CHP Dış Bağlantılardan Sorumlu Genel Lider Yardımcısı Emekli Büyükelçi Ünal Çeviköz, CHP’nin Türkiye’nin PKK konusunda yaşadığı tehdidi bir güvenlik sorunu olarak gördüğünü tabir ederken, Finlandiya’nın Türkiye’nin güvenlik telaşlarına kâfi hassasiyetle yanıt vermediğini belirtti.
CHP Genel Lider Başdanışmanı ve İstanbul Milletvekili Ünal Çeviköz, Finlandiya’da yayınlanan Helsinki Sanomat Gazetesi’ne; Türkiye, Finlandiya ve NATO ilgileri ile ilgili açıklama yaptı. Çeviköz, açıklamalarında; NATO’nun genişleme stratejisi ile Finlandiya’nın üyelik süreci ve Türkiye ile Finlandiya ortasındaki alakaları kıymetlendirdi.
Çeviköz, “Finlandiya, Soğuk Savaş sırasında yahut Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bile NATO’ya hiçbir vakit üyelik için talepte bulunmadı. O vakit, direkt tehdit edilmediği için bir istikrar vardı” dedi.
Çeviköz, NATO’nun genişleme sürecine başlayınca durumun değiştiğini ve Rusya’nın bu durumu, 1997 yılında imzalanan NATO-Rusya Kurucu Senedi’ni ihlal eden bir tehdit olarak gördüğünü söz etti. Kurucu Senedin yazım sürecinde de yer aldığını belirten Çeviköz, bu evrak kapsamında, Rusya’nın NATO’nun genişlemesi üzerinde bir veto hakkına sahip olmadığını da kelamlarına ekledi.
Ayrıyeten, gelen soru üzerine Çeviköz, Finlandiya’nın Rusya ile olan güvenlik telaşlarında, Rusya’nın son vakitlerde Ukrayna’daki saldırgan siyaseti nedeniyle haklı olduğunu belirtti. CHP’nin Finlandiya’nın NATO üyeliğini desteklemeye hazır olacağını da lisana getirdi.
“CHP’nin Türkiye’nin PKK terörü konusunda yaşadığı tehdidi bir güvenlik sorunu olarak gördüğünü” söz eden Çeviköz, Finlandiya’nın Türkiye’nin güvenlik tasalarına kâfi hassasiyetle yanıt vermediğini de belirtti. Bu hassasiyetlerin iki ülkenin ikili bağlantıları çerçevesinde kıymetlendirilmesi gerektiğinin altını çizerek, mevzunun çok taraflı bir ortak savunma örgütü olan NATO gündemine bu halde taşınmaması gerektiğini tabir etti.
Çeviköz konuşmasında, birtakım PKK’lıların Finlandiya’ya kaçmış olabileceğini, bunların kim olduğunu bilmediğini belirtirken, bu durumun Türkiye’nin Finlandiya ile direkt ele alması gereken ikili bir sorun olduğunu yineledi.
“Bu mevzuyu Finlandiya’nın NATO üyeliğine pürüz olarak gündeme getirmek, dış siyasette açık bir taktik kusurdur. NATO ortaklarımızdan güçlü yansılar alınmasına şaşmamalı” diyen Çeviköz, “Türkiye, PKK terör tehdidine ait görüşlerini direkt NATO içinde lisana getirmeye odaklanmalı. NATO stratejik konseptinin buna nazaran kaleme alınmasını, örneğin ortak güvenlik ismine NATO ülkelerindeki Kürt örgütlerinin faaliyetlerini izleyerek, Türkiye tarafından tabir edilen terör tehdidiyle uğraş yükümlülüğünün yeni stratejik konsept içinde yer almasını talep edilebileceğini” düşündüğünü de lisana getirdi.
Böylesi bir durumun, Finlandiya üzere gelecekte NATO üyesi olabilecek ülkeleri de bağlayacak bir yol olacağını belirtti.
Atatürk’ün Finlandiya’yı sevdiğinden bahseden ve masasındaki “Beyaz Zambaklar Ülkesi”nde kitabını gösteren Çeviköz, Finlandiya ve İsveç’in Türkiye’nin AB üyeliğini güçlü halde desteklediğinin unutulmaması gerektiğini ekledi. Çeviköz, tartışmaların şu anda devam ettiğini lakin sonunda Finlandiya’nın NATO’ya gireceğinin ve Türkiye ile uygun ilgilere sahip olacağının da altını çizdi.
Çeviköz kelamlarına, milletlerarası siyaset alanında bilinen “Finlandiyalaşma” kavramını hatırlatarak, bu tabirin Finlandiya için olumsuz bir tabir olduğunu, NATO’ya katıldıktan sonra bu kavramın da gündemden düşeceğini belirtti. (ANKA)
