma geldi ve kapıyı istedi. ‘Sen bu kapıyı bana ver, Avrupa’ya gittiğinde konaklaman ücretsiz olsun’ dedi. Ben de ‘Ben papaz değilim’ dedim ve kapıyı ona vermedim” diye konuştu.
