CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Diyorlar ya ‘CHP gelse sanki memleketi yönetir mi?’ Bal üzere yönetir. Adaletle, güzellikle yönetir. Açlık, sefalet olmaz.” dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Küme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Kayseri’de 16 yaşındaki Sidar isminde bir vatandaşa, “maskeyi nizami takmadığı” gerekçesiyle 900 lira ceza kesildiğini söyledi.
Babası esnaf olan genç kızın kelam konusu cezayı ödeyemediğini lisana getiren Kılıçdaroğlu, “Kendisine, ‘Sen ödemezsen babandan, konut haczi, gayrimenkul, menkul ne varsa haczedeceğiz, parayı alacağız.’ deniyor. Pekala bu bir zulüm değil mi?” diye sordu.
AK Parti 7. Olağan Büyük Kongresi’nden bir görseli paylaşan Kılıçdaroğlu, “Maskesiz bir sürü adam var. Buraya ceza yazan var mı? Yok. Kim bunların dayıları? Sarayda oturanlar, beşli çeteler, dolarla, avroyla oynayanlar. Bunlara ceza yok ancak 16 yaşında Kayseri’deki Sidar’a 900 lira ceza. Bunu vicdan kabul eder mi? 16 yaşındaki kıza 900 lira, bunlara yalnızca alkış. Bunları yanlışsız kabul etmiyoruz.” sözlerini kullandı.
Devlet idaresinde ikili standardın olamayacağını belirten Kılıçdaroğlu, AK Parti Kongresi ve CHP Kurultayı’na ait kimi fotoğraflar göstererek, şöyle konuştu:
“Dayısı olan için farklı, dayısı olmayan için zulüm. Birine ikramiye, başkasına zulmedeceksin. Buna da devlet idaresi diyeceksin. Devlet bu türlü yönetilmez; devlet, adaletle, bilgiyle yönetilir. Bu tabloyu şayet AK Parti’li kardeşlerim, MHP’ye oy veren kardeşlerim içlerine sindiriyorlarsa bir şey demiyorum. İçlerine sindiremiyorlarsa, ‘burada bir adaletsizlik var.’ diyorlarsa beni dinleyin kardeşim, kelamım söz bu ülkeye kesinlikle adaleti getireceğim.
Tuttular ta Karadeniz’den başladılar, kalabalık kongreler yaptılar. Tekraren söyledik, bunlar yanlıştır diye. Şu, CHP’nin kurultayı. Bu da AK Parti’nin kurultayı. CHP kurultayında bütün toplumsal aralar korunmuştur. AK Parti kurultayında yoktur. CHP devleti yönetmemektedir. AK Parti’nin bir bireyi Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetmektedir. Bu tablodan hangisi örnek vatandaşa? Bu mu, bu mu? Bu örnekse bilin ki CHP, Türkiye Cumhuriyeti’ni adaletle yönetecektir. Bu türlü olduğu üzere. Hiçbir vatandaşının geleceğini tehlikeye atmayacaktır.”
“Bal üzere yönetir”
CHP kurultayını yapmadan evvel Sıhhat Bakanlığına yazı yazarak, “Hiçbir partilimizin hayatını tehlikeye atmak istemeyiz. Kongremizi nasıl yapalım.” diye sorduklarını anlatan Kılıçdaroğlu, “Kapalı yerde yapmayacaksınız, açık yerde yapacaksınız. Toplumsal arayı koruyacaksınız.” karşılığını aldıklarını aktardı.
Kurultayı bu kapsamda gerçekleştirdiklerini lisana getiren Kılıçdaroğlu, “Hiçbir vatandaşımızın hayatını tehlikeye atmadık. Söyleyin bakalım, devleti kim daha uygun yönetir? Kim adaletle yönetir ve kim vatandaşına bedel verir? Diyorlar ya ‘CHP gelse sanki memleketi yönetir mi?’ Bal üzere yönetir. Adaletle, güzellikle yönetir. Açlık, sefalet olmaz.” diye konuştu.
