HDP Eş Genel Lideri Mithat Sancar, “Bize yönelik hücum ve kuşatma kampanyasının son halkasıydı kapatma davası. Bu davada hazırlanan iddianamenin ne kadar çürük, temelsiz, saçma, boş olduğunu söyledik. Nihayet Anayasa Mahkemesi de oy birliğiyle bu görüşlerimizin doğruluğunu ortaya koydu. Artık Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına düşen, artık bunun düzeltilmesi mümkün olmadığı için bu sıkıntıyı gündemden çıkarmaktır.” dedi.
Sancar, partisinin TBMM
“6-7 Ekim olayları”na ait davanın gelecek hafta başlayacağını anımsatan Sancar, bunun, “hukuki değil, siyasi bir intikam davası, kapsamlı bir tasfiye operasyonu, yıllardır süren darbe planının yeni ve tahminen de en kıymetli kavşağı” olduğunu sav etti.
Bir kumpas davasıyla karşı karşıya olduklarını öne süren Sancar, “HDP’nin demokratik siyaset yapma hakkını ve Kürt halkının siyasette özne olma tezini ortadan kaldırma gayretidir. Bu kumpas davasının içinde hukuk, hakikat, doküman, bilgi, kanıt yok. Birebir kapatma davası üzere temelsizdir ve çökmeye mahkumdur bu dava da.” diye konuştu.
HDP’ye yönelik açılan kapatma davasına işaret eden Sancar, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bize yönelik akın ve kuşatma kampanyasının son halkasıydı kapatma davası. Bu davada hazırlanan iddianamenin ne kadar çürük, temelsiz, saçma, boş olduğunu söyledik. Nihayet Anayasa Mahkemesi de oy birliğiyle bu görüşlerimizin doğruluğunu ortaya koydu. Artık Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına düşen, artık bunun düzeltilmesi mümkün olmadığı için bu sıkıntıyı gündemden çıkarmaktır. Anayasa Mahkemesinin açtığı bu kapıdan hukukun ışığının bir nebze olsa bile girmesine imkan tanımaktır. Bu dava gündemden çıkmalıdır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı boşuna vakit harcamamalıdır. Türkiye‘de demokratik siyaset imkanlarını yok etme planlarının bir modülü olmamalıdır. Bu dava gündemden düşsün. Böylelikle Türkiye’de yeni bir devrin de bir adımı ortaya çıksın, bir adımı atılsın.”
Sancar, “6-7 Ekim olayları” dava belgesinde bulunduğunu ileri sürdüğü Terörle Uğraş Şube Müdürlüğünün bilgi notunu göstererek, “Bu doküman, emniyetin savcıya nasıl talimat verdiğini açıkça gösteriyor.” görüşünü savundu.
-“Başını kuma gömünce…”
Her gün bir büyük ilçenin nüfusu kadar kişinin yeni tip koronavirüs salgının pençesine düştüğünü lisana getiren Sancar, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu ülkede demokrasi ve hukuk olmazsa, iktisat esasen çöker. Bunu daima söylüyoruz. İktisadın çökmesi demek, herkesin birebir halde mağdur olması demek değildir. İktisadın çökmesi demek enkaz altında milyonların kalması demektir. İktisadın çökmesinde ayrıyeten bir küme insan, zümre, semirmeye devam eder. Yaşadığımız tablo budur.
Bir yanda derinleşen yoksulluğun ve işsizliğin ülkesi olan milyonların Türkiye’si var. Öbür yandaysa makam araçlarının, lüksün, israfın, rantın, talanın şahlandığı saray Türkiye’si var. Bir yanda ‘128 milyar dolar nerede?’ diye soranlar, hakikati arayanlar var. Başka yandaysa 128 milyar doların nerede olduğunu açıklayamayan, hatta bu işi sulandıran, düzeysiz esprilerin konusu haline getiren, başını kuma gömünce gerçeğin yok olacağına inanan iktidarın Türkiye’si var. Bir yanda ‘beka’ diyerek sefa sürenler, başka yandaysa market alışverişi yapamadığı için fakat çocukları uyuduktan sonra meskenine gidebilen beşerler var.”
-“Dağıtımlar gösteriye dönüştürülüyor”
Gereksinim sahiplerine patates ve soğan dağıtıldığına işaret eden Sancar, “Burada yürekleri yakan bir gerçeklik var. Patates, soğanı fiyatsız almaya giden binlerce, on binlerce insan aşağılanıyor. Bu dağıtımlar bir merasime, gösteriye dönüştürülüyor. Adeta patates ve soğan oraya gelen o fakir ve onurlu insanların zirvesine fırlatılıyor.” sözünü kullandı.
Hakikatleri lisana getirenlere saldırıldığını ileri süren Sancar, “Mesela 128 milyar dolar nerede diye soruluyor. Biri diyor ki, ‘halkın cebinde.’ Halkın cebindeyse pekala doruğuna fırlatılan soğan, patates neyin nesi oluyor? Oburu çıkıyor diyor ki, ‘belki prosedür yanlıştı ancak burada yolsuzluk yok.’ Biraz daha yürek alsalar emin olun bir, iki, üç her şey ortaya dökülecek. Bu 128 milyar doların nasıl, neden çarçur edildiği ve bu ülkeye ne kadar ziyan yaşattığı ortaya çıkacak.” dedi.
MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli’nin partisinin küme toplantısında, fezlekelere değindiğini anımsatan Sancar, “Bütün bu saydığım meseleler, krizler, olaylar, yolsuzluklar varken bunlara dair tek kelam söylemiyor, varsa yoksa HDP. Tek bildiği, demokratik siyaseti ve demokrasinin kırıntısını gaye alıyor. Biz de buradan soruyoruz; HDP buradadır, Meclis’tedir, alanlardadır, tarlalardadır, fabrikalardadır, personelin, işçinin, halkın içinde ve yanındadır. HDP her yerdedir ve her yerde olmaya devam edecektir. Biz buradayız, herkesin içindeyiz, 128 milyar dolar nerede? Bize onu söyleyin. Kayyumların yolsuzlukla yürüttüğü milyarlar nerede? Gri pasaportla kaçırılan beşerler nerede?” diye sordu.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Alper Atalay
