AK Parti Genel Lider Yardımcısı Hayati Yazıcı, 27 Nisan 2007’de Türkiye‘de bir darbe teşebbüsünün birinci kere AK Parti’nin ve başkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın duruşuyla önlendiğini, bu duruşun demokrasi dışı tavırlara karşı son derece kıymetli olduğunu vurguladı.
Yazıcı, 27 Nisan e-muhtırasının 14. yılında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’de çok partili demokratik hayatın “darbeler tarihi” olduğunu, çabucak hemen her 10 yılda bir demokrasiye müdahale edildiğini belirten Yazıcı, birinci duyduğunda e-muhtıranın kendisine daha evvel yaşanmış olayları çağrıştırdığını söyledi.
AK Parti’nin çok dikkatli, ihtimamlı halde, ülkenin birlik ve bütünlüğünü gözeterek, kalkınmasını hedefleyerek icraat sergilediğini anlatan Yazıcı, “Cumhurbaşkanı seçimleri Türkiye’de sorun haline getirilmiş, o denli bir seçim sürecindeydik. Alışılmış her baştan değişik beyanlar, değerlendirmeler çıkıyor. Demokrasiyle bağdaşmayan, millet iradesiyle ahenk sağlamayan beyanlara şahit olurken ‘Peygamber Ocağı’ dediğimiz Türk Silahlı Kuvvetlerinin internet sayfasında bu türlü bir bildiri daha evvel yaşanmış olayların çağrışımını yaptı.” diye konuştu.
O periyot Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında bir toplantı yapıldığını belirten Yazıcı, o gece ve sonraki gün Resmi Konut’ta yaşanan süreci, şöyle anlattı:
“Bunu ne yapalımdan çok, nasıl cevaplayalım üzerine konuşuldu. ‘Ne yapalım’ dendi ve muhakkak karşı duruş, karşılık verilmesi gerektiği kanaati zati hakimdi. Verilecek karşılık metni, arkadaşlarımızca kaleme alınmasından sonra okundu. Şurası değişsin, şuraya şu konsun üzere değerlendirmelerle metne en son biçimi verildi. Bu metnin kamuoyuna nasıl duyurulacağı tartışıldı. Yetkili arkadaşlarımızdan ‘Aynı prosedürle, internet kanalıyla, yani sanal ortamdan yapılsın’ diyenler vardı, bir kısmımız tarafından da ‘Hayır, bu direkt doğruya Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini, elbette o hükümetin ardında en büyük siyasal güç AK Parti’yi gaye almış bir muhtıra, hasebiyle bunun Hükümet Sözcüsü tarafından televizyonlar aracılığıyla canlı yayınla kamuoyuna duyurulması gerekiyor’ tezi savunuldu. Bu doğrultuda karar alınmıştır. Hazırladığımız metin o günkü Hükümet Sözcüsü Sayın Cemil Çiçek tarafından kamuoyuyla paylaşıldı.”
Evvelki müdahalelerin bir kabullenme ile maksadına ulaştığını lisana getiren Yazıcı, “Ama birinci kez bir darbe teşebbüsüne karşı, milletin hukukunu korumak üzere yola çıktığını deklare eden Cumhuriyet hükümeti, AK Parti’nin sorumluğu taşıdığı hükümet, Cumhurbaşkanımızın da söz ettiği üzere dikleşmeden dik durmak suretiyle görüş ve kanaatini millet ismine kamuoyuyla paylaşmıştır.” dedi.
“Büyükanıt ‘AK Parti cevap verecek” yayınları üzerine telefonunu açtı”
Daha evvel 1960 darbesi, 1971 muhtırası, 1980 darbesi ve 28 Şubat post-modern darbe sürecinin maksadına ulaştığını söyleyen Yazıcı, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Çok partili siyasi tarihimizde bir darbe teşebbüsü birinci kere AK Parti’nin, önderi Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının duruşuyla önlenmiştir. Yani şapkayı almış, bir tarafa gitmemişiz. O da sembol oldu diye söylüyorum, kaçmamışız, bir ortaya gelmişiz. Büyük bir haksızlık, milletin hukukunu yok sayan bir teşebbüs, buna karşı millet ismine tabiri caizse göğsümüzü siper etmiş, güçlü bir duruş sergilemişiz, dik durmuşuz. O dik duruşun kamuoyunda duyulması üzerine, bildiri yayınlandıktan sonra uzun bir müddet telefona çıkmayan o günkü Genelkurmay Lideri, AK Parti bildiriye yanıt verecek biçimde televizyonlarda yayınlar çıkmaya başlayınca telefonunu açmıştır.”