“Hiçbirinin bilimle ilgisi yok”
Sıhhat Bakanlığı Koronavirüs Bilim Heyetine değinen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Allah aşkına kendinize Bilim Heyeti demeyin. Bilime ayıptır. Ne dedikleri aşikâr değil. Oturmuşlar koltuğa. Memlekette, 4 Nisan prestijiyle hadise sayısında Amerika Birleşik Devletleri’ni geçtik. Dün 193 kişi hayatını kaybetti. Bu ülke nasıl yönetiliyor? Bilim Konseyi var, büsbütün kıssa. Orada oturanların hiçbirinin bilimle ilgisi yok. Siyasi iktidar, senin koyduğun kurallara uymazsa izzetüikbal ile çekileceksin oradan. ‘Ben bilim insanıyım, siyasetçi değilim. Ben onurumu ezdirmem.’ diyeceksin. Ancak tam aksisi oluyor. Oturmuşlar oraya, Bilim Heyeti farklı havadan, Sıhhat Bakanı başka telden çalıyor. Saray ise zati ‘Kaç kişi ölürse ölsün, kâfi ki benim koltuğum sağlam olsun.’ diyor. Bu mudur devleti adaletle yönetmek? Bu mudur vatandaşının can ve mal güvenliğini, sıhhatini korumak? Denetimi büsbütün kaybetmişler ve devleti yönetemiyorlar. Tek düşündükleri koltukları.
Saray ve beslemelerinin durumu çok düzgün. Bir yerden değil, beş yerden maaş alıyorlar. Maaşlarını avro üzerinden alıyorlar. Garantili maaşları. İstifa etseler, işlerine son verilse bile dünyanın parasını alıyorlar. Bunlar vergi de ödemiyorlar. O da diğerleri tarafından, öteki kurumlar tarafından ödeniyor. Bir elleri yağda, bir elleri balda. 193 kişi hayatını kaybetmiş. İnsan gece uyumaz. Bunların umurunda bile değil. 100 kişi değil, 100 bin kişi de ölse umurlarında değil. Bekledikleri tek şey, ‘Benim cebim nasıl dolacak? Ben paramı nasıl alacağım? Londra’daki bankalara paramı nasıl yatıracağım?’ Bunların sıkıntısı o. Bunlar tefecilere çalışıyorlar. Beşli çete de hayatından çok şad. Bunların da bir zahmeti yok. Garantilerin tamamı dövizle. Pekala esnafın, manavın, taksicinin, kamyon sürücüsünün, apartman görevlisinin, sokak satıcılarının, simitçilerin, pastacıların, yeşil saha çalıştıranların durumu nedir? Sarayın umurunda bile değil. ‘1000 lira verdim yönetim edin.’ Sen 1000 lirayla bir ay geçin bakalım, nasıl geçiniyorsun? Sen 1000 liraya para bile demiyorsun. Senin gözünün önünde yalnızca dolar var, Amerikan doları var. Avrupa’nın avrosu var. Sen Türk lirasını esasen çoktan boş vermişsin.”
“Esnaf artık eski esnaf değil”
Kılıçdaroğlu, CHP’li 20 milletvekili ile Parti Meclisi üyelerinin 31 Mart-1 Nisan’da Isparta’da olduğunu aktararak, “Bir esnaf şunu söylüyor, ‘Ramazan ayı geldi. En çok iş yapacağımız devirde dükkanlar kapandı.’ Bu esnaf kardeşime soruyorum, en çok para kazandığın periyotta senin dükkanını kapatan kongreleri kim yaptı?” dedi.
CHP milletvekillerinin, “her 100 metrede bir dükkanın kapandığı” müşahedesini aktaran Kılıçdaroğlu, “Artık geçinemiyor. Adam kirayı ödemiyor. Saraydakiler bunu biliyor mu? Bilse ne olur bilmese ne olur? Onun gözünde esnaf yok ki esasen. Esnafı şöyle görüyor; ‘Nasıl olsa vururum ensesine tokadı, alırım oyumu.’ Ancak bu esnaf artık eski esnaf değil. Bu esnaf, sana sandıkta hesabını soracak. Bunu pek uygun biliyorum.” tabirlerini kullandı.
Isparta’nın 2 bin nüfuslu Aksu ilçesinde bir esnafın,”Daha 6 aydır açığım. 25 bin lirayı bulan veresiye defterim var.” dediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Millette para yok.” tabirini kullandı.
