AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Sur ilçesinde bulunan Tarihi On Gözlü Köprü yerleşkesinde “Nesilden Nesile Deneyim Konuşuyor” programında gençlerle buluştu. Burada konuşan Kurtulmuş, “Burayı talan etmek, burada kendi emperyalist maksatlarını en yüksek noktaya çıkartmak için çaba eden, bölge dışından gelen aktörlerin bu bölgeye yapmış olduğu en büyük kötülük etnik fitne, mezhep, meşrep fitnesi ya da din farklılıkları üzerinden halkları birbirinden düşürmek oldu.” sözlerini kullandı.
Diyarbakır’a çok geldiğini ve Diyarbakırlıları çok sevdiğini söyleyen Kurtulmuş, “Diyarbakır’da üniversiteyi okuyor olmayı bir baht olarak telaki etmenizi sizlerden istirham ediyorum.” diye konuştu. Kurtulmuş katıldığı programda şu tabirlere yer verdi:
“En değerli kent Diyarbakır”
“Burası sahiden tarihin, kültürün, sanatın, edebiyatın, insanlığın, insanlık tarihinin özeti olan bir şehirdesiniz. Sahiden bu kentte yaşayanlar var. Üniversiteden ötürü olan kardeşlerimiz de var. Diyarbakır’da olmayı, Diyarbakır’da üniversiteyi okuyor olmayı bir baht olarak telaki etmenizi sizlerden istirham ediyorum.Aslında bir kültür ve medeniyet hazinesinin üstünde, içinde her gün berabersiniz. Her köşede öbür bir tarihi gerçeği görmek mümkün.
Bu coğrafyanın çok kıymetli bir coğrafya olduğunu hepiniz biliyorsunuz. 12 bin yıllık tarihi olan bir kentten bahsediyoruz. Tarihçilerin bereketli hilal dedikleri, balkanlardan başlayıp Anadolu kıtasından, Mezopotamya’dan Ortadoğu’ya ve Doğu Akdeniz’e kadar inen bu coğrafya da bu coğrafya da Mezopotamya’da ilişiği, ya da kapısı olarak telaki edeceğimiz en kıymetli kentlerden birisi. En kıymetli kent Diyarbakır.
“Aman buradan dikkat edin diye beşerler uyarıldı”
Burayı talan etmek, burada kendi emperyalist maksatlarını en yüksek noktaya çıkartmak için çaba eden, bölge dışından gelen aktörlerin bu bölgeye yapmış olduğu en büyük kötülük etnik fitne, mezhep, meşrep fitnesi ya da din farklılıkları üzerinden halkları birbirinden düşürmek oldu.
Son 40 yılımıza maalesef silahlandırılan terör örgütleri vasıtasıyla Türkiye’nin nasıl sıkıntı süreçler yaşadığını hatırlayınız. Az üstte Sur ilçesinde geldiğimizde çukur hareketleri sırasında ne kadar çok insanın öldüğünü biz oraya geldiğimiz de o vakit aman şuradan dikkat edin, aman buradan dikkat edin diye beşerler uyarıldı.
“İnsanların bombalarla, silahlarla tehdit edildiği periyodu yaşadık”
İnsanların yaşadığı konutlarının önünde gelinlerinin, kızlarının evlatlarının maalesef bombalarla, silahlarla tehdit edildiği periyotları yaşadık. Yıkılmayan, yakılmayan yer kalmadı. Bunun kime ne yararı oldu? Emperyalistlerin ekmeğine yağ sürmekten öbür kime ne yararı oldu.
Artık Allah’a çok şükür tekrar bu coğrafyanın, bereketli hilalin merkezi olan Mezopotamya’nın giriş kapısı olan Diyarbakır, tekrar yaralarını sarıyor. ve yine büyük bir kültür ve medeniyet kenti olarak ayağa kalkıyor. Bunu görmekten ötürü büyük bir memnunluk duyuyorum.”