Millet ismine yola çıkmış insanların hiçbir şeyden korkmayacağını ve haksızlık karşısında susup kenara çekilmeyeceğini vurgulayan Yazıcı, “O duruş çok değerlidir Türk siyasi tarihi bakımından. Tarihimizde bu türlü klasiklik kazanmış demokrasi dışı tavırlara karşı o duruş son derece değerlidir. Milletimiz bunu nasıl takdir ettiğini, o teşebbüse karşı duruş sergileyenlerin kendi nezdinde ne kadar prestijli olduğunu çabucak bu olaydan sonra 22 Temmuz 2007’de yapılan genel seçimde ortaya koydu.” değerlendirmesini yaptı.
“Gelişme trendlerinin yavaşlamasında antidemokratik teşebbüslerin tesiri büyük”
Antidemokratik teşebbüslerin bedelleri olduğunu anlatan Yazıcı, Güney Kore’den örnek verdi. Yazıcı, 1970’li yıllarda Güney Kore’nin Türkiye’nin gerisinde olduğunu belirterek, ülkenin kalkınma, büyüme, gelişmesindeki trendlerin yavaşlaması, imkanların verimli kullanılmamasında bu çeşit antidemokratik teşebbüslerin çok büyük tesiri olduğunu söz etti.
Yazıcı, devrin Genelkurmay Lideri Yaşar Büyükanıt’ın “O günkü kurallar altında buna e-muhtıra denilemez” kelamlarıyla ilgili de şunları söyledi:
“Son kısımlarında kullanılan sözcükler, ihtimamla seçilmiş değerlendirmeler, bulgular. Onun tam bir muhtıra olduğu kanısındayım. Evvel Türkiye’de toplumsal ortamda değişik yerlerde yaşanan olaylar örneklendirilmiş, güya onları hükümet organize ediyormuş üzere yahut etmemekle birlikte müsamahayla bakıyor, tolere ediyor, göz yumuyor manasında. Sonradan söyleyeceği sözcükleri kamuoyu nezdinde haklı göstermek maksadıyla birtakım argümanlar kullanılmış fakat sonuçta Cumhurbaşkanı seçiminde neler beklediği, Silahlı Kuvvetlerin bu cins durumlar karşısında kayıtsız kalmayacağı, üzerine görev olduğu, bu çeşit bu bahislerin gereğini kesinlikle yapacağına olan itimada bir vurgu var. Bunları tahlil edip okuduğunuz vakit aba altından sopa gösterme içerikli halkın deyişiyle. Muhtıra olduğu kanısındayım.”
Bütün darbelerde kullanılan değerli argümanlardan birinin İç Hizmet Kanunu’nun 35. hususu olduğunu söz eden Yazıcı, 35. hususun hareketin hukukî münasebeti haline getirildiğini, bunun dünyada örneği olmadığını söyledi. Yazıcı, “Orada o tıp yetkilere göndermeler yapılıyordu, O bildirinin sonuç kısmında açıp bakarsanız göreceksiniz. Bugün o denli bir kanun yok hukuk aleminde. Zira o kanunu da değiştirdik, bu çeşit hevesi olanların kullanmasını önlemek gayesiyle o araçsal maddeyi de yürürlükten kaldırdık.” diye konuştu.
Önlenen ikinci darbe teşebbüsünün de 15 Temmuz darbe teşebbüsü olduğunu anımsatan Yazıcı, şunları kaydetti:
“Millet iradesi hâkim olacak, daima birlikte 2023’e, 53’e, 71’e Türkiye’yi taşımanın altyapısını birlikte oluşturacağız. Ülke hepimizin, çok hoş bir ülkemiz var, coğrafik, stratejik üstünlüğe sahip çok hoş bir ülkedeyiz. Kardeşliğimiz kıymetli. İnşallah daima birlikte Türkiye’yi o maksatlara gerçek süratli adımlarla taşıyacağız. İnşallah milletimiz bir daha demokrasi dışı bu tıp teşebbüslerle karşılaşmaz. O cins teşebbüslere tevessül edenler de olursa milletin nasıl tutum koyduğunun örnekleri var. Makus niyetliler bu örnekleri, hal koyuşları hiçbir vakit akıllarından çıkarmamalıdır.”
Kaynak: Anadolu Ajansı / Ferdi Türkten