Tekrar Aksu ilçesindeki bir ayakkabıcının, “30 yıldır ayakkabı satarım. Birinci kere gelip bana ‘İkinci el ayakkabı var mı?’ diye soruyorlar.” dediğini paylaşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Halkın yeni ayakkabı alamayıp ikinci el sorduğu bir periyodu yaşıyoruz. İkinci Dünya Savaşı’nda bile bu türlü olmamıştı. Devleti yönetemiyorlar. Dağılmış, denetimi büsbütün kaybetmiş vaziyetteler. Ne yapacaklarını bilmiyorlar. Sarayda lale periyodu yaşanıyor; herkesin bir eli yağda, bir eli balda. Ahali felaket vaziyette. Erdoğan çıkıp esnafın önüne, dükkanına gidebilir mi? Aksu ilçesine gidebilir mi? Isparta’ya gidip esnaflarla birebir konuşabilir mi? Hayatta gidemez. Tahminen 50 bin müdafaayla masraf. Bu mudur devleti yönetmek? Bu mudur halkçı olmak? Bu mudur milliyetçi olmak? Birebir şeyi Bahçeli’ye de soruyorum. Bu tabloya Bahçeli de dayanak veriyor. Davacıları bunun dışında tutuyorum. Ülkücü kardeşlerimin ne yaptığını çok yeterli biliyorum. Çok rahatsız olduklarını da pek uygun biliyorum. Bahçeli başka. Bütün bu yoksulluğun değirmenine su taşıyan kişidir. Emin olun, bunlarda vicdan yok.”
“Mezarlıklar vazgeçilmez adamlarla doludur”
Kayseri’den Sahabiye Medresesi’ndeki dükkanlara değinen Kılıçdaroğlu, “Geçen yıl, 9 bin 380 lira kira ödeyen bir esnaftan bu yıl, 20 bin 332 lira istiyorlar. Ne oldu da bu kadar büyük bir artırım yapıyorsunuz? ‘Vakıflar Genel Müdürlüğü istedi.’ diyorlar. Vakıflar Genel Müdürünün bilgisi yok. Büyükşehir Belediye Lideri istiyor.” diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, sandık geldiğinde bütün vatandaşların düşünmesini istediğini belirterek, “Bu, AK Parti’li belediye. Cumhuriyet Halk Partisi belediyesinde bu türlü garabetler olmaz. Onlar halka hizmet ederler. Halk için çalışırlar. Kayserili kardeşime söylüyorum, sandık gelecek bu kardeşine oy vereceksin. Cumhuriyet Halk Partisine oy vereceksin. O paraların tamamını sana faiziyle iade edeceğim.” tabirlerini kullandı.
2020’de 99 bin 588 esnafın iflas ettiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Bu, 99 bin kişi nasıl yaşıyor sanki? Devleti yöneten iradenin şunu sorması lazım: ’99 bin kişi iflas etti. Bunların aileleri, çocukları var. Bir sorun bakayım, bunlar geçimini neyle sağlıyor?’ Saray bunu sorabilir mi? Soramaz. Sormaz da aslında. 99 bin kişi ölmüş, iflas etmiş onların umurunda bile değil. Umurunda olan tek şey var, koltuğumu nasıl korurum diye. Koltuk insanı büyütmez, insanı büyüten akıldır, adalet duygusudur. Koltuğa oturdun, kendini vazgeçilmez adam görüyorsun. Dünyadaki bütün mezarlıklar vazgeçilmez adamlarla doludur.” değerlendirmelerinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, son 14 ayda en az 124 bin 910 esnafın iflas ettiğini lisana getirerek, “İzledikleri yanlış siyasetin getirdiği fatura budur.” dedi.
“Mal depoda, icra kapıda”
Çiftçinin de hayatından şad olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Nevşehir’de, Kırşehir’de 400-450 ton patates depolarda duruyor, yeşillendi. Alacak kimse yok lakin banka haciz gönderiyor traktörüne, hayvanına, otomobiline, konutuna. Bu adam nasıl geçinecek? Vaktinde ‘Taksitlendirin.’ dedik, yapmadılar. Artık ‘Tarım Kredi Kooperatifleri borcu hasebiyle taksitlendireceğiz.’ diyorlar. Hoş. Faizi ne yapıyorlar? 11’den 18’e çıkarıyorlar. Neyin fiyatı düştü de sen bunun fiyatını bu kadar yükseltiyorsun? Sen üreticinin elindeki patatesi, elmayı aldın mı? Bu adam nasıl ödeyecek? Mal depoda, icra kapıda. Banka gelmiş, Tarım Kredi gelmiş, ‘Parayı öde.’ ‘Malı al ki parayı ödeyeyim. Malı satmadıktan sonra ben nasıl ödeyeceğim.’ Çiftçinin saray hükümetinden alacağı var. Ödemiyor parasını. Evvelce yapılandırmada 5 taksitti. Artık yüzde 30’u peşin 3 taksit. Çiftçi bunu nasıl ödeyecek? Çiftçi de şad değil.”
(Sürecek)
Kaynak: Anadolu Ajansı / Sinan Uslu
